30 Mayıs 2009 Cumartesi

İDEAL KADIN NASIL OLMALI ?

*Erkeklerin gözüyle 'ideal kadın'ın özellikleri bir listede toplandı. Bu listeye göre ideal bir kadının okuma alışkanlığı olmalı

*Erkekler gazetelerin sadece ilk ve son sayfalarını okuyan ve gündemi takip etmeyen kadınları sohbet arkadaşı olarak görmüyorlar.

*Telefonla gerektiği kadar konuşmalı.Kadınların telefon konuşmalarını saatlerce uzatmaları erkeklerin sinirlerini bozuyor.

*Ağır makyaj yapmaktan, aşırı parfüm ve çok çarpıcı ojeler kullanmaktan kaçınmalı. Böyle görünen kadınlar daha çok ilgi çekse de erkeklerin tercihi doğal ve masum güzellikten yana oluyor.

*Televizyon dizilerine bağımlı olmamalı. Yaşamını dizilere göre programlayan ve bu saatlerde dünyadan kopan kadınları anlayamayan erkekler, doğal olarak onlardan uzaklaşıyorlar.

*Lüks tutkunu olmamalı, alışveriş sırasında da mantığını koruyabilmeli. Taksit imkanı var diye eve gereksiz eşyalarla dolu paketler taşımamalı.

*Alkol ve sigaradan uzak durmalı. Beğendikleri kadınları aynı zamanda birer anne adayı olarak gören erkekler kötü alışkanlıkları olan kadınlardan içgüdüsel olarak uzaklaşabiliyorlar.

*Formuna dikkat etmeli. Ama her yemeğe ‘diyetteyim’ diye başlamamalı. Çünkü bu erkekleri en çok sıkan kelimelerden biri

*Evi ya da odasını oyuncaklarla doldurmamalı. Sadece görüntüsü güzel diye evi hiçbir işe yaramayan eşya kalabalığına boğmamalı.

*Türkçe’yi kötü kullanmamalı. Bol bol yani, filan, şey gibi kelimeler kullanan ve argo konuşan kadınlar yerine etkili ve tane tane bir konuşma her zaman daha çekici geliyor.

*Sadece kızlarla değil erkeklerle de arkadaş olabilen kadınlar, erkeklere daha çekici geliyor. Böyle kadınlarla daha kolay ve iyi iletişim kurabiliyorlar.

*Çocuk taklidi yaparken itici olmamalı. Kadınların şirin olmak adına yaptıkları küçük çocuk taklitleri yerinde ve dozunda olmadığında erkeklerde ters tepki yaratabiliyor.

*Kıskanç olmamalı. Sevgilisini sürekli sorgulayan ve takip eden kadınlar, kendilerine güvenmedikleri mesajını vererek çekiciliklerini kaybedebilirler.

*Erkeğin her şeyiyle ilgilenmemeli. Bazen annesinden daha ileriye geçerek, erkeğin her işiyle ilgilenen kadınlar, aradaki büyünün bozulmasına ve erkeğin kaçmasına neden oluyorlar.

*İç dünyasında huzurlu olabilmeli. Geçmişte yaşadığı psikolojik sorunları ve ailesel problemleri çözümleyememiş kadınların, erkeklerin gelecek planlarına girmeleri zorlaşıyor.

*Kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Hiçbir işlerini bir erkeğin yardımı olmadan yapamayacağını düşünen kadınlar, erkeklerde önceleri bir koruma duygusu yaratsa da bir süre sonra bu duygu sıkılmaya dönüşüyor.

DETOKS İLE 7 GÜNDE YENİLENİN

Sımsıkı bir karın, düzgün bacaklar... kolay bir menü ve bir kaç hareketle kendinizi 7 günde yenileyin!

Detoks nedir?

Detoks, sadece sıvı beslenerek, vücudun en çok enerji harcadığı işlem olan sindirimi mümkün olduğunca durdurarak, vücudun bu enerjiyi kendisini toksinlerden temizlemeye, hücrelerini tamir etmeye ve kendisini gençleştirmeye harcaması olarak tanımlanıyor. Bu şekilde hem bağışıklık sistemi güçleniyor hem de fazla kilolar ve su vücuttan atılıyor. Detoks programının ardından düzenli beslenmeye devam edersen ve belirli aralıklarla detoks yaparsan, hastalıklara karşı daha dirençli olabilirsin. Genelde hepimiz pazartesi yoğun bir tempoyla haftaya başladığımız için bu bir günlük detoksu salı günü yapmanı öneriyoruz. “Sadece sıvıyla beslenmeye dayanamam” dersen, çiğnenebilir seçenekleri tercih edebilirsin. Ama hep aynı doğrultuda ilerlemelisin. Bir öğün sıvı, bir öğün katı beslenmemelisin.

Detoksa hazırlık

Detoksunun başarılı olabilmesi için bunlara dikkat et:
- Detoksumuz seçilen bir gün öğlenden ertesi gün aynı saate kadar devam edecek. Yani salı günü saat 14.00’te detoksa başlanıyorsa, çarşamba yine 14.00’te bitecek. - Sıvı detoks yaparsan hiçbir şey çiğnememelisin, sakız bile! - Tanesiz sebze çorbaları limitsiz! Yağsız, tuzsuz ve ev yapımı olanları tercih edersen çok daha iyi olur. - Taze sıkılmış sebze suları (salatalık, domates, kereviz) ve taze sıkılmış meyve suları (elma, greyfurt, nar gibi) limitsiz. Portakal suyunu tercih etme. - 24 saat içinde en az 3 litre su içmelisin. - Gün içinde istediğin kadar bitki çayı tüketebilirsin. Kahve, siyah çay ve asitli içecekler kesinlikle yasak. - En geç saat 22.00’de uyumalısın. Öncesinde ılık bir duş ya da hafif bir müzik eşliğinde dinlenebilirsin. İstersen televizyon açmadan kitap okuyarak sakin bir akşam geçirebilirsin. - Ertesi sabah uyandığında 1–2 bardak taze sıkılmış sebze ya da meyve suyu iç. - Öğlene kadar sebze çorbasından istediğin kadar içebilirsin.

Kahvaltı
2 büyük bardak su ile güne başla.
Sıvı detoks: Bir bardak taze sıkılmış meyve ya da sebze suyu.
Katı detoks: Domates, salatalık, zeytin ya da yeşil zeytin ile hafif bir kahvaltı.

Öğle yemeği
Sıvı detoks: Karışık sebzelerden yapılmış bir sebze çorbası.
Katı detoks: Büyük bir salata. İçine domates, ıspanak, roka koyabilirsin. Üzerine zeytinyağı ve limon ekleyebilirsin.

Akşam yemeği
Akşam yemeğini güneş batmadan önce yemiş olmalısın!
Sıvı detoks: Çorba ya da sebze suyu.
Katı detoks: Salata, zeytinyağlı sebze yemeği ya da ızgara balık.

Ara öğünler
Havuç, salatalık, 1–2 meyve, meyve ya da sebze suyu.

Detoks çorbası
Malzeme:

1 büyük boy kereviz (yapraklarıyla birlikte)
1 büyük boy kırmızı soğan
1 büyük boy patates
150 gr taze zencefil
1 orta boy havuç
3 baş sarmısak
3 yaprak kara lahana
100 gr beyaz lahana
50 gr biberiye (taze)
2 çorba kaşığı kuru nane
2 çorba kaşığı kurutulmuş maydanoz
2 roka kökü
1 çorba kaşığı acı toz biber
3 çorba kaşığı kekik

Hazırlanışı:
Sebzeleri çok iyi yıkadıktan rendele. Patates haricindekileri kabuklarıyla birlikte rendeleyebilirsin. Kereviz yaprağı, kara lahana ve beyaz lahanayı ise ince ince doğra. Hazırlanan malzemeleri orta boy bir tencereye koy ve tencereyi dolduracak şekilde kaynar su ekle. Bir taşım kaynatıp 1 saat beklet. Daha sonra posa haline gelmiş taneleri tencerenin içinden al. Posaların suyunu çorbanın içine ekle. İstersen baharat ve taze limon suyu da ilave edebilirsin.

Güzel bir kalça için...

- Egzersiz şart! Eğer imkanın varsa yüzmeye gidebilirsin.
- Duş sırasında soğuk suyla ve banyo lifiyle masaj yap.
- Çok yağlı yiyeceklerden uzak dur.

Düz bir zeminde, sağ dizinin üzerine ve dirseklerine yüklenerek dur. Sol bacağın dümdüz havada dursun. Şimdi bacağını iyice yukarıya kaldır ve indir. Hareketi 10 kez tekrarladıktan sonra aynı işlemi diğer bacağın için yap. Bu hareket bacaklarını esneterek, poponun kalkık görünmesine yardımcı olacak.

Bir önceki pozisyonunu bozmadan, havada olan bacağını dizinden bükerek dur. Yine havada olan bacağını yukarı doğru ittir. Sonra yeniden geri çek. Hareketi her iki taraf için de 10 kez tekrarla. Dikkat etmen gereken en önemli şey, bacağını havaya kaldırırken fazla zorlamaman. Sadece gücün yettiği kadar kaldırmalısın.

Yerde yan dönerek ve sol kolunu başının altına alarak dur. Bu sırada sağ kolun destek alabilmek için yerde dursun. Şimdi sağ bacağını havaya kaldır ve indir. Aynı işlemi her iki taraf için 15 kez yap. Yaparken fazla zorlanmayacağın bu egzersiz, özellikle yan basen yağlarının erimesine yardımcı olacak.


Güzel bir karın için...

- Yemek öğünlerini atlama.
- Tıka basa yeme.
- Bol bol egzersiz yap.
- Televizyon izlerken, karnına minik minik çimdikler at.

Yere dümdüz ve sırtüstü uzan. Bacakların dizlerinden bükük şekilde dursun. Başını çenenin altında yumurta varmış gibi düşünerek tut. Parmakların kulaklarında olsun. Kendini olabildiğince öne doğru kaldır ve indir. 15 kez tekrarla.

Hareketimiz bir önceki egzersiz gibi olacak. Tek fark bu kez bacaklar havada. Yine öne doğru kalkıp yatman gerekiyor.
Bacaklarını kaydırmamaya dikkat et.

Karın bölgemize de son atışı yapmaya hazırız! Sırt üstü yatarken iki bacağını da dümdüz bir şekilde havaya kaldır. Kolların başından yukarıda ve düz bir şekilde dursun. Yeniden tüm gücünü toplayarak kollarını ayaklarına doğru uzat ve ayak parmaklarına değmeye çalış.

HAFTADA 2 CM UZAYAN SAÇLAR

Saçlarım uzamıyor bakımsız gözüküyor, sarılarım soluk, saçlarım parlamıyor diyorsanız…

İşte size turp suyundan gelen mucize.

Hafta 2 cm uzayan saçlara sahip olun…

Turplu suyumuz:
Bir turp rendelenir, 3-4 bardak su içinde yarım saat kadar kaynatılır daha sonra posasından suyu ayrılır ve suyunun ılık olması beklenir.ılık olduğu zaman yumurta sarısıyla karıştırılarak saça bi güzel masajla yedirilir ardından strechlenir ve herhangi bir havlu ya da bezle baş bağlanır. 1-2 saat beklenilir ve banyoya giderek suyun sıcak olmamasına dikkat edilerek soğuk ya da ılık suda saçlar şampuanla bi güzel yıkanır. bir hafta sonunda uzayan 1-2 santim saç sonunda da mutluluktan havaya uçulur =)) pişman olmamak için deneyin sadece 1 hafta sonunda vazgeçilmeziniz olacak.

Jennifer Lopez'in Makyaj Tekniği

Jennifer Lopez'in makyajinin sırrını öğrenip, onun gibi makyaj yapmak isterseniz, işte ipuçları...

1. Adım: Krem şeklindeki fondötenden yüzünüze bir parça sürüp, parmak uçlarınızla yüzünüze yedirin. Cildinizde her hangi bir problem yoksa, fondöteni mümkün olduğunca az kullanın. Eğer gerekiyorsa göz altlarınıza kapatıcı sürün ve dağıtın. Fondötenin üstüne kesinlikle pudra sürmeyin.

2. Adım: Göz makyajına başlamadan önce göz kapağınızın çevresine yüzünüze sürdüğünüz fondötenden bir ton açık bir başka fondöten sürün. Bu sayede gözünüze süreceğiniz far için iyi bir zemin hazırlamış olursunuz. Göz altına ince bir fırça yardımıyla hafifçe pudra sürün. Göz makyajınız bittikten sonra fazlalıkları almak için fırçayla tekrar üzerinden geçin

3. Adım: Kaşın altından kirpiğe kadar uzanan kemiğe açık renk ve ışıltılı bir sıvı göz farı uygulayın. Bunu parmaklarınızla iyice yayın. Yüzünüze sürdüğünüz pudradan bu bölgeye de uygulayın. Böylece,göz makyajınız daha kalıcı olacaktır. Küçük ve ince bir fırça ile göz kapaklarınıza açık bej tonlarında bir far sürün.

4. Adım: Kirpiklerinizi kıvırın ve yalnızca üst kirpiklerinize rimel sürün. Kirpikleri biraz daha belirginleştirmek için, kalem ucu kadar ince bir fırça yardımıyla siyah göz farını üst göz kapağınızın yalnızca uç kısmına sürün.

5. Adım: Elmacık kemiklerinize gül rengi tonlarında allık sürün. Ancak allığınızın son derece ince olmasına özen gösterin. Pembe tonlarından kahve tonlarına kadar renk seçeneğiniz var.

6. Adım: Dudaklarınızın etrafına doğal renkte bir dudak kalemi sürün. Dudaklarınızın renginden yalnızca bir ton koyu olması gerekiyor. Aksi halde çok abartılı durabilir. Dudaklarınızın içini ise parlatıcı ya da parlatıcı kadar açık renkte parlak bir rujla boyayın.

28 Mayıs 2009 Perşembe

KİLO VERİRKEN ACELE ETMEYİN


Diyet yaparken asla öğün atlamayın, diyetinizi sağlık sorunlarınız varsa buna göre düzenleyin ve en önemlisi kilo vermek için acele etmeyin...
Sişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olarak kabul ediliyor.
Hisar Intercontinental Hospital'den Diyetisyen Canan Özal Kuzum, ''Şişmanlık, aşırı beslenme, yetersiz aktivite, kalıtım, psikolojik sorunlar, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi pek çok değişik faktöre bağlı ortaya çıkabilir. Şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ciddi bir hastalıktır. Sağlıksız diyetler, baş ağrısı, kosantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, safra ve böbrek taşı, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizliği, kuru cilt, saç dökülmesi gibi sorunlara yol açar'' diyor.
Diyetiniz size özel mi?
- Bireyin kilo vermeden önce kaç kilo vereceğini ve bu kiloyu ne kadar sürede verebileceğinin belirlenmesi gerekir. Kişi hiçbir zaman kısa sürede kilo kaybetmeyi planlamamalıdır. Vücudun kilo kaybı, haftada yarım veya bir kiloyu geçmemelidir.
- Kişilerin uygulayacağı standart bir diyet yoktur, her diyet kişiye özel uygulanmalıdır. Verilecek diyet kişinin beslenme alışkanlıklarına, yaşına, cinsiyetine, iş koşullarına, bazal metabolizma hızına ve sağlık problemlerine (yüksek kolesterol, tansiyon, diyabet) göre hazırlanmalıdır. Herkesin aynı diyeti yapması söz konusu olamaz. Her bireyin kişisel özellikleri farklı olacağından diyete verdiği cevap da farklı olacaktır.
- Diyette öğünler azar azar ve sık tüketilecek şekilde düzenlenmeli ve öğün atlanılmamalıdır. Genelde diyet yapan bireylerin tüm gün aç kalıp metabolizmalarını zayıflattığı görülüyor.
- Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenir. Fakat ana öğünler kadar önemli olan ara öğünler her zaman ihmal edilir veya atlanır. Kan şekeri, kişi öğününü tükettikten 2-2,5 saat sonra yavaş yavaş düşmeye başlar ve böylece diyet yapan kişide açlık hissi doğar. Buradaki ara öğünlerin amacı da kan şekerinin düşmesini ve açlık hissinin önüne geçilmesini sağlamaktır. Bu nedenle ara öğünlere gereken önem verilmelidir.
Sıvıları ihmal etmeyin
- Diyet içinde her besin grubunda bulunan besinler dengeli bir şekilde dağıtılmak koşulu ile tüketilmeldir.
- Diyet sırasında en az 2-2,5 litre su içilmelidir.
- Meyve ve sebzelere diyette çok fazla önem verilmelidir. Bu besinler vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir ve aynı zamanda posa içeriği yüksek besinlerdir. Posa içeriği yüksek besinler kabızlık probleminin tedavisine de yardımcı olur.
- Yapılan en büyük hatalardan biri de zayıflama dönemi bittikten sonraki dönemdir. Genelde kilonun korunması gereken bu dönemde, diyete başlamadan önceki, şişmanlanmaya neden olan kötü beslenme alışkanlıklarına geri dönüş yapılır. Burada yapılması gereken, sağlıklı beslenme alışkanlığının bir yaşam tarzı haline getirilmesidir.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

AŞKIN 9 BELİRTİSİ

Karşınızdaki insan size gerçekten aşık mı? Bunu anlamanız hiçde zor değil. İşte önemli ipuçları!
Antropolog Dr. David Givens'in yazdığı ''Aşk Sinyalleri (Love Signals)'' adlı kitap, Prestij Yayınları tarafından Türkiye'de yayımlandı. Şule Gülmen'in Türkçe'ye çevirdiği kitapta ilişkiyi 5 evreye ayıran David Givens, bunları "Dikkat çekmek", "Gözdeki pırıltı nasıl okunur?", "Kelime alışverişi", "Dokunmanın dili" ve "Sevişmek" olarak sıralıyor.

"Aşkın sözsüz dili" alt başlığıyla yayımlanan kitapta, tanışan iki insanın birbiriyle ilgilenmelerinin göstergeleri şöyle sıralanıyor:

Göz kırpma hızının artması: Göz kırpışının hızlanması, uyarıcı nöro-kimyasal dopaminin beyin tarafından salınmasıyla ortaya çıkan duygusal coşkunun yansımasıdır.

Bukalemun etkisi: Vücut hareketlerinin taklit edilmesi partnerinizin gerçekten de sizin dalga boyunuzda olduğunu gösterir.

Yüz kızarması: Kulakların üstlerinden, yüzün tamamına dek yüzdeki kızıl renk tonu, partnerinizin sempatik sinir sisteminin işe karıştığının göstergesidir.

Saçları düzeltmek: Kendine çeki düzen verme ile ilgili jestler, 'İlgileniyorum' manasına gelir.

Niyet işareti: Tesadüf eseri masanın üstünde size doğru uzatılan bir kol, dokunma isteğinin işaretidir.

Öne eğilme: İnsanlar her zaman en önemli buldukları şeye ya da kişiye doğru eğilirler; buna yönelme refleksi diyoruz.

Kocaman gözler: Partnerinizin merkezi sinir sistemi uyarıldığında göz kapaklarının istemsiz visseral kasları gözlerini normalden daha yuvarlak bir hale getirir.

Sarkmış çene: Bütün ilgiyi ele geçirdiğinizde, partnerinizin dudakları görünür bir şekilde aralanır. Sarkmış bir çene biraz daha yaklaşmanız için bir işarettir.

Bakışların kesişmesi: Partnerinizin sizin görüş alanınız içerisinde sürekli aşağı yukarı göz gezdirmesi göz teması kurmayı arzuladığını gösterir."

"Aşk Sinyalleri"nde tanınma devresindeki olumsuz ipuçları da şöyle anlatılıyor:

Tepki yok: Dikkat çekme davetleriniz tamamen görmezden gelinirse kur yapmanın en cesaret kırıcı işaretini almış olursunuz.

Donma: Durgun bir vücut tepkisiz gibi görünse de umursamazlık yerine utangaçlık sinyali veriyordur. Tüm yetişkin nüfusunun yüzde ellisini oluşturan utangaç kişilerin nazik vücut dili, kendilerini olduğundan daha az yaklaşılabilir gibi gösterir.

Soğuk muamele: Başka bir yöne doğru umursamazca dönmek, 'beni rahatsız etme' manasına gelir. Dudakların sıkıştırılması: Sıkıştırılmış dudaklar partnerinizin size kur yapacak bir ruh durumunda olmadığı izlenimi uyandırır."

MÜKEMMEL İLİŞKİNİN BİLİMSEL SIRLARI

Pek çok insanin öncelikli hayalleri arasında mutlu ve sağlıklı bir birlikteliğe sahip olmak var. Ünlü psikolog, yazar ve sosyal bilimci Dav id Nicen, son kitabi 'The 100 Simle Secrets of Great Relationships'te (İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı) mükemmel bir ilişkiye ulaşmanın sırlarını açıkladı.

Yaptığı araştırmalar nedeniyle Ohio Devlet Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi tarafından birçok kez ödüle layık görülen ünlü yazar Dav id Nicen mutlu ailelerin, sağlıklı ve basarîli insanların 100 sırrından sonra 'İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı' adli kitabıyla mutlu ve sağlıklı bir beraberliğe giden yolda, atılması gereken adımları okuyucularıyla paylaşıyor.

KIYASLAMA YAPMAYIN

Niven'in mutluluğa ulaşmak isteyenlere kıyaslama yapmaktan kaçınmalarını öneriyor. Hayatimizi başkalarınınkiyle kıyaslamak onu değiştirmez. Ancak yazara göre kendi hayatimiz ile ilgili nasıl düşündüğümüzü değiştirir! Nitekim bir arkadaşımızı mükemmel bir ilişkinin keyfini sürerken gördüğümüzde kendi ilişkimizi sorgulamaya başlıyoruz. Sorunlar yasarken gördüğümüzde da kendi ilişkimizin daha iyi olduğunu düşünüyoruz.

PERİ MASALLARINA ALDANMAYIN

Yazara göre her ne kadar hikâyelerde yaşanan büyük aşkları yaşamayı beklemesek de içten içe bunun hayalini kuruyoruz. Niven'a göre yapmamız gereken hayalini kurduğumuz büyüyü partnerimize karşı duyduğunuz sevgide görmek ve masallarda yaşanan şeylerin beklentisi içine girmemek.

ORTAK İLGİ ALANI OLUŞTURUN

Günümüzün çoğunu kariyer peşinde koşmak ve gündelik görevlerimizi yerine getirmekle geçiriyoruz. Bu da kişilerin ilişkilerinde ortak ilgi alanları bulmaya çalışmalarını son derece önemli kılıyor. Çünkü ortak ilgi alanları partnerler arasında pozitif bir iletişim ve eğlencenin oluşmasını destekler.

ZİHNİNİZİ OKUMASINI BEKLEMEYİN

Üzücü bir durumda olduğunuzda partnerinizin sıkıntınızı kendiliğinden anlamasını beklemeyin. Karsı taraf zihninizi okuyamaz. Çoğunlukla partnerimize duygularımızı anlatmadan, bizi yalnız bırakmakla itham ediyoruz. Yapmanız gereken, partnerinize hissettiklerinizi anlatmak.

ACELEYE GEREK YOK

Kişilerin evlenmeye ve çocuk doğurmaya karar verdiği yas dilimi son yüzyılda, her on yılda bir artıyor. Yazara göre bu durumun maddi baskılar ve bağımsızlığını ilan etmek gibi pek çok nedeni var. Acele etmenize gerek yok. Çünkü ilişkiler birinci gelenin ödüllendirildiği birer yarış değil. Kitapta yer alan araştırma, geç yasta evlenmenin ne hayat, ne de yaşanan ilişki üzerinde negatif etkisi olmadığı kanıtlanıyor.

MİZAH DUYGUNUZU GELİŞTİRİN

Yazara göre bir ilişkide iyi bir mizah anlayışına sahip olmanın ortalama bir günü daha eğlenceli kılmaya ve kötü bir günün yükünü azaltmaya faydası olur. Yazar; bu mizah anlayışının pozitif bir yönü olması gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü negatif espriler sadece tansiyonu artırır.

KALİTELİ ZAMAN

Eğer birlikte en çok zaman geçirmek istediğimiz insani bulmuşsak neden onunla mümkün olan en kaliteli zamanı birlikte geçirmeyelim ki! Çünkü ilişkiler birlikte geçirilen zamanın miktarı ile değil kalitesi ile gelişir!

GELECEK ÖNEMLİ

Yazara göre bazı insanlar ilişkilerinin basarîli bir geçmişi varsa o zaman yapılması gereken her şeyin başarılmış olduğunu düşünme yanılgısı içine giriyor. Oysa ilişki geçmişe değil, geleceğe doğru inşa edilir.

AÇIK OLMAK ŞART

Bir ilişkinin mutlu ya da mutsuz olduğunu düşünün. Partnerlerin birbirleri ile nasıl iletişim sağladıkları çok önemli. Yazara göre sağlıklı bir ilişki içerisindeki çiftler, iyi ya da kötü her ne yasıyorlarsa bunu partnerleri ile paylaşıyor: "Hiçbir şeyi içinizde tutmayın! Çünkü kendi gerçekliğinizi paylaştığınız zaman hayatinizi da paylaşmış olacaksınız ve bu süreçte partneriniz ile aranızda oluşacak olan bağ her şeyin üstesinden gelmenizde size yardımcı olacaktır!"

ONUNLA ARKADAŞ OLUN

Biriyle yıllar boyu süren bir araba yolculuğuna çıkacağınızı farz edin! Bu sürede bu kişiye son derece yakin olacaksınız. Dolayısıyla söz konusu kişinin ayni zamanda arkadasınız olmasını da istersiniz. İlişkiyi sürdüren geçici heyecan ya da zevklerden çok arkadaşlık, karşılıklı saygı, hayranlık ve ilgi olacaktır. Uzun vadeli ilişkiler gelişimlerini ve hayatta kalmalarını sağlam bir arkadaşlık temeline borçludur!

MUTLULUĞU ÖNCE KENDİNİZDE ARAYIN

İnsanlar, sevgi dolu ilişkilere ihtiyaç duyar. Hepimiz yakin sosyal ilişkilerden fayda görürüz. Ancak çoğumuz bir ilişkinin bizi tamamlayacağına, hayatımızdaki boşlukları dolduracağına inanırız! Hâlbuki gerçekte kim olduğunuzla ilgili olarak mutlu değilseniz, bir ilişki bu durumu değiştirmeyecektir! Bu, sağlıklı bir ilişki sürdürmenizi de zorlaştıracaktır!

PARANIN ÖNEMİ AZALIR

Hayalimizdeki ortak varlıklı biri olabilir. Ancak varlıklı kişi ile bir ilişki yasamaya başladıktan sonra paranın önemi ilişkinizi değerlendirirken etkisiz bir hale gelecektir! Kitapta yer alan araştırma sonucuna göre, sadece gelirin veri olarak alındığı bir ilişkinin basarîsi ile ilgili bir tahmin yapmak imkânsız! Çünkü servet bir ilişkinin uzunluğu ve tatminlik derecesi üzerinde bağlantısız!

ONU ÖNEMSEYİN

Fikir, zevk ve tercihlerinizin mükemmel bir uyumla buluştuğu bir ilişkiyi ne yazık ki yasayamayacaksınız! Nicen; bu bos fanteziyi tercih etmemenizde de ısrarcı... Zıtlıkların daima ilişkiyi canlı tuttuğunu, rehavet hissinden uzaklaştırdığını ve birey olarak gelişimi artırdığını savunuyor. İlişkinizdeki zor zamanlarda sizin için en önemli olanın ne olduğunu karsı tarafa göstermelisiniz! Farklılıklara rağmen ona değer verdiğinizi göstermeniz; sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturur.

SORGULAMAYI BIRAKIN

Çoğumuz birlikte olduğumuz kişinin geçmişini merak ederiz. Özellikle ciddi ilişkilerini. Uzun vadede endişe, kıyaslama ve eninde sonunda kavga ortamı yaratacaktır. Siz; birlikte olduğunuz kişinin geçmişteki partnerleri ile bir yarışma içerisinde değilsiniz.

KENDİNİZE İNANIN

İlişki bir ihtiyaç değildir. Özde; sağlığınız ve mutluluğunuz için bir ilişkiye ihtiyacınız yok. Yasadığınız ilişki belki de hayatinizin önemli bir kısmini teşkil edebilir, ama siz hayatta kalmak ve gelişmek için gerekli olanlara zaten sahipsiniz! İçinde bulunduğunuz durum her ne olursa olsun; kendinize inanın ve önce tek basınıza ayakta durabildiğiniz gerçeğini kabul edin.

ÇEVRENİZDEKİLERİN FİKİRLERİNİ DİNLEMEYİN

Önemli bir karar vermemiz gerektiğinde genellikle ikinci bir görüş alırız! Nicen; bu eğilimi kesinlikle desteklemiyor. İki kişinin oluşturduğu dünyayı, aradaki iletişim ya da elektriğin seyrini üçüncü kişilerin asla çözümleyemeyeceğini vurguluyor ve ilginç saptamalarda bulunuyor: "Birincisi; hiç kimse sizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunuzu ve neye değer verdiğinizi sizden iyi değerlendiremez. İkincisi insanlar başkalarının ilişkileri konusunda kendi ilişkilerine nazaran daha olumsuzdur. Kısacası akil danıştığınız kişiler; ilişkinizdeki negatif yönleri görmeye pozitif yönleri görmekten daha meyillidir!"

KORKUYA YENİK DÜŞMEYİN

Kendi ayakları üzerinde duran, ne istediğini bilen bir kadın olmanıza rağmen; benliğinizi doğru şekilde yansıtmanız kimi zaman mümkün olmayabilir. Fobiler ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilen nedenler arasında. O gerçekte nasıl biri, geçmişte yasadıklarımızın yine yasayacak mısınız, sizden nasıl bir birliktelik bekliyor, bencil mi, sorumsuz mu? Bu gibi sorular; her kadının hayatinin bir döneminde zihnine üşüşebilir. Oysa olumsuz bir durum ile karsılaşacağınızda ilişkinizi sorgulamaktan vazgeçmeniz gerekiyor.

İŞLERİNİZİ EVE GETİRMEYİN

İş gününüz sona erdiğinde isiniz tamamıyla ofiste kalmalı. Zihninizden de silinmeli! Kitapta yer alan bir araştırma sonucuna göre; çalışmaya ya da is düşünmeye neredeyse hiç ara vermeyen iskoliklerin diğer kişilere oranla özel yaşamlarından memnun olduklarını söylememelerinin üç kat daha olası bir durum olduğu belirtiliyor.

ACILARINIZI UNUTMALISINIZ!

Kirildiniz ve sonra sizden özür dilendi. Çok acı çektiniz ama karsı tarafı affetmeye karar verdiniz! Ancak içinizdeki acı hemen ortadan kaybolmuyor ve hissettiğiniz bu acının travmasını içinizde taşıyorsunuz. Ama bu acıyı geride bırakabilmeyi öğrenmelisiniz! Çünkü acıyı içinizde tutmanız, yaranın taze kalmasına neden olur.

MÜKEMMELİ ARAMAYI BIRAKIN

20 Günümüzde mutsuz birlikteliklerin belki de en büyük nedeni; 'Daha mükemmelini yasayabilirim' düşüncesinden kaynaklanıyor. Sağlıklı ve tatmin edici ilişki daima mevcuttur ya da yaratılabilir! 'Mükemmel ilişki' diye bir kavram asla var olmamıştır. Bu nedenle; Her konuda sizinle hemfikir olan ya da her an sizi mutlu edebilecek biri ile karsılaşmayı ısrarla beklemek yerine; sizi en fazla tatmin eden ilişkiyi yeşertmeyi denemelisiniz.

KUSUR KAPATAN MAKYAJ HİLELERİ

Makyaj yaparken kullanılan belli kurallar ve yöntemler vardır. Açık Renkler hatları ön plana çıkartır, koyu renkler geri plana atar.

Açık renk olarak şeffaf pudra, koyu renk olarak pudra veya allık kullanılabilir.

Burun ile dudak arası uzun ise : Bu uzunluğu geri plana alabilmek için burun ile dudak arasını boyamalısınız.

Burun ile dudak arası dar ise : Çok dar olan bu bölgeyi ön plana çıkarmak için açık renklerle boyamalısınız. Burun

Düzeltme Teknikleri

Küçük Burun : En ideal burun şeklidir. Fakat yüzde kaybolacak, dengeyi bozacak kadar küçük ise ve gözler iriyse burunu ön plana çıkarmak gerekir. Bunun için de burun kemiği ve kanatlarını tamamiyle açık renk fondoten ve pudra uygulamalısınız.

Düz ve Kısa Burun : Bu tip burunlarda burnun bitimine ve iki kaşın arasına açık renk fondoten ve pudra sürülür. Bu sayede burun biraz daha uzun görünür.

Uzun Burun : Burnun uzun olan alt uç kısmına koyu renk fondoten ve pudra ile gölge yapılarak uzunluk geri plana alınır.

Burnunuzu uzun buluyorsanız; Kaş başlarınızın burna çok yakın olmamasına dikkat edin. Burun kökü ve ucuna gölgeleme yapın. Alnınızı ve çenenizi çıkık göstererek burnu daha önemsiz kısalıkta olduğunu vurgulayabilirsiniz.

Kemikli Burun : Burundaki kemiğin üzerine koyu renk fondoten ve pudra sürülür. Bu sayede koyu renkle kemikli kısım geri plana alınır.

Büyük Burun : Bu tip burunlarda, koyu renk fondoten ve pudra ile burun şekli yeniden belirlenir. Gözlerden başlayarak, burnun iki yanına inen gölgeler burun kanatlarına dağıtılır. Burun daha ince ve zarif gözükür.

İşte size bir kaç tüyo...
Burnu kısaltmak için uç kısmını gölgeleyin ama allık ile kırmızı fırça vuruşu burnu daha şiş gösterir unutmayın. Burnunuza yaptığınız gölge oyunlarını güneş ışığında kontrol etmeden dışarı çıkmayın, eliniz alışıncaya kadar leke yapabilirsiniz. Makyaj profesyonelliği zamanla olur.

EN BÜYÜK 10 GİYİM YANLIŞI

Evden çıkarken son kez aynaya baktığınızda çok şık olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, peki gerçekten öyle mi..

Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!

Sadece tayt giymek

Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!

Yerine göre giyinmemek

Şık bir partiye salaş bir pantolonla, bir sokak festivaline gece kıyafetiyle katılamazsınız. Bu en basit görgü kuralıdır. Eğer rahatlığınızın ön planda olacağı bir aktiviteye katılıyorsanız, kıyafetinizi buna göre seçmeye özen gösterin.

Şık da olsa beyaz çizme

Modanın çılgın çocuğu Galliano bile, beyaz; topuklu çizmelerin bir kadını bayağılaştırmaktan başka bir işe yaramadığını söylüyor. Siz onu dinleyin ve eğer böyle bir çizmeniz varsa, hemen ondan vazgeçmenin yollarını arayın.

Vücutla orantısız aksesuvar kullanmak

Evet kesinlikle çok rahatlar... Özellikle de uzun seyahatler için. Ancak o bile herkese yakışmıyor. Eğer gereğinden fazla kiloluysanız, küçük bir sırt çantası yerine daha büyük omuz çantalarını tercih edin. Böylece fazla kilolarınızı da kamufle edebilirsiniz.

Yaşına göre giyinmemek

Eğer yaşınız 30 ve üzeriyse kamuflaj desenli kıyafetlerinizi hemen gardırobunuzun derinliklerine gömün ya da yeğeninize verin. Çünkü onlar gerçekten gençler için.

Tek bir aksesuvarla şık olacağını sanmak

Şıklık bir bütündür ve bunu asla tek bir aksesuvarla sağlayamazsınız diyor Vakko un tasarımcısı Zac Posen. Eğer her tarafınız dökülüyorsa, sadece çok trendy bir çanta veya ayakkabı giyerek kendinizi asla kurtaramazsınız. Tümüyle salaş ve özensiz olmak mı? Bu bile bazen daha iyi!

Her türlü abartı

Eğer kış aylarını karın aylarca erimediği bir yerde geçirmiyorsanız, asla böyle bir bota ihtiyacınız olmayacak. Özellikle de metropollerde! Havanın her daim değiştiği bahar aylarında daha makul kıyafetler giyerek komik görünme ihtimalini sıfırlayabilirsiniz.

Tonları tutturamamak

Renk uyumu konusunda takıntılı olabilirsiniz ama eğer tonları tutturamayacaksınız, boşverin gitsin! Hem de bütün modacılar renk uyumunun çok demode olduğunu söylediği bugünlerde!

Kilolu olduğu halde beyaz pantolon giymek

Dünyanın en riskli kıyafeti beyaz pantolonu giymeden önce eminiz çok düşünüyorsunuz. İşte size biraz daha düşünmenizi sağlayacak bir fotoğraf! Pantolonunuz önden gayet şık görünebilir ama ya arkadan?

Vücuduna göre değil, trendlere göre giyinmek

Bir moda kurbanı gibi görünmek istemiyorsanız, kıyafet alışverişi yaparken çok iyi düşünün. Kabinde giydiğiniz parçaların her birini ayrı ayrı inceleyin, vücuduna yakışıp yakışmadığına bakın ve öyle satın alın. Popo kısmı taşlanmış jean pantolonlar moda olsa da bunun ancak çok formda birine yakışacağını unutmayın.

SEKSİ OLMANIN BİR KAÇ YOLU

Daha seksi bir kadın olmak için bu önerileri uyguladığınızda, cazibenizin erkekleri çılgına çevirdiğini göreceksiniz...

Bazı kadınlar vardır, tek bir bakışlarıyla erkeklerin başını döndürürler, tek bir kahkahayla istediklerini elde ederler... Onlardan nefret ediyor gibi görünsek de aslında onları deli gibi kıskanırız ve onlar gibi olmak isteriz! Oysa onlar gibi olmak hiç de zor değil; buna ihtiyacınız varsa, işte "seksi " olabilmeniz için önerilerimiz!

Günümüzde kadınlar kuşkusuz eskiye oranla çok daha güçlü ve bağımsız hale geldiler. İş hayatında giderek ilerliyorlar, hatırı sayılır paralar kazanıyorlar ve yaşamdaki yerlerini sağlamlastırıyorlar. Ancak bir konu daha var ki, işte o noktada bu saydıklarımızdaki kadar hızlı ilerleyemiyorlar. Bahsettiğimiz; özel anlarda ihtiyaç duyulan cesaret! Örneğin tanışmak istediğiniz bir erkekle sohbete başlamadan ya da bu söz konusu yakışıklıyla yatağa girmeden önce, cesaretinizi toplamak her zaman çok da kolay olmuyor. Biz bunu "seksi kedi cesareti" olarak adlandırdık çünkü erkeklerle bakışmak veya ellerini kuvvetlice sıkmamın ötesinde.,öncelikle kadın olmanın gücünü kullanmanız gerekir. "Bazı hareketler, ifadeler ve mimikler, siz farkında olmasanız da, karşınızdaki kişinin bilinçaltına çeşitli sinyaller yollar ve erkeklerin ilgisini çeker. Böylece karşınızdaki erkeğin de sizinle ilgilendiğini hissetmek, size iyice cesaret verecektir" diyor The Complete Idiots Guide to Body Language Hiç Bilmeyenler için Vücut Dili Rehberi isimli kitabın yazarı Dr. Peter Andersen.

Bir Partide

1- UZUN ADIMLARLA YÜRÜYÜN

Seksi kediler odanın ortasında sağdan sola koşuşturmazlar, yavaş hareket ederler. Bu tarz bir davranış tüm bakışları üzerinize çekecek ve size güven depoloyacaktır. Tek basınıza kendinizden emin bir şekilde yürümek için. "Etrafınıza bakın, tanıdık birini bulmaya çalışın. Böylece ona doğru ilerleyebilir ve ortalıkta başıboş dolaşmak zorunda kalmazsınız. Arkadaşınızın yanına doğru giderken. varlığınızı iyice belli etmek ve boyunuzu uzun göstermek için büyük adımlar atın" diyor Reatl My Hips Kalçalarıma Bak adlı kitabın yazarı Eva Marx.

2- MUZIRCA BAKIŞIN

"Gel buraya" diyen bakışlar, erkeklerin akıllarını başlarından alır. o yüzden bu cilveli bakısı mutlaka kullanın. "Hoşlandığınız erkeğin gözlerinin içine en fazla üç saniye kadar bakın ve sonra gözlerinizi kaçırın" diye öneriyor Andersen ve ekliyor: "Onu istediğinizi anlaması için bunu birkaç kere tekrarlayın. Bu davramsınız onu, sizin yanınıza gelmek için cesaretlendirecektir." Sizin kendinize güveninizi artıracak olan ise siz bir şey yapmadan, onun harekete geçmesi olacaktır.

3- ONA YAVAŞ YAVAŞ YAKLAŞIN

Sadece bakışmak yeterli değildir. Ona yaklaşmak daha fazla ustalık ister. Direkt yanına gitmek yerine, ona yavaş yavaş yaklaşın. "Bir anda karşısına çıkmak, sizi fazla girişken biri gibi gösterecek ve onun savunmaya geçmesine sebep olabilecektir" diye açıklıyor You Don Say Sen Söyleme adlı kitabın yazarı Dr. Audrey Nelson ve ekliyor: "Ona yan taraftan yaklaşmak, daha az gözünü korkutacak ve direkt karşısına çıkmadığınız için sizin daha gizemli gözükmenizi sağlayacaktır." Ayrıca doğrudan bir girişimde bulunmadığınız için, daha rahat ve kendinizden emin olacaksınız.

4- SESLİ GÜLÜN

Gürültülü ve kaba bir kahkahadan bahsetmiyoruz ama başınızı arkaya atıp, sesli şekilde gülmek kendinize olan güveninizi güçlendirecektir. "Kahkaha atmak dikkatleri üzerinize çekeceği gibi, sizi seksi ve kendine güvenli gösterecek ve eğlendiğinizi, mutlu, canlı bir karakterinizin olduğunu düşündürecektir" diyor San Diego State Üniversitesinde flört davranışları üzerine araştırma yapan Tricia Yeomans.

5- ELİNİ SIKIN

"Hoş bir erkekle el sıkışırken, gözlerinin içine bakın ve aynı zamanda elini hafifçe sıkın. Hiç beklemediği bir anda elinizle uyguladığınız bu basıncı, cinsel bir hareket olarak algılayacaktır" diyor Marx. Gücünü sergilemekten korkmayan, cesur bir kadın olduğunuzu gösterecektir. Bu cesur haliniz sizi de mutlu edecektir.


Bir Randevuda
6- ONA YAKLAŞIN

Yemek yerken veya içki içerken, iki insanın arasında gözle görülmeyen bir duvar vardır, "işte o duvarı kırmak, ne kadar cesur olduğunuzu gösterir" diyor Andersen. Ona doğru aranızda 45 santimetre kalacak kadar eğilin ve koluna ya da eline dokunun. Aranızdaki mesafeyi azalttığınız için heyecanlanabilirsiniz ama aslında bu hareket gerginliğinizi hafifletecek ve sohbetiniz daha iyi akacaktır. "Vücutlarınızın birbirine yakın olması aranızdaki kimyayı ve çekimi güçlendirecektir" diye açıklıyor Andersen. Onun size olan ilgisini hissettiğinizde ise kendinizi çekici ve güçlü hissedeceksiniz.

7- KISIK SESLE KONUŞUN

Kısık sesle konuşmak cinsel cazibenizi artırır. "Kadınlar tahrik olunca, testosteron seviyeleri artar ve daha derinden konuşarak, ses tonlarını alçaltıp, yükseltirler, işte bu yüzden alçak ses şehvet uyandırır ve seksi hatırlatır" diye açıklıyor Nelson. Heyecanlıyken sesiniz otomatik olarak yükselir ama onu kontrol altına alarak, olaya hakim olduğunuzu hissedecek ve güçlü olduğunuzdan emin olacaksınız, öte yandan ne söylediğinizi duyabilmek için size daha çok yaklaşacak ve bu yakınlık baştan çıkarıcı olacaktır.

8- KENDİNİZE DOKUNUN

Erkekler, kendi teninize dokunduğunuzda parmaklarınızı takip etmekten kendilerini alamazlar. "Kendi vücudunuzu ellemeniz, onun ilgisini dokunduğunuz bölgelere çekecektir. Buna ek olarak, okşama hareketinin yatıştırıcı bir etkisi de vardır" diyor Andersen. Cinsel cazibenize ve fiziksel özelliklerinize olan güveniniz iyice artacaktır. Yemek sırasında, çıplak omuzlarınıza hafifçe dokunun veya göğsünüzün arasından sallanan kolyenizle oynayın.

9- ONUN ÖNÜNDEN YÜRÜYÜN

Gecenin gidişatı belli olduysa bile, seksi kedi imajınızı devam ettirmenizin yöntemleri vardır. Erkekler heyecan arayışı içindedirler, o yüzden sizi kovalamasını sağlayacak hareketler yaptığınızda, seve seve sizin peşinizden koşacaktır. "O farkında olmadan sizin peşinizde kokarken, siz de kartları elinizde tuttuğunuzu belli edeceksiniz" diyor Marx ve ekliyor: "Önden yürüdüğünüz zaman. poponuza ve bacaklarınıza baktığını hissederek, sizi istediğini düşüneceksiniz.
Yatakta

10- YAVAŞÇA SOYUNUN

Tek istediğiniz yatağın içine girmek olsa bile, en azından beş. saniye vakit harcayarak üzerinizdeki her kıyafeti tek tek ve yavaş yavaş çıkarın. "Yavaş hareket etmek, kontrolün sizin elinizde olduğunu gösterecek ve onun gözleri bayram edecektir" diyor The Womans Guide to Total Self-Esteem kadının Kendine Saygı Duyma Rehberi adlı kitabın yazarı Dr. Stephanie Dillon. "Soyunmak, bedeninizin çabucak yaptığı sıradan bir harekettense cinsel törene dönüşecektir."

11- GERİNİN

Seksi kedilerin yatakta ruhsuz bir şekilde yattıklarına inanmak mümkün değildir. "Kollarınızı başınızın üzerine doğru uzatarak, sırtüstü yatın. "Gerinme sayesinde hem kendinizi daha seksi ve güçlü hissedeceksiniz hem de karnınız dümdüz gözükecek ve göğüsleriniz daha yukarıda duracaktır" diye açıklıyor Yeomans.

12- BAŞINIZI ARKAYA DOĞRU ATIN

Ön sevişme sırasında, başınızı ve vücudunuzu arkaya doğru eğin ve boynunuzu, köprücük kemiğinizi ve göğüslerinizi sevip, okşamasını kolaylaştırın. "Vücudunuzun bu bölgelerine kolayca ulaştığında sizin çekingen olmadığınızı görecektir. Kendinizi ona teslim etliğiniz zaman, duyguları hissetme konusunda daha özgür olacaksınız ve kendinize olan güveniniz de artacaktır" diyor Marx.

13- ZEVK ALDIĞINIZI GÖSTERİN

Erkekler seks esnasında sesler çıkarmanızdan çok hoşlanırlar ama zevk aldığınızı açıkça göstermeniz de en az bu kadar etkileyicidir. Emory Üniversitesi de yapılan bir araştırmada, pornografik resimlere bakan erkeklerin, fotoğraflardaki kadınların yüzlerine, vücutlarının cinselliği çağrıştıran bölümlerine daha çok baktıkları görülmüş. Bunun sebebi, kadınların yüzünde zevk aldıklarına dair izler aramalarıdır. "Gözlerinizi kapayın ve ağzınızı hafifçe açın. Sizin iyi vakit geçirdiğinizi gördüğü zaman, size daha tutkulu dokunacak, öpecek ve sizin de aldığınız zevki artıracaktır" diyor Nelson. Seksi gözükmenizi sağlayacak bir hareket, kendinizi daha seksi hissetmenizi sağlayacaktır.


14- ÜZERİNE OTURUN

Seksi bir kedi her zaman saldırmaya hazır haldedir. Sevgilinizin üzerine oturmanız yatakta ne kadar istekli olduğunuzu gösterecektir. "Üzerine oturduğunuz zaman cinsel ilişkiyi gözetliyor gibi olursunuz. Bu pozisyon erotik gücünüzü artıracağı gibi, ondan üstün davranmanız da onu heyecanlandıracaktır" diyor Nelson.

15- KAŞIK POZİSYONUNA GEÇMEYİ UNUTMAYIN

İlişki sonrasında da kendinize güvenli tavrınızı devam ettirin. Kalçanızı ona bastırarak yana doğru yatın ve onu da yanınıza çekin. "Onun vücudunu hissetmek, yaramazlık anlarınızı hatırlatacaktır" diyor Nelson. Daha da yakınlaşmak için ona iyice sokulun, ellerini tutup, göğüslerinizi kavramasını sağlayın. Sizin tahrik olmaya hazır haliniz heyecanını canlı tutacaktır.

ZEKİCE BAŞTAN ÇIKARANLAR

- Düşük belli pantolonlar giyerek, göbeğini gösterir.
- Buzlu bir içkiyi seksi bir şekilde yudumlar.
- Hoşlandığı bir erkeğe, onu yakışıklı bulduğunu söyler.
- Cep telefonuna kendi numarasını kaydeder.
- Bir çatal tatlı yedikten sonra, dudaklannı yalar.

ISRARCI DAVRANANLAR

- Poposu gözükecek kadar düşük belli pantolon giyer.
- İçkinin içindeki buzu alarak boynuna ve dekoltesine sürer.
- Çok ateşli olduğunu neredeyse ateşinden yanacağını söyler.
- Telefon numarasını erotik bölgelere yazıp göstermeye kalkar.
- O tatlı yedikten sonra, onun dudaklarına yapışır.

ZAYIFLAMANIN KOLAY YOLU

İstiyorum ama bir türlü kilo veremiyorum diyenlerdenseniz bu öneriler sizin için...

Eğer diyet yapıyorsanız ve beslenme şeklinizi salata, ızgara ve diyet ürünler ile sınırladığınız, ekmek yemeği azalttığınız halde hala kilo veremiyor iseniz yanlış yoldasınız demektir!

Aşağıdaki basit öneriler ile hayat tarzınızda değişiklikler yaparak zayıflayabilirsiniz.

* Ayakta durarak ya da yürüyüş yaparak daha fazla zaman geçirin.

* Ev ya da bahçe işlerinize daha fazla zaman ayırın.

* Bir şey getirip götürmek başkalarını aracı olarak kullanmayın.

* Telefon ile konuşurken ayakta durun.

* Merdivenleri bir kaç kalori yakma fırsatı olarak kabul edin ve kullanın.

* Hergün yarım saat daha az televizyon izlemeye çalışın.

* Kısa mesafeler için araba kullanmayın. Markete gittiğiniz zaman en uzak köşeye park edin.

* Hergün düzenli yürüyüş yapın. Hafta sonlarınızı park yürüyüşleri ve bisiklet gezileri yaparak geçirin.

* Fırsat buldukça dans edin.

* İzlemekten zevk aldığınız bir spora başlayın.

* Ev işi yaparken, odanızı toplarken hareketli müzikler dinleyin.

* Öğün atlamayın. Sabah kalktığınız zaman göreceğiniz bir yere "kahvaltı yap" yazılı bir kağıt asın.
Kahvaltınızı akşamdan hazırlayın. Kahvaltı yapmadığınız zaman hissettiklerinizi bir kağıda yazın.

* Tatlı yemek istediğiniz zaman bir bardak su için ya da 100`e kadar sayın. Tatlı yemeye başlarsanız 15 kez derin nefes alın.

* Canınız yemek istediğinde kendinizi ince ve zayıflamış olarak hayal edin.

GELİN MAKYAJI NASIL OLMALI ?

En mutlu gününüzde güzelliğinize güzellik katmak elinizde... TEN

Kapatıcıyla (concealer) fondöten, pürüzsüz ve homojen bir cilt görünümü için gereklidir. Beyaz bir kıyafet giyeceğinizden, kapatıcı tonunu fazla açık seçmeyin, yoksa yüzünüz silikleşebilir. Doğal bir sıcaklık için, ten renginize uyumlu sarı tonlarında fondöten ve pudra seçin.
Düşük yakalı bir gelinlik giyecekseniz, boynunuza da pudra ve allık uygulamayı unutmayın.

GÖZLER

Gözlerinizi belirginleştirmek için açıktan orta koyuluğa kadar olan tonları seçin. Kaş kemiğinin tam altına gelecek şekilde, açık tenliyseniz beyaz, daha koyu tenliyseniz ise kemik rengi gölge uygulayın. Bu efekt gelinliğin beyaz ve genellikle ipeğimsi görüntüsüyle hoş bir bütünlük oluşturur.

Kakao, kum gibi orta renk tonundaki farlar göz kapağı çevresini vurgulayabilecek güzel renklerdir. Son belirginliği gözünüze vermek için alt ve üst göz kapaklarını kahverengi, maun, lacivert veya kömür rengi gibi koyu ve natürel bir tonla gölgeleyin.

Kaşların da belli bir oranda belirginleştirilmiş olması gerekir. Ancak tüm dikkati çekecek kadar değil! Doğal bir görünüm için saç renginize uyumlu bir far rengi seçerek kaş fırçasıyla uygulayın. Kaşlarınızı alıyorsanız, bu işlemin düğün gününden birkaç gün önce yapılması, istenmeyen kırmızılık görüntülerini de önleyecektir.

Bu özel gününüzde mutlaka suya dayanıklı (waterproof) rimel kullanın. Rimeliniz daha uzun ömürlü olacağı gibi bu duygusal gününüzde göz yaşlarınızın güzelliğinizi gölgelememesini de sağlayacaktır. Çok açık tenliyseniz koyu kahverengi rimel kullanın. Aksi taktirde siyah rimel en doğru seçimdir. Rimel uygulamadan önce kirpiklerinizi daha uzun ve gözlerinizi daha büyük göstermek için onları kirpik aparatıyla kıvırın.

YANAKLAR

Sizi sağlıklı gösterecek bir allık rengi seçin: açık tenliyseniz pembe, koyu tenliyseniz roze tonları gibi. Allığınızı yanaklarınızdan elmacık kemiklerinize doğru ve alnınıza uygulayın. Daha canlı görünmek için, sadece elmacık kemiklerinize bir ton açık allık sürün. Allığınızı normalden biraz daha yoğun olacak şekilde uygulayın.
Taze ve parıltılı bir görünüm için yanaklardan yukarı, saç diplerine doğru allık uygulamayı ve bütünde homojen bir görünüm elde etmeyi unutmayın.

DUDAKLAR

Her zaman kullandığınızdan bir-iki ton açık bir ruj seçin. Pembe, roze, erik kurusu tonlar gelinler için idealdir. Normalde kahve veya nötr bir ruj rengi kullanıyorsanız, bunu baz tabakanız olarak kullanın ve bu katın üzerine pembe veya erik kurusu ruju uygulayarak dudaklarınızı canlandırın.

Daha sonra dudak kalemiyle dudak hatlarınızı belirginleştirin.

TIRNAKLAR

Tırnaklarınıza yumuşak tonda bir oje sürün. Üzerine uygulayacağınız parlatıcı da tırnaklarınızın görüntüsünü hoş bir şekilde vurgulayacaktır.

HAMİLE KALMAK İÇİN NE YAPMALI

Fertijin Kadın Sağlığı Merkezi in Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, doğurganlık için kadın ve erkeğin dikkat etmesi gerekenleri açıkladı.

Soru ve cevaplarla hamile kalmak için dikkat edilmesi gerekenler...

Her gün ilişkiye girerlerse ne olur?

Çok sık ilişkiye girildiği taktirde meninin hacmi ve sperm sayısı azalır.

Sekse çok ara vermek spermleri güçlendirir mi?

Çok ara vermek de sorun yaratır. İki hafta hiç ilişkiye girmedikten sonra gerçekleşen ilişkide, çıkan sperm sayıları yüksek olsa bile hareketlilik düşer.

Ayın hangi dönemleri çiftler için şans artıyor?


28 günde bir adet gören kadında 14. gün yumurtlama günüdür. Dolayısıyla 10. günden itibaren gün aşırı ilişki olması, hamilelik şansını en çok artıran tempodur.

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilen pozisyonlar oluyor mu?


Bir kere kadının rahminin pozisyonu önemlidir. Kadının üstte olduğu pozisyonda hamile kalmak daha zordur. Hamilelik isteniyorsa kadının kalça altına yastık koyması bile önerilebilir.

Doğurganlığı artıran yiyecekler var mı?

Organik gıdaları tavsiye ediyorum. Yenilecek gıdalar iyi yıkanmalı, sigaradan uzak kalınmalı. Çünkü günde bir paket sigara içenlerin menopozu üç yıl erkene çekiliyor, iki paket içenlerin ise beş yıl.
Kadın ve erkeğin ilişki öncesi yapmaması gereken birtakım şeyler var mı?

Çok sıcak banyo sperm üretimini azaltır. Çünkü testis ısıya hassastır. Özellikle sperm sayısı sınırda olan kişilerde zararlıdır.

Çocuk isteyen çiftler ne sıklıkta ilişkiye girmeli?

Hamilelik için çiftlere haftada iki üç kere ilişkide bulunmalarını öneririz. Ama asla bir sınırlandırma da getiremeyiz, ilişki spontan olmalıdır. Sonuçta ilişki sıklığı anne baba olma şansını büyük ölçüde etkilemez.

Her gün ilişkiye girerlerse ne olur?

Hiçbir şey olmaz. Bazı bölgelerde her gün ilişkiye giriyorlar, sağlıklı çocukları oluyor. Günlük ilişkiler her zaman sperm sayısını düşürmez.

Sekse çok ara vermek spermleri güçlendirir mi?

Günü geliyor çok ender, hatta yılda bir kez ilişkiyle bile insanlar çocuk sahibi olabiliyorlar.

Ayın hangi dönemleri çiftler için şans artıyor?

Sperm, kadının genital organlarında bir süre yaşar. 14. gün en riskli gün olarak söylense de bazen 20. günlere kadar gebelik riski sürer. Bu nedenle takvim metodu hiçbir zaman doğum kontrol yöntemi olarak işe yaramaz. Bu metodu kullananlar kazaya kurban giderler.

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilen pozisyonlar oluyor mu?


Pozisyonlar da çok önemli değildir. Yalnızca ilişkiden sonra bizim toplumumuzda vajinal duş çok yaygın, bunu önermiyoruz. Enfeksiyona davetiye çıkarıyor.

Doğurganlığı artıran yiyecekler var mı?

Tek yönlü beslenmenin yumurtlama üzerinde kötü etkisi var. Vejetaryenlerde kısırlık oranı yüksektir. Hayvansal proteinlerden de alınması şart.

Kadın ve erkeğin ilişki öncesi yapmaması gereken birtakım şeyler var mı?


Alkolün spermler üzerinde toksit etkisi vardır. Vajinal duşu, özellikle hamilelik beklenen ilişkilerde önermiyoruz.

2009'UN MAKYAJ TRENDLERİ

Güzelliğin en önemli adımlarından olan makyajda bu yaz hangi renkler kullanılacak?

2009 İlkbahar Yaz trendleri, P&G Beauty’nin her sezon moda akımlarını belirleyerek hazırladığı Trend Raporunun son sayısında yer alıyor.
P&G Beauty’nin trend raporuna göre, 2009’un en önemli trendlerden biri olan Abyss’de; doğaya, özellikle de suya göndermeler baskın. Su mavisi, lacivert, gök mavisi, safir ya da koyu lacivert olsun, su benzeri gölgeler sezonun önde gelen renkleri arasında. Akışkan kumaşlar ve ışıltılı dokular, renk paletini ve yeni şekilleri etkilerken, buz beyazı, gümüş gri, barut rengi ve okyanus mavisinin suyu andıran gölgeleri; toprak tonlarını, değerli metalleri ve gök mavisini dengeliyor.

Cesur ve canlı makyaj geri döndü!

Cesur ve canlı makyaj, 2009 İlkbahar/Yaz sezonuyla geri döndü. “Benzersiz güzellikte yüzler yaratmak, yüz özelliklerini kontur kullanarak ve aydınlatarak hayata geçirmek ve podyumlarda gördüğümüz çarpıcı koleksiyonları tamamlamak istedik” diyen Max Factor Makyaj Uzmanı Pat McGrath, 2009 İlkbahar/Yaz defileleri için temel beş trend tasarladı: Heykel Yüzler, Gül Rengi Işıltılar, Güçlü Gözler, Renk Parıltısı ve Kontrast Dudaklar.

Heykel Yüzler

Heykl Yüzler, bir heykelin mükemmelliğini temsil ederken, kadın; modern feminenliği içerisinde duygusal ve kendine güvenen bir karakter olarak resmediliyor. Hafif fondöten ve pudralar ile cilde ışık, dengeli olarak dağıtılarak; elmacık kemikleri, pembe ya da kahverengi dokunuşlar ile daha da vurgulanıyor. Bu görünüm, 2009 İlkbahar/Yaz modasının keskin, geometrik yapısını tamamlıyor ve suya benzer her türlü şeye olan çılgın tutkuyu yansıtıyor. Genel görünüm, gerçek bir ışıldama ve duygusallık hissinin hakim olduğu bir heykelin mükemmelliğine sahip. Pembe, şampanya sarısı ve beyaz inci renklerde parıltıyı yansıtan vurgular; yanaklara, alna, burna ve dudaklara uygulanarak, yüzün bu özellikleri daha da vurgulanıyor.

Gül Rengi Işıltılar

Gül Rengi Işıltılar’daki ışıltı ve tazelik, elmacık kemiklerini belirginleştirmek için allık ve gözleri belirgin şekilde biçimlendirmek için kullanılan kahverengi ve metalik kahverengi ile yaratılıyor. Kimi zaman yanaklara ve şakaklara fırça ile bronz ışıltı uygulanırken; kimi zaman da doğal sağlık ve açık havanın tazeliğini yansıtan genel bir görünüm için mercan, gül, pastel pembe ve deniz kabuğu renklerinde bir allık kullanılıyor.

Güçlü Gözler

2009 İlkbahar/Yaz sezonunda gözler, fazlasıyla güçlü. Gözler son derece belirgin, yoğun bir güce sahip ve fazlasıyla seksi. Kalem ve farlardan oluşan bir kombinasyon ile gözler öne çıkartılıyor. Hem göze hem de alna uygulanan koyu kahverengiler, popüler ve güçlü bir görünüm yaratıyor. Gösterişli metalik renkler ise önemli unsurlardan. İster bakır, ister gümüş, altın ya da bronz olsun gözler her zaman vurgulanıyor ve güçlendiriliyor. Gözler, en parıldayan halleriyle güçlü ve dramatik bir görünüm yaratacak şekilde cesur siyah renklerde ve fazlasıyla hareketli, tıpkı bitmemiş bir giysi gibi.

Renk Parıltısı

Turkuaz’ın, Renk Parıltısı göz makyajındaki yeri, 2009 İlkbahar/Yaz sezonunda oldukça önemli. Turkuaz, göz makyajında belirgin biçimde yer alırken, siyah kalem ve siyah rimel ile vurgulanıyor. Mor ve pembe renkli pudralar hem gözleri hem de yanakları süslerken, dudaklarda ise fuşya, kırmızı ve koyu pembe dokunuşlarla kendini gösteren bir renk cümbüşü görülüyor.

Kontrast Dudaklar

2009 İlkbahar/Yaz sezonunda iki farklı anlayış gözleniyor. Dudaklar ya fazlasıyla cesur ya da son derece sade yani ten rengi…Kontrast Dudaklar, tasarımcılar tarafından sevilen, genel siluetlerde gördüğümüz paradoksu yansıtıyor.

Cesur olduğunda dudaklar ya parlak renklerde; kırmızı, fuşya, mercan ya da mat ve parlak son kat uygulamaları ile koyu renklerde; kahverengi, şarap rengi. Ten rengi olduğunda ise dudaklar; temiz, minimal bir etki yaratmak üzere üzerine parlatıcı sürülerek ya da kapatıcı uygulanarak doğal halinde bırakılıyor.

BURCUNUZA GÖRE PARFÜM KOKUNUZ

Kokular arasından kendinize uygun olanı bir türlü bulamıyorsanız ve beğendiğiniz parfümler üzerinizde şişedeki gibi kokmuyorsa burcunuzdan yardım alabilirsiniz.

Karakterinizin büyük bölümünü yıldızlar ve burçlar etkiler. Biz de genel bir tanımlamayla, karakterinize uygun olan parfümleri bulmaya çalıştık!

Su Grubu: Yengeç, Balık, Akrep

Sofistike ve zarif su kadınının müthiş bir estetik gözü vardır. Çalışma masasındaki kalemlikten evindeki saksıya, saçına taktığı taraktan kullandığı parfüme kadar, yaşamındaki tüm ayrıntılar onun ince zevkini yansıtır.

Giyim onun için gerçek bir tutkudur ve modayı takip etmek bir yana, çizgisini kendi yaratır. Daima bakımlı olan Su kadını, şehrin en iyi güzellik merkezlerinin sürekli müşterisidir. Daima bakımlı görünmeyi tercih eden Su kadını, kendini en kötü hissettiği zamanlarda bile rujunu tazelemeyi ihmal etmez.

O, elegan mekanlarda, elegan dostlarıyla uzun saatler süren sohbetlere katılmaktan hoşlanır. Tam bir kalite aşığı olan Su kadını, kalabalık bir ortamda zarafeti ve kokusuyla dikkat çeker. Kendisindeki zarafeti tamamlayan fresh ve sabunumsu kokular, onun dünyasındaki şıklığın tamamlayıcısıdır.

Hava Grubu: Kova, İkizler, Terazi

Modern, çağdaş, meraklı ve inatçı... Sıkı bir araştırmacı olan Hava kadını, sınırsız bir keşif duygusuyla doludur. Kendinden emin, enerjik ve girgin yapısıyla aradığı cevapları bulmadan peşini bırakmaz.

Kariyeri, Hava kadınının yaşam tarzı ve vitrinidir. İşte bu yüzden, tene değer değmez patlama hissi yaratan, enerjisine ve hayal gücüne ayak uydurabilecek kokuları tercih eder. O, kullandığı kokunun yaşam tarzını ve güçlü kişiliğini yansıtmasını ister.

Az ve öz olanı seven Hava kadını, geçmişi çok düşünür ancak ona bağlı değildir. Açık ve dobra yapısıyla, en abartılı detayları dahi müthiş bir yalınlıkla sunabilir. Seçici Hava kadını, notaları yalın ve perde perde yayılan kokuları seçmelidir.

Ateş Grubu: Koç, Aslan, Yay

Tutkulu ve seksi Ateş kadını, dikkat çekmeyi, maksimalist detayları ve komplimanları sever. Girdiği her ortamda bir anda tüm bakışları yakıcı etkisi altına almayı başarır. Cinsel çekiciliği ve cazibesi Ateş kadınına tanınan en büyük ayrıcalıktır.

Flört etmeyi seven ateş kadını için, yer ve zaman önemli değildir. Ofiste, tatilde, yemekte hatta uçan balonun içinde...

Genzi yakan baharat kokuları onun dişiliğim yansıtır. O, cana yakın, feminen ve bonkördür. Parfümü de onun gibi kendine yavaş yavaş çeken, sonunda bir tutkuya dönüşen notalara sahip olmalıdır. Ateş kadını, sürekli arzulanır ve kendisi de bunun farkındadır. Tenine yayılan parfüm de tıpkı onun gibi gösterişli ve frapandır.

Toprak Grubu: Boğa, Başak, Oğlak

Görüntüsüne oldukça önem veren Toprak grubu kadınları şık, zarif ve yalın bir zevke sahiptirler. Onlar için göze hitap etmek ve insanların nazarında iyi bir izlenim bırakmak çok önemlidir.

Bir toprak burcunun hoşlanmayacağı şeylerden biri de çevrenin ona yadırgayarak bakmasıdır. Bu sebeple çok abartılı ve şatafatlı giysiler, makyaj ve hatta saç kesimi Toprak grubu kadınları için hiç uygun değildir.

Toprak grubu kadınları doğanın yumuşaklığını ve sadeliğini içinde barındıran çiçek kokuları tercih edilebilir.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

kaş almanın pratik teknikleri...





Kaşlar yüzün, burun ve dudaktan sonraki en önemli faktörlerinden biridir.

Kaşlarınız, kişiliğinizi yansıtır; yüzünüzün ifadesini biçimlendirir. Evet, kaşların şekli ve rengi bir kadının nasıl görünmek istediğini anlatır. Çok mu ciddisiniz? Yoksa, daima gülen bir yüze mi sahipsiniz? Bakışlarınızdan memnun değil misiniz? ‘Kaş’ deyip geçmemek gerekir. Çünkü değişken bir kaş modasının bile yaratıldığı günümüzde, değişmeyen bir gerçek var: Şekle sokulmuş kaşlar, yüzünüzü aydınlatır ve sizi gençleştirir.
Yüzünüze en uygun kaş şeklini bulun
Bir kalem alın ve burun kanatlarınızdan birisine dayayıp, resimdeki gibi dik olarak yüzünüzde tutun. Kaş, kalemin denk geldiği noktadan başlamalıdır. Sonra kalemi şakağınıza doğru eğin. Bu nokta da kaşın bittiği yer olmalıdır. Kaşın başlangıcı ve sonu tek bir hattır. Kaşlarınızı, bu hat çerçevesinde biçimlendirin.
Kaş yayınızı belirleyin
Kaşınızın en yüksek olacağı nokta, gözbebeğinizin üzerinden tuttuğunuzda kalemin ucunun gösterdiği noktadır. Kaşınızı almaya başladığınızda dikkat edin: Burundan itibaren kaşın üçte ikisi yukarı doğru ve kalan üçte biri de aşağı doğru gitmelidir. Eğer kaşın iç kısmı çok kalın ve dış kısmı çok inceyse, önden ortaya kadar kaş kalemi ile düzeltin
Acıtmadan alın
Kaşlarınızı alırken daima çıkış yönlerine göre çekin. Önce alt kenardan başlayın. Üst kenarı sadece inceltin.Dikkat: Fazla kaçırmayın! Birkaç defa fazla alırsanız, yerlerine yenileri çıkmayabilir.
Boşlukları doldurun
Önce kaş fırçası ile aşağı doğru tarayın. Bu şekilde boşlukları görmeniz mümkün olur. Sonra kaş kalemi ile incecik çizgiler halinde boşlukları doldurun. Son olarak da kaşlarınızı yukarı tarayın.
Profesyoneller ne kullanıyor?
Eliniz alışkın değilse, cımbız ile ince kaşları kolayca alabilir, biraz ustalaşınca da uzmanların kullandığı kaş pensine geçiş yapabilirsiniz. Hangisinde daha rahat ediyorsanız, onu tercih edin.
Yüze göre kaş şekilleri:
Yüzdeki ifadeyi ortaya çıkaran kaşlardır, ancak ne yazık ki çoğu kadın bu gerçeğin farkında değildir. Yüz tipinizle kaş şekliniz uyumlu olmalıdır. Sadece moda diye kavisli kaş şeklini kullanmanız, yüzünüzde sürekli sinirli bir ifade taşımanıza neden olabilir. Doğru seçimle, güzelliğinize güzellik katabilirsiniz.
Yüz Tipine Göre Kaş Şekliniz
Oval yüzde, armoni sağlamak için kaş çizgisi hafifçe yuvarlanmalıdır.
Uzun yüzde, kalınca ve yatay olmalıdır.
Köşeli yüzlerde, yuvarlak olmalıdır
Yuvarlak yüzlerde, gözlere yakın ve yuvarlak olmamalıdır.
Sivri yüzlerde, kavisli ve keskin olmamalıdır.
Göz tipine göre kaş şekliniz
Çukur gözlerde, kaş rengi çok koyu ve belirgin olmamalıdır.
Aşağı doğru gözlerde, açık renk olmalı ve ucu aşağıya düşmemelidir
Unutmamanız gereken en önemli noktaysa düşük ve silik kaşlar kişiye yorgun ifade vereceğidir.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

daha bakımlı eller için öneriler....


Özellikle ev işleriyle uğraşan kadınların elleri çok sık su ve deterjanla temas eder, bu da tahriş olmalarına yol açar.
Güzellik salonlarında uygulanan el banyoları ve kompresler, yıpranmış ellerin kendilerini yenileyebilmeleri için ideal bakım yöntemleridir. Fakat bunların dışında evde de uygulayabileceğiniz pratik yöntemlerle ellerinizle barışık olabilirsiniz.

Masaj yağı
25 gr. vazelin, 25 ml. hintyağı, 10 damla acıbadem yağı, 25 ml. avokado yağı ve 50 ml. jojoba yağını benmari usulü eritip karıştırın ve bir krem kabına aktarın. İki günde bir, temiz tırnaklara bu karışım ile masaj yapın. Tırnaklarınız beslenecek ve daha beyaz görünecektir.

El masajı
Masaj yapmak istediğiniz elinizi, diğer elinizle sıkıca kavrayın. Serbest elinizin başparmağıyla küçük dairesel hareketler çizerek diğer elinizin yüzeyine masaj yapın. Hareketleriniz canınızı yakmayacak senlikte olmalı.


Parmak aralarına masaj
Bir elinizin baş ve işaret parmaklarını aralayın. Ardından diğer elinizin işaret parmağıyla el ayasından eklem bölgesine kadar dairesel hareketlerle masaj yapın. İşlemi diğer parmak aralarına da uygulayın.Parmaklarınızı hissedinNazik hareketlerle yapacağınız masaj gergin parmaklarınıza iyi gelir. Bunun için bir elinizin baş ve işaret parmaklarıyla diğer elinizin parmaklarına köklerinden uçlarına kadar masaj yapmanız yeterli olacaktır.

El ayalarınızı unutmayın
El ayanıza başparmağınızla dairesel hareketler çizerek masaj yapın. Ardından gerilmiş olan kaslarınıza ve eklemlerinize ritmik olarak basınç uygulayıp gevşetin.

Baskı uygulayın
Masajın sonunda, yoğun dairesel hareketler ve dokunuşlarla tüm el ayanızın ortasına masaj yapın. Tıpkı ayak tabanındaki gibi, bu bölgede de uyarıldığında tüm vücudun gevşemesini sağlayan pek çok refleks noktası yer alıyor.

Esnetin
Her parmağınızı mümkün olduğunca esnetin. El ayalarınızı ters çevirin, parmaklarınızı birbirine geçirin. Ardından el ayalarınızı hafifçe yukarıya doğru gerin. Ellerinizi gevşek bıraktıktan sonra hareketi iki kez tekrar edin.

yulaf ezmesini lezzetle yemek için...



Sıkıcı sabah kahvaltılarından, kibrit kutusu ölçülerden, kuş yemi gibi görünen müslilerden bıktığınızı biliyoruz. Yulaf da pek sevimli görünmeyebilir ama sizin için hazırladığımız 4 lezzetli tarifle fikriniz değişecek!

Artık bir kase yulaf ezmesinin sağlığınız için ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz: Sizi ısıtır, bir güzel karnınızı doyurur ve diğer hiçbir kahvaltılığın olmadığı kadar besleyicidir.
Araştırmalar gösteriyor ki: yulaf ezmesi aynı zamanda obezite, diyabet ve kalp krizine engel oluyor. Ve bunu tek başına beceriyor. Bir de kaseye diğer besleyici özellikleri olan sağlıklı şeyler eklediğini düşünün. İşte o zaman tam bir bomba...
AYÇİÇEĞİ VE KIZILCIĞIN MUHTEŞEM UYUMU
Bu pişirilmeyen tarif (dokusunu ve fındıksı aromasını çok seveceksiniz) ayçiçeği tohumu, yulaf ve sütü bir araya getirerek metabolizmanı hızlandıracak.
Süsle püsle: Yarım kase klasik yulafa, bir çorba kasığı ayçiçeği tohumu ve bir çorba kaşığı kurutulmuş kızılcık ekle. Üzerine bir su bardağı kadar yağsız süt ekle üzerini kapat ve bir gece boyunca buzdolabında sakla.
Bir kişilik. Porsiyon başına:332kalori, 7,5 gr yağ (1,5 gr'ı doymuş), 48 gr karbonhidrat, 138 mg sodyum, 5 gr lif, 18 gr protein.
ZEKÂ GELİŞTİREN BADEM VE YABAN MERSİNİ
Bu meyve ve çerez birleşimi sana ihtiyacın olan vitamin ve omega 3'ü rahatlıkla sağlayacaktır.
Süsle püsle: Bir kase suyu kaynat. ¼ kase parçalanmış yulaf ekle. 25 dakika boyunca yulaflar iyice yumuşayana kadar karıştırarak pişir. Ocağın altını kısarak üç dakika daha karıştırarak pişirmeye devam et. Sonra ¼ kase yağsız süt, bir çorba kaşığı rendelenmiş badem, 1/3 kase taze ya da dondurulmuş yaban mersini ve bir çay kaşığı keten tohumu ilave et. Karıştır ve servis yap.
Bir kişilik. Porsiyon başına:251 kalori, 7 gr yağ (0,5 gr’ı doymuş), 40 gr karbonhidrat, 41 mg sodyum, 6 gr lif, 10 gr protein.
YER FISTIĞI EZMESİ
Yumurta, yer fıstığı ezmesi ve soya sütüyle birlikte pişmiş yulaf ezmesi öğleden sonraki saatlere kadar ihtiyacın olacak tüm proteini sana sağlar.
Süsle püsle: Fırını 190 derece de ısıt. 20x20cm boyutlarında bir tepsiye önce pişirme spreyi sık. Geniş bir kapta iki bardak yulaf ezmesini iki çay kasığı tarçınla karıştır. Ayrı bir kapta iki yumurtayı çırp, iki bardak vanilyalı soya sütü (vanilyayı ayrıca ekleyebilirsin), bir bardak su ve dört çorba kaşığı doğal fıstık ezmesi ekle. Bu karışıma yulafı ekle ve tepsiye dök, 20 dakika pişirdikten sonra üzerine iki çorba kaşığı agave şurubu (isteğe bağlı) serpiştir.
Altı kişilik. Porsiyon başına: 253 kalori, 10 gr yağ (1 gr'ı doymuş), 30 gr karbonhidrat, 96 mg sodyum, 3,7 gr lif, 11 gr protein.
CEVİZ VE MUZUN LEZZETİ
Potasyum zengini muz ve kas üretimine yardımcı whey tozu sana ihtiyacın olan tüm enerjiyi sağlayacak.
Süsle püsle: ¼ kase yulafı ½ bardak su, ½ kaşık vanilyalı whey tozu, bir çay kaşığı tarçın ve bir tutam tuzla karıştır. Karışımı microdalga fırında 90 saniye yüksek ısıda pişir. Hazırladığın karışımın üzerine ½ bardak yağsız süt, dilimlenmiş muz ve bir çorba kaşığı ceviz parçaları koyarak servis yap.
Bir kişilik. Porsiyon başına: 388 kalori, 9 gr yağ (1,5 gr'ı doymuş), 63 gr karbonhidrat, 349 mg sodyum, 9 gr lif, 18 gr protein.

aşkınız monotonmu? o zaman bu yazı tam size göre



Partnerinizi daha fazla şaşırtın! Hem yatak odasında, hem de dışarıda! Yatak odanızdaki TV'den kurtulun ya da en azından her ikiniz de yataktayken izlemeyin. Mum ışığında akşam yemeğini hayatınızın bir parçası haline getirin.
Karşılaştığınız erkeklere karşı daha az eleştirel olmaya çalışın. Hiç kimse kusursuz olamaz.
- Erkek arkadaşınız yalnız başına kalmak istediğinde sızlanmayın.
- Partnerinizle açık ve dürüst bir biçimde iletişim kurun.
- Haftada en azından bir gece arkadaş grubunuzla dışarı çıkın.
- Birlikte daha fazla zaman geçirin: Sadece ikiniz!
- Gerçek aşktan uzak durmaktansa, ona bağlanma ihtimalini de gözden geçirin.
- Dinlemeyi öğrenmek için gerçekten çaba sarfedin.
- Uzlaşmak istemiyorsanız taviz vermeyin. İçinizdeki sesi dinleyin. - Kavgada ne zaman geri çekilmeniz gerektiğini bilin.
- Tüm kalbinizle konuşun ve dinleyin.
- Zor meseleleri çözüme kavuşturmaya çalışırken birbirinizin ellerini tutun.
- Tatilin sahip olduğunuz her şey için şükretmek adına muhteşem bir fırsat olduğunu unutmayın. Elde edemediklerinize sızlanmayın.
- Oyun oynamayı bırakın. Onu aramak istiyorsanız arayın.
- Ona en kötü yanınızı değil, en iyi yanınızı gösterin.
- Vermeyi ve gereği gibi almayı öğrenin.
- Küçük hataları görmezden gelerek olumlu şeylere odaklanmaya çalışın.
- İltifat etmesini öğrenin.
- Partnerinizi evden çıkarken her gün öpün.
- Partnerinizle her hafta en az bir kez TV'siz bir akşam geçirin.
- Onunla daha özel zamanlar geçirmeye çalışın. Evde enfes bir akşam yemeği, hafif bir müzik ve güzel bir film bile yeter.
- Birlikte geçirdiğiniz güzel anıları her zaman hatırlayın. Bunlara yenilerini eklemeye çalışın.
- Yatak odasında 'ilk harekete geçen' olmaktan çekinmeyin.
İlk görüşte aşk ! Birini ya beğenir ya da daha iyi tanımaya cesaret etmeden hemen yanından uzaklaşırız... Neden böyle davranırız? Bizi etkileyen nedir?
- Güzelliği: Güzellik, bu kararda en önemli yere sahip... İç güzelliğini ilk görüşte anlayamayacağımıza göre, tabii ki dış güzellik (kendi normlarımıza göre) bizim için önemli...
- Görüntüsü: Bakımlı ve temiz bir insan her zaman etkileyicidir.
- Davranış biçimi: Yürüyüşünden, vücudunu kullanış biçimine kadar kendine ait bir tarz yaratmış insanlar her zaman iyi bir etki bırakırlar.
- Bakışları: Bazı insanlar bakışlarıyla adeta içimizi eritirler. Kendine güvenen, ne istediğini bilen bakışlara dayanmak hiç de kolay değildir.
- Ses tonu: Bir düşünün; son derece çekici, hoş görünen bir erkek yanınıza geliyor ve kedi miyavlaması gibi sesler çıkararak size bir şeyler anlatıyor, ne hissedersiniz? 'Konuşmasa kimbilir ne iyi yapar' demez misiniz? Ya da yakışıklı olmayan ama etkileyici bir sese sahip erkekle bu kedi sesli arasında bir seçim yapmanız gerekse, mantığınız (!) yakışıklı olmayanı tercih etmenizi fısıldamaz mı?
- Kokusu: Tabii ki kötü kokan birini kimse istemez. Bunu herhangi başka bir şeyle kıyaslamaya gerek bile yok.Güzel kokan kazanır.

22 Mayıs 2009 Cuma

hamilelikte sizi neler bekliyor


Hamilelik dönemi bir kadın için en özel dönemlerden biridir. Ancak büyük heyecan yaşayan anne adayının vücudundaki bazı değişiklikler zaman zaman sıkıntı verebilir.Hamilelik kuşkusuz ki anne adayının pek çok yeni heyecanı tattığı bir dönem. Ancak bu süreçte bazı sıkıntılar da olabiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökmen İyigün, anne adayının vücudunda nasıl değişim yaşandığını anlatıyor. Kabızlık: Hamilelerin çoğu kabızlıktan şikayet eder. Çünkü kabızlık artışı bağırsak kasılmalarını engellemektedir. Bir diğeri ise hamilelik nedeniyle salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının etkisiyle bağırsağın anestezik etki göstermesidir.
Bulantı: Bazı kadınlarda günlük kusmalara neden olabilecek şekilde öneme sahiptir. Diğer taraftan kadınlar hasta olmaksızın yemek kokularından nefret ederler. Mutlu eden taraf hamileliğin üçüncü ayının sonunda genel olarak bu belirtilerin ortadan kalkmasıdır. Bu rahatsızlıkların sebebi plasentanın üretmiş olduğu olağanüstü miktarda östrojen hormonuna midenin toleransının yetersiz oluşudur.
Baş ağrıları: Baş ağrıları, hamileliğin ilk dönemlerinde kan akışındaki değişiklikler sonucunda bir çeşit kan basıncına bağlı olarak meydana gelir. Stresten kaynaklanan sızı beyin bölgesindeki kasların kasılmasını artırır ve neticede anne adayı kendisini sürekli yorgun hisseder.
Hemoroid: Plasenta tarafından üretilen hormonlar toplardamarların rectum'un iç yüzeyinde toplanmasını sağlar, bu da hemoroide neden olur. Bu durum uterus'un hacmi sayesinde karnınızda meydana gelen bir baskı ile kendini gösterir. Hemoroidler özellikle doğumun son aylarına doğru, doğum anında, doğumun ardından ilerleyen günlerde kendini gösterir.
Bacaklarda ağırlık hissi: Hamilelik döneminde olağanüstü düzeyde hormon salınır. Bu hormonlar toplardamarlarda genleşmeye neden olarak kan akışını engeller. Kan akışı geçişinin zor olduğu yerlerde hoş olmayan ağrılar meydana gelir. Bacak ağrısı ve bileklerde ödem oluştuğunda acıları dindirmek için mümkün olan sıklıkla dinlenilmeli, yatakta ayaklar yükseltilmeli, bacaklar soğuk suyla yıkanmalı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

21 Mayıs 2009 Perşembe

Regl problemlerine kolay çözümler!

Şiddetli, ağrılı ya da düzensiz... Regl ile ilgili yaşadığımız sorunların kaynağı, hormon değerlerini bozan aşırı stres olabiliyor. Bunu başarmak pek kolay olmasa da, sakin ve huzurlu bir yaşam sürmek ise reglin tekrar düzene kavuşmasını sağlayabiliyor.

Egzersiz: Hafif bir egzersiz karın bölgesindeki kan dolaşımını güçlendiriyor ve krampların çözülmesini sağlıyor. Son yıllarda tüm dünyada trend olan yoga ve refleksoloji, regl ile ilgili yakınmaların hafiflemesinde büyük yarar sağlıyor. Özellikle 'Supta Baddha Konasana' egzersizi, kamın alt bölgesinde yer alan organları güçlendirip, gevşetiyor. Böylelikle regl dönemindeki ağrı gibi yakınmalarınızın hafiflemesine katkı sağlıyor.
'
Supta Baddha Konasana': Ayaklarınız zemine basacak şekilde sırtüstü uzanın. Nefes alarak bacaklarınızı birleştirin ve dizlerinizi hafifçe bükün. Nefes verirken sağ dizinizi sağ yana, sol dizinizi de sol yana doğru yavaşça açın. Bu sırada ayak tabanlarınızı birleştirin. Parmaklar parmakları, topuk da diğer topuğu karşılayacak şekilde bacaklarınızı yere değdirin, Bu pozisyonda derin nefes alıp vererek, hareketsiz durun. Egzersizi günde 2 veya 3 kez, 4-5 dakika uygulayın. Yoga, düzensiz reglde de yararlı olabiliyor. Örneğin "Çocuk Duruşu' olarak bilinen 'Balasana' karnın alt bölgesindeki organlara adeta masaj yaparak hormon üretimini uyarıyor.

Balasana: Ayak başparmaklarınız birbirine değecek şekilde diz çöküp, topuklarınızın üstüne oturun. Ellerinizi bacaklarınızın üzerine yerleştirin. Bu pozisyonda derin nefes alın ve nefes vererek gövdenizi zemine doğru yatırın. (Alnınız zemine değsin) Avuç içleriniz tavana doğru bakacak ve elleriniz de topuklarınızın yanına gelecek şekilde kollarınızı gövdenizin yanında zemine yerleştirin. Bu pozisyonda, derin nefes alı vererek, 30 saniyeden birkaç dakikaya kadar kalın.

erkekler...


Erkekler en çok neyi sever?
Aslında erkeklerin yapılmasından hoşlandıkları şeyleri uygulamak çok zor değildir. Yeter ki onu baştan çıkarmayı bilin. Erkekler en çok neyi sever, neden zevk alırlar?
Aslında bizim hoşlandığımız şeylerden çok da farklı değildir hoşlandıkları şeyler.
İşte erkeklerin yapılmasından bir an için bile bıkmayacakları şeyler:
Heyecan
Erkekler de kadınlar gibi heyecanın kaybolmasından korkarlar. Bu nedenle heyecan yaratacak sürprizler yapın. Örneğin ona hiç beklemediği bir anda ufak bir hediye alın. Ya da ona mum ışığında bir yemek hazırlayın. Göreceksiniz ki erkeğiniz hiç olmadığı kadar mutlu olacaktır.
Dokunuş
Erkekler beklenmeyen dokunuşlardan çok hoşlanırlar. Sadece sizin değil erkeklerin de yatakta dokunulmaya, sevgi gösterisine ihtiyacı vardır. Ona hiç tahmin etmediği bir anda dokunabilirsiniz. Elini tutmanız bile bazen onu sevindirmeye yeter. Morali bozuk olduğunda sevgi dolu dokunuşlara ihtiyaçları vardır. Bunları göz önünde bulundurmalısınız.
İlgi
Sevdiğiniz erkek kendine zaman ayırdığında onu rahat bırakmayı öğrenmelisiniz. Çünkü erkekler bazen tek başlarına kalmaktan hoşlanırlar. Fakat bu durumu abartıp, milli bir hadiseymiş gibi davranmanız gerekmez. Çünkü aslında bu doğal bir ihtiyaçtır. Bu gibi durumlarda beni sevmiyor korkusuna kapılmamalı ve kendinize başka uğraşlar bulmalısınız.
İltifat
Ona iltifat etmelisiniz. Erkekler de kadınlar kadar iltifattan, güzel sözler duymaktan hoşlanırlar. Kim hoşlanmaz ki? Ona ne kadar seksi olduğunu söyleyerek başlayabilirsiniz. Her erkek yatakta iyi olduğunu duymaktan hoşlanırlar. Ona her fırsatta hayran olduğunuzu gösterin. Sizi koruduğunu düşünmek bir erkeği en çok mutlu eden şeydir. Her ne kadar böyle olmadığını düşünseniz de biraz numara yapmaktan birşey çıkmaz herhalde. Onun kendini iyi hissetmesini istiyorsanız, kanatları altında huzurlu olduğunuzu gösterin. Ya da bırakın o öyle düşünsün...

doğal yollarla zayıflamak....

Zayıflama diyetleri uygulayanlar; krom, magnezyum preparatları, antioksidant bileşikler, beta karoten extreleri, karnitin, linoleik asit, coenzim Q10, iştah kesen haplar gibi, gün geçtikçe sayıları süratle artan birçok hap haline getirilmiş ürünlerden medet umuyor. Gün gelecek bir avuç dolusu hapla yetmeyip, ikinci avuca geçilecek. Doping üstüne doping. Nereye varacak bu işin sonu?Halbuki, ne hormonal dengeyi ne yağ, karbonhidrat, protein metabolizmalarını, ne de emosyonel dengeyi haplarla kuramazsınız. Yalnızca kurduğunuzu sanırsınız. Çünkü, her geçen gün yeni bir şey keşfediliyor ve sizin yaptığınız, ya yetersiz ve dengesiz kalıyor ya da tamamen yersiz ve hatta zararlı oluyor. Bugün iyi gibi görünen yarın kötü olabiliyor.

İŞTAH HASTALIK DEĞİL

Bu tip ürünlerle yola çıkarsanız yanılma yüzdeniz çok fazladır. İleride çok mahcup olabilir, hatta pişmanlık duyabilirsiniz.

İşte bu nedenle zayıflama tedavilerinde asla yan ürünlerden güya yardım, destek, takviye almamak gerekir. Ayrıca şunu da iyi bilmek gerekir ki, iştah hiçbir zaman haplarla karşılanamaz. Çünkü iştah bir hastalık değildir. Tıpkı aşk gibi, his gibi, duygu gibi... Düşünsenize “Birçok yan ürün hap aldım artık aşık olamıyorum” veya “Sürekli aşık oluyorum” ya da “Ben artık tamamen hissizim, bir şey hissetmiyorum. Hap alıyorum, artık duygusuzum” deniliyor. Böyle şey olmaz. İştah ve açlık, haplarla bastırılamaz. Çünkü, bu olgu insanın ruhunda, beyninde, metabolizmasında, kısaca doğasında vardır. İştah ve açlığı haplarla engelleyemeyeceğiniz gibi, zayıflama tedavilerinde metabolik ve hormonal dengenizi de gene yan ürün haplarla kuramazsınız. Çünkü, doğadaki ve vücudumuzdaki her bileşenin bilgisine sahip değiliz. Daha bilmediğimiz binlerce bileşenler var. Bu nedenle bugün doğru diye yapılanlar yarın gereksiz veya yanlış çıkabilir.

DOĞALDAN ŞAŞMA

İşte bu yüzden özellikle zayıflama diyetlerinde doğanın akışında hareket etmek gerekir. Yani doğal besinleri dilimizin üzerindeki tüm tat duyularını hissederek, keyif içerisinde yiyerek zayıflamaya çalışmalıyız. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayan, kişiye özgü diyetlerde bildiğiniz ve bilmediğiniz her bileşik alınır ve hata yapma ihtimaliniz yok olur. Böylece ileride de pişman olacağınız, üzülüp kahrolacağınız bir durumla da karşılaşmazsınız. Hem metabolizmanızı hem de psikolojinizi bozmaz, sürekli yeni çıkan sanayi ürünleri delisi de olmazsınız.

Doğallıktan vazgeçmeyin, etki altında kalarak yanlışlar yapmayın, doping ile yaşamaya alışmayın. Yeterli ve dengeli beslenmek vücudun tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabildiğini unutmayın. Sağlığınız ve geleceğiniz için yapmanız gereken tek şey, yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmektir