4 Haziran 2009 Perşembe

BEYAZ KAN SU


Suyun yerini hiçbir şey dolduramaz. Etin, sütün, tahılın, sebzenin veya meyvenin alternatiflerini bulabilir ve aralarında seçim yapabilirsiniz. Suyun alternatifi kesinlikle yoktur.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu
Değerli okuyucu, bugün sizlere sudan bahsetmek istiyorum. Suyun yerini hiçbir şey dolduramaz. Etin, sütün, tahılın, sebzenin veya meyvenin alternatiflerini bulabilir ve aralarında seçim yapabilirsiniz. Suyun alternatifi kesinlikle yoktur.Suyun önemini daha iyi vurgulayabilmek için, ben ona “beyaz kan” diyorum. İnsanın yemek yemeden birkaç hafta yaşaması mümkündür. Su içmeden ise insan ancak birkaç gün yaşayabilir.Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere göre daha az su tükettiklerini göstermiştir. Halbuki, kadınlar bir bilseler ciltteki kırışıklıkların oluşumunda ve artmasının arkasında az su içmenin yattığını... Cildin taze ve canlı görünmesinde vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınması çok önemlidir. Günde en az 1.5 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek gerekir. Susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın, gün boyu en az 1.5 litre su içmeyi ihmal etmeyiniz. Hele gece yatağa giderken içeceğiniz bir bardak suyun hikmeti saymakla bitmez... Normal kilosu olanlar, fazla kilosu olanlara göre vücutlarında daha fazla su tutarlar. Normal kilonun üzerine çıkıldıkça vücut daha az su içerir.
Yumuşak suyun etkileri Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan almayız. Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijeni de kullanarak oksijen ihtiyacını karşılar. Suların sertliği üzerine pek çok spekülasyon var. Değerli okuyucu, suyun sertlik derecesinin insan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine, yumuşak suların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Azor adalarında ve İskandinav ülkelerinde kalp-damar rahatsızlıkları yüksektir. Bunun nedeni içme sularının yumuşak olması olarak açıklanmaktadır. Suyun yumuşak olması demek, içerdiği tuzların (kalsiyum, magnezyum, potasyum...) miktar olarak az bulunması demektir. Yumuşak su içilmesi demek, vücuttan tuz emilmesi demektir. Yumuşak suda potasyum miktarı da düşük olduğundan dolayı, yumuşak su içildiğinde vücudumuzdan potasyum uzaklaştırılır. Kalp kaslarında çok önemli görevi bulunan potasyum, azaldığı taktirde, kalpte ritim bozukluğuna sebep olabilmektedir.
Kabızlığa karşı
Kabızlık şikâyetine karşı her öğünde sofradan kalkmadan önce en son olarak iki bardak su içme alışkanlığını edinmek, kabızlığın çözümünde önemli bir destekleyicidir. Vücudumuzun önemli bir yüzdesi su içermektedir. Bu yüzde oranı yağ dokusuna bağlıdır. Vücut ne kadar yağlı ise su da o oranda daha az olacaktır. Kısaca, şişman bir insan fazla yağ içerdiğinden, zayıf bir insana göre vücudunda daha az su bulunur. Bazı kişiler susuzluklarını daha sağlıklıdır düşüncesiyle bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla gidermeye çalışır. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve suyu ile yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece su ile gideriniz.
Saç ve tırnak sağlığı için
Tırnak sağlığı büyük oranda yeterli su alıp almadığımıza bağlıdır. Saçlara canlılık ve parlaklık veren yine vücudumuzun ihtiyacı olan suyu dengeli olarak alıp almadığımıza bağlıdır. Günlük ihtiyacımız olan suyu tüketmediğimiz taktirde saçların parlaklığı veya canlı görüntüsü kalıcı değildir. İdrarınızın rengi koyulaşmış ise biliniz ki vücudunuz susuz kalıyor ve böbreğiniz zorlanıyor demektir. Rengi açılana kadar gün içerisinde su içiniz. Eğer bir-iki gün içerisinde rengi hâlâ açılmıyorsa mutlaka hekiminize danışınız.
Selülit oluşumuna karşı
Selülit oluşumunu hızlandıran birinci sıradaki etken, az su tüketilmesidir. Normalden ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu da o kadar hızlı olur. Böbreğin sağlıklı çalışması, yeterli miktarda su tüketmemize bağlıdır. Bazı insanlar günde yedi-sekiz bardak çay veya kahve içtiklerinden vücutlarına bu yolla yeterli su aldıklarını sanırlar. Gerek kahve ve gerekse de çay, diüretik özelliği olan etkin maddeler içerdiklerinden, idrar yoluyla vücudumuzdan fazla su atılmasına neden olurlar. Bu nedenle, fazla çay veya kahve içenlerin ayrıca su içmeleri gereklidir.
Toksinlerin atılabilmesi için
Vücudumuzdan toksinlerin atılabilmesi, gün içerisinde yeterli ölçüde su tüketmemize bağlıdır. Organlarımızın sağlığı için gün boyu vücudumuzun ihtiyacı olan en az bir buçuk litre suyu tüketmemiz gerekir. Yeterli derecede su içilmesi kanın rahat akışını sağlar. Kanın rahat akması demek, kalbimizin de rahat çalışması demektir. Yeterli ölçüde suyun vücuda alınması kalbin yükünü hafifletir. Bu sayede kandaki oksijen daha hızlı bir şekilde tüm vücuda dağılır. Oksijen dağılımı ne kadar başarılı ise organlar da o kadar sağlıklı çalışır.
Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.

KİLO VERMENİN 15 YOLU


Okullar kapanıp yaz zili çaldığında tatil yerleri hızla dolmaya başlar, yazlık evlerde temizlik başlar, sahil bölgelerindeki akrabalar arkadaşlar ziyaret edilir.
Dilara Koçak
Okullar kapanıp yaz zili çaldığında tatil yerleri hızla dolmaya başlar, yazlık evlerde temizlik başlar, sahil bölgelerindeki akrabalar arkadaşlar ziyaret edilir. Uzun tatile gidemeyenler hafta sonu yakın bölgeleri araştırmaya başlar. Yakın mesafede kullanabileceği havuzu olanlar gidilecek tarihleri seçer veya sezonluk otel havuzuna üye olma fikirleri ortada dolaşır.
Tüm bunlardan önce kış aylarında kontrolsüz yemek yeme ve hareketsizlik tuzağına düşenler önce aldıkları kilolardan en kısa sürede kurtulma çözümleri ararlar. İşte bu telaş ve panik halinde hatalar yapılabilir, aslında en büyük hata kilo almaya başlandığı anda bu gidişe dur dememektir. Çünkü her eklenen kilo metabolizmaya eklenen ağır bir yüktür. Vücutta yağlanma arttıkça metabolizma yavaşlar. Her yeni diyet bir öncekinden daha zordur. Çünkü her yanlış diyetle kaybedilen kas, metabolik hızda yavaşlama ve vücutta sarkma ve şekilsizlik demektir.
KOLAY KİLO VERMEK İSTİYORSANIZ KOLAYI SEÇİN
1. Porsiyon ölçülerinizi küçültün. Kendinize yasaklar koymak yerine her şeyden tüketip küçük miktarlarda tercih etmeyi deneyin. Tabağınızı yarım bırakın veya karşınızdaki ile paylaşın.
2. Çay ve kahvede şeker kullanıyorsanız bırakın. Günde 5 şeker 100 kalori enerji verir. Her gün sadece 100 kaloriden vazgeçerek yılda 36 bin 500 kalori tasarruf edersiniz, bunun karşılığında yıl sonunda 5 kg zayıflamış olursunuz. Tam tersini düşünmek belki daha etkili olabilir. Her gün 5 şeker yemek, yıl sonunda 5 kg yağ anlamına geliyor.
3. Salataya eklediğiniz yağ miktarını gözden geçirin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı yeterlidir. Fazlada her bir kaşık 50 kalori almanız demektir. Günde 50 kalori fazla tüketmek, yılda 2 - 3 kg yağlanmanıza sebep olur.
4. Kuru baklagilleri haftada 1 - 2 kez mutlaka yemeye çalışın. Mercimek, nohut, kuru fasulyeyi ihmal etmeyin. Sıcak yemek yapmak dışında haşlayıp salatalarınıza karıştırabilirsiniz, çorba olarak tercih edebilirsiniz. Kuru baklagiller lif içeriği sebebiyle daha uzun süre tok tutar ve kilo vermeye yardımcı olur.
5. Doymuş yağ tüketimini azaltın. Süt, yoğurt, peynir ve etlerin yağsız kısımlarını tercih edin. Böylece daha az yağ tüketerek hem depo yağlarınıza hem de yüksek kolesterole karşı önlem almış olursunuz.
6. Alkol tüketiminizi sınırlandırın. Fazla miktarda (günlük 100 ml’ den fazla) alkol tüketen kişilerde hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Alkol seviyorsanız tercihiniz hep şarap olsun. Rakı, votka ve viski içtiğinizde yüzde 45- 50 oranında alkol alırsınız, oysa şarabın alkol oranı yüzde 12 -15 dir. 1 gram alkolün 7 kalori olduğunu unutmayın.
7. Her sabah aynı kahvaltıyı etmeyin. Bazı günler yeme biçiminizi değiştirin, tek yönlü beslenmeyin, farklı tatları deneyin. Örneğin:Meyve salatası ile yoğurtYulaf ile sütMeyve ile bademSüt ile meyvePeynir - ekmekTostSimit - peynirOmlet ile ekmekÇorba
8. Fiziksel açlıkla duygusal açlığı ayırt etmeye çalışın. Sakın cesaretinizi kaybetmeyin. Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve her zaman aynı disiplinde olamayabiliriz. Hep pozitif düşünün.
9. Öğün atlamayın. Öğün atlamayı alışkanlık haline getirmeyin. Çünkü atlanan her öğünden sonra, diğer öğündeki besin tüketimi daha fazla olmaktadır. Beslenmenizi bu konuda yeniden gözden geçirin.
10. Ara öğün yapmayı unutmayın. Az ve sık yeme prensibiyle metabolik hızınız artar, kan şekeriniz dengede olur ve açlık hissetmezsiniz. Uzun süre aç kalmak özellikle öğle yemeği yedikten sonra 6 - 7 saat aç kalıp akşam yemeğini geç yemek kilo alımında önemli bir etkendir. Bunun için 3 saatten fazla aç kalmamaya özen gösterin. 3 kuru kayısı, 2 parça cevizYarım paket diyet bisküvi, 1 bardak süt ile kahve1 kutu yoğurt, 10 -15 adet yaban mersini1 kutu az yağlı süt, 1 adet taze meyveYarım paket diyet çubuk kraker, ayran1/2 simit, peynir Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze1 kutu meyveli yoğurt, 10 fındık1 avuç beyaz leblebi, 1 bardak kefir5 adet kuru erik, 10 bademYarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran
11. Su içmekte zorlanıyorsanız şişeyle tüketmeyi deneyin. Bardak saymakta zorlanıyorsanız, şişeyle içmeyi deneyin. Su içmek hem kilo vermenizi kolaylaştırır, hem de cildiniz için çok önemlidir.
12. Çeşitli beslenin. Hiçbir besin tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değildir ve hiçbir besin de tek başına suçlu değildir. Hedefiniz hep ölçülü beslenmek olsun.
13. Zeytinyağını ve yağlı tohumları tüketirken kontrolü elden bırakmayın. Zeytinyağının kalp dostu olduğu birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Ancak tüm yağlar gibi, 1 gramı 9 kalori içerir ve fazla tüketimi şişmanlığa sebep olur. 10 fındık veya badem veya 3 ceviz, 1 tatlı kaşığı yağa eşittir ölçülü tüketin.
14. Etiket okumaya başlayın. Kendi kendinizi kontrol ederken ve doğru besini ararken, mutlaka etiketleri okuyun. Besinlerin kalori, yağ ve tuz değer-lerini, son kullanma tarihlerini inceleyin. Şekersiz ve lifli ürünleri tercih edin.
15. Yaşam biçimi ve düşünce şeklinizi yeniden yapılandırın. Dengeli beslenme ve iyi yaşamı hayatınızın bir parçası haline getirin ve etrafınıza da bunu anlatın. Arkadaşınıza giderken pasta almak yerine, taze meyve sepeti veya zeytinyağı ürünlerinden bir sepet hazırlayabilirsiniz.

2 Haziran 2009 Salı

MÜKEMMEL KALÇALAR İÇİN 15 DAKİKA


Yazın rahatça bikini giyebilmek için sıkı bir vücuda kavuşmak istiyorsanız, işe poponuzdan başlamanızı tavsiye ediyoruz. İşte birkaç önemli zayıflatıcı hareket...
Taş gibi popolar için hafta 3 kez 15 dakikanızı ayırarak bir ayda istediğiniz forma kavuşabilirsiniz.
Tek bacakla köprü hareketi
Sol ayağınızın tabanı yere basacak şekilde sırt üstü yatıp, sol bacağınızı dizden kırın. Ellerinizi sağ dizinizin arkasında kenetleyin ve sol bacağınızı göğsünüze doğru çekin. Poponuzu sıkarak kalçanızı yerden birkaç santim yukarı kaldırın. Bunu yaparken, sağ bacağınız göğsünüze doğru çekili kalsın. 3'e kadar sayarak pozisyonu koruyun ve ardından kalçanızı tekrar yere bırakın. Aynı hareketi 10 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.
Çömelme hareketi
Bacaklarınız, ayak uçlarınız ileri bakacak şekilde kalça genişliğinde açın. Kollarınızı havada duracak şekilde öne doğru getirin. Bunu yaparken, sanki bir sandalyeye oturacakmışsınız gibi yavaşça dizlerinizden kırın. Dizleriniz, ayak parmaklarınızla aynı hizada olmalı, daha ileriye geçmemeli. 2'ye kadar sayıp aynı pozisyonda kalın. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.
Bacaklarınız kalça genişliğinde açık ayakta durun. Elleriniz kalçalarınızda, sağ bacağınızla geriye doğru bir adım atın. Bunu yaparken, sağ topuğunuz havada olsun.
Ağırlığınızı sol bacağınıza vererek çömelin. Ama diziniz dik ve ayak parmaklarınızı geçmeyecek vaziyette dursun. 3'e kadar sayıp kalkın. Aynı hareketi 8-12 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma eldiğinizde bir set daha yapın.
Bacağınız kırık öne doğru hamle hareketi
Bacaklarınız kalça genişliğinde açık ayakta durun. Elleriniz kalçalarınızda, sağ bacağınızla geriye doğru bir adım atın. Bunu yaparken, sağ topuğunuz havada olsun. Ağırlığınızı sol bacağınıza vererek çömelin. Ama diziniz dik ve ayak parmaklarınızı geçmeyecek vaziyette dursun. 3'e kadar sayıp kalkın. Aynı hareketi 8-12 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.

1 Haziran 2009 Pazartesi

BEBEKLERDE EK GIDAYA BAŞLANMASI


Bebeklerde tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının beraberinde bazı riskler getirdiği belirtiliyor...

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kılınç, bebeklerde tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının hastalık riskini arttırdığını, geç başlanmasının ise bebeğin gelişimini yavaşlattığını söyledi.

Kılınç AA muhabirine yaptığı açıklamada, tamamlayıcı beslenmenin bebeklere 6 ila 18-24 ay arasında yalnızca anne sütüne ev yemeklerinin eklendiği bir dönem olduğunu belirtti.
Tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının da, geç başlanmasının da, bebeğin gelişimi ve sağlığı açısından çeşitli olumsuzluklar doğurabileceğini dile getiren Kılınç, şöyle konuştu:
''Tamamlayıcı besinlere erken başlanması durumunda anne sütü alımı azaldığı ve sıvı gıdaların kalorisi düşük olduğu için bebeğin kilo alımı yavaşlayabilir. Bu dönemde antikor geçişi azaldığı için hastalanma riski artar. İlk 6 ayda bağırsak geçirgenliği fazla olduğu için besin alerjileri daha sık görülür. Bebek sık ishal olur.
Bu besinlere geç başlanması durumunda ise sadece anne sütü bebeğin gereksinimini karşılamaz hale gelir. Bu durum bebeğin kilo alımı ve büyümesini yavaşlatır ya da durdurur. Besin eksikliklerine bağlı olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Bebeğin çiğnemeyi öğrenmesi zorlanabilir.''
Kılınç, anne sütü alan bebeklere 6. ayda, yapay mama ile beslenen bebeklerde ise 4. ayda ek besinlere başlanması gerektiğini vurguladı.

CİNSEL İLİŞKİDE İDEAL SÜRE:7 İLA 13 DAKİKA


Stockholm’de düzenlenen Avrupa Üroloji Birliği (EAU) kongresinde sunulan araştırmalar, tatmin sağlayıcı cinsel ilişki süresinin sanılanın çok daha altında olduğunu ortaya koydu
ABD Mid-Michigan Sağlık Merkezleri Tıbbi Direktörü Dr. Matt Rosenberg, “Cinsel ilişkinin saatlerce sürmesi gerektiği yönündeki genel kanının aksine, ABD ve Kanadalı cinsel ilişki terapistlerinin yürüttüğü yeni bir çalışmada, tatmin edici cinsel ilişkinin 7 ila 13 dakika arasında sürdüğü ortaya koyuldu” dedi. Bu sürenin yaşla birlikte düştüğüne işaret eden Rosenberg, “Dünya nüfusu yaşlanmaya devam ettikçe, 40 yaşın üzerindeki erkeklerde sertleşme sorununun yaygınlığı artacak. Bu sorunun çözümünde hedefler, yalnızca sertliği artırmak yerine, tatmin edici bir cinsel yaşamın yeniden sağlanmasına yöneltilecek olursa tedavinin sonuçları iyileşir” diye konuştu. Cinsel tatmini partneriyle paylaşmanın erkeğin cinsel deneyiminin önemli bir unsuru olduğuna işaret eden Rosenberg, bu konuda son dönemde geliştirilen ilaçların olumlu etki gösterdiğini söyleyerek, “Araştırmalar Bayer Schering Pharma’nın ilacı Levitra’nın uzun ve sürekli sertleşme sağladığı belirlendi” dedi.

MAKARNA SINIFI GEÇTİ!


Makarna tıpkı mahallenin yaramaz çocuğu gibi yemeğe son dakika katılır, acil misafir gelince yapılır, kilo aldırır diye suçlanır ve hatta ana yemekten sayılmaz. Oysa, makarna dengeli beslenmenin bir parçasıdır, şişmanlattığı ise bir şehir efsanesidir.
Dilara Koçak
Makarna dengeli beslenmenin bir parçasıdır, toplumda şişmanlattığı yönünde yanlış bir düşünce vardır. Günlük ihtiyacınızdan fazla yediğiniz her besin sizi şişmanlatır hiçbir besini bu şekilde cezalandırmak doğru değildir. Vücudumuzun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için her gün 50’ye yakın besin öğesine ihtiyacı vardır. Karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller her gün bu 40 besin öğesinin alınması gereklidir.Günlük kalori gereksiniminin büyük kısmı -yüzde 50 - 55’inin -karbonhidrattan gelmesi esastır. Çünkü karbonhidratlar temel enerji kaynağıdır. Vücudunuzda ne kadar CHO deposu var biliyor musunuz? Sadece 300 - 400 gram. Peki beynimizin sadece şeker yani karbonhidrat kullandığını ve başka hiç bir şey kullanamayacağını biliyor musunuz? O zaman düşünelim; eğer yeterli karbonhidrat almazsanız ne olur? İlk önce karaciğerdeki glikojen (yani karbonhidratın depo şekli) kullanılır, sonra kan şekeri düşer, ardından kaslar enerji için kullanılır. Beyne kaslardan karbonhidrat sağlanmaya çalışılır, o zaman da karbonhidrat yemediğiniz için kasınızı yemiş olursunuz ve beraberinde çok fazla su kaybedersiniz. Giden kilo yağ değil, kas ve su olur. Bu vücut için risktir. O zaman makarna, yağ yakmaya engel değildir, hatta yardımcı olabilir.
Makarnada glisemik indeks; pirinç pilavı, patates ve beyaz ekmeğe oranla oldukça düşüktür, bu da kan şekerinin hızlı yükselmesine engel olması açısından olumlu bir özelliktir. Aynı zamanda iyi bir B vitamini kaynağı olan makarna genelde yemek yanında tercih edilir. Aslında uygun sosla ana yemek olarak enerji ve besin öğelerini tam karşılamada rahatlıkla kullanılabilecek pratik ve sağlıklı bir seçimdir.Makarna sanki mahallenin yaramaz çocuğu gibi yemeğe son dakika katılır, evde yemek yapacak bir şey bulunamayınca ya da acil misafir gelince imdada yetişir; kilo aldırır diye suçlanır, genelde ana yemeğin yanında servis yapılır. Oysa makarnayı çok sağlıklı, çok lezzetli, hem pratik, hem kolay, hem ucuz bir baş tacı olarak da masaya yerleştirebilirsiz. Makarna, öğlen saatlerinde tüketilirse daha iyi, çünkü gün boyu ihtiyacınız olan karbonhidratı sağlamada önemli bir kaynak. Özellikle spor yapanlar için mutlaka tüketilmesi gereken bir karbonhidrattır.
Birlikten sağlık doğar!
MAKARNA üzerine ilave edeceğiniz;
-Peynir veya yoğurtla kalsiyum ve protein değerinin artırabilirsiniz.
-Ton balığı ve ceviz ilave ederek Omega - 3 kaynağı haline getirebilirsiniz.
-Sebze yemeyen çocuğunuz için sebzeli makarna hazırlayabilirsiniz.
MAKARNA HAKKINDA
-Makarna şişmanlatmaz.
- Protein içeren durum buğdayı-irmikten yapılır.
- Uygun sosla tek başına bir ana yemektir.
- Hem ucuz, hem pratik, hem de besleyicidir.
- Glisemik indeksinin düşük olması önemlidir.
- Vitamin mineral değerleri açısından pirinç, patates ve ekmeğe göre değerlidir.
- Düşük yağ ve tuz oranına sahiptir kolesterol içermez.
- Günlük enerji ihtiyacının karşılanmasında uygun bir karbonhidrattır.
- Özellikle sporcularda, gençler ve çocuklarda olmak üzere her yaş grubu ve özel diyette kullanılabilecek geniş bir yelpazeye hitap eder.
Hangi sos kaç kalori içerir?
Napoliten sos 173 kalori + 370 = 543 kalori
Bolognez sos 223 kalori + 370 = 593 kalori
Kremalı mantar sos 273 kalori + 370 = 643 kalori
200 gr lıght yoğurtla 96 kalori + 370 = 466 kalori
2 dilim yağsız peynirle 96 kalori + 370 = 466 kalori
Sebze haşlamayla 80 kalori + 370 = 450 kalori
Light ton balıkla 120 kalori + 370 = 490 kalori
UNUTMAYIN!
Günde 4 - 6 fincan yeşil çay, mide, kolon, meme, sindirim siste-mi kanseri riskinde azalma sağlıyor.
Günde 25 gram alınan soya proteini, LDL (kötü) kolesterol düzeyinde düşmeye neden oluyor.
Günde 60 gram tüketilmesi halinde ise menopoz semptomlarında azalma sağlıyor.
Sarımsak kan basıncını düşürüyor.
Günde 1 diş sarımsak kolesterol düzeyini düşürür.
Günde 5-9 porsiyon sebze ve meyve tüketimi kolon, meme, prostat gibi kanser türlerinde azalmaya neden oluyor.
Tam buğday unundan yapılmış ekmek ve soya kalp hastalıkla-rında azalma sağlıyor.
Soğan, pırasa ve elma, kalp hastalıkları riskini azaltıyor.

ENERJİ VEREN MÖNÜLER!


Baharda canlanan doğaya inat, bu mevsimde çoğu zaman kendimizi halsiz, yorgun ve uykusuz hissediyoruz. İşte enerji veren mönüler...
FUNDA ÇATAR
Polat Renaissance Hotel Sous Şefi Kadir Madakbaş'ın hazırladığı birbirinden hafif ve lezzetli tarifler ise bahar yorgunu olan bizleri canlandırmayı garanti ediyor!
BAHAR SALATASI
Malzemeler: 40 gr Akdeniz yeşilliği, 20'şer gr marul, kıvırcık ve kırmızı turp, bir tutam dereotu, çeyrek salatalık, sarı ve kırmızı biber, 60 gr kiraz domates (ikiye bölünmüş), 20 gr ceviz, 10 gr taze nane, 14 gr zeytinyağı, 30 gr kuşkonmaz, bir tutam tuz.
Hazırlanışı: Tüm malzemeleri derin bir kapta zeytinyağı ve balzamik sirkesi ile iyice harmanladıktan sonra tabağa alın. Salatayı hazırlarken tüm yeşillikleri elinizle ayıklayın, bıçak kullanmayın.
Karbonhidrat: 5 gr Yağ:10 gr
BEZELYE ÇORBASI
Malzemeler: 120 gr bezelye, 1 adet taze soğan, yarım baş kuru soğan, 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 2 bardak tavuk suyu, tuz, karabiber.
Hazırlanışı: Bezelyeyi ayıklayın. Taze ve kuru soğanı temizleyip, kıyın. Zeytinyağını tencerede ısıtıp, soğanları tencerede kavurun. Tuz ve karabiberleri ilave ettikten sonra malzemeleri karıştırın. Üzerine tavuk suyunu dökün ve kaynamaya başlayınca bezelyeyi ekleyip, pişirin. Malzemeleri bezelyenin suyuyla birlikte blenderden geçirerek püre haline getirin.
Karbonhidrat: 15 gr Yağ: 5 gr
BALKABAĞI ÇORBASI
Malzemeler: 200 gr balkabağı,1 su bardağı süt, yarım su bardağı su, yarım baş kuru soğan, 1 yemek kaşığı krema, 1 tutam karanfil, 1 tutam dereotu, tuz, karabiber, toz muskat, küp ekmek.
Hazırlanışı: Balkabağını soyup, ufak ufak dilimledikten sonra derin bir tencereye alın. Üzerine su ve süt ilave edin. Tuz, biber, muskat, soyulmuş soğan ve karanfilleri ekleyin. Kabakları 40 dakika kaynatın. Ateşten alınca, içindeki soğan ve karanfilleri çıkartın. Kalan çorbayı mikserden geçirdikten sonra tabaklara paylaştırın. Her tabağa 1 kaşık krema, 1 tutam ince kıyılmış dereotu ve isterseniz küp ekmek ilave edin.
Karbonhidrat: 22 gr Yağ: 7 gr
SOMON FÜMELİ SEPET
Malzemeler: (5 adet sepet için) 100'er gr süt, pudra şekeri ve un. İç malzemeler için: 100 gr somon füme, 40 gr sarı biber, çeyrek bağ roka, 10 gr dereotu.
Hazırlanışı: Hamurun malzemelerini mikserde 5 dakika çırpın. Ardından 160 derece 7-8 dakika pişirip, şekil vermek için sertleşmeden hemen küçük kalıplara yerleştirin. Hamur soğuduktan sonra içine somon füme, roka yaprakları, dereotu ve sarı biber ilave edin.
(Tek sepet için) karbonhidrat: 25 gr Yağ: 8 gr

UZUN YAŞAMANIN SIRRI HAYAT TARZINDA GİZLİ


Geniş kapsamlı bir araştırma, uzun yaşamanın sırrının genlerde değil, hayat tarzında gizli olduğunu ortaya koydu.
20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre düzgün beslenme ve stresle başa çıkabilme, genlerle aktarılan rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltıyor.
British Medical Journal’da yayınlanan araştırmadan çıkan sonuçlar şöyle:
* Çalışmayı aniden bırakan kişilerde obezite ve bazı kronik rahatsızlıklar meydana geliyor. Bu yüzden, emekli olan kişilerin eve kapanmak yerine toplum içinde aktif rol almasının, sağlık için önemli olduğu belirtiliyor.
* Ağız ve diş bakımının düzgün bir şekilde yapılması, kalp hastalığı riskini azaltıyor.
* Sağlıklı yaşamın en önemli ipucuysa, hareket etmek. Chicago Üniversitesi’ne göre yürüyüşe çıkmak zekayı keskinleştiriyor, kas ve kemik yapısını güçlendiriyor, ruh halini yüksek tutuyor.
* Sabahları lifli besinler tüketmek, kan şekerini dengeliyor.
* Günü daha uzun yaşamak için az uyumak yerine, en az altı saat uyuyup ömrünüze daha fazla gün ekleyebilirsiniz. Çünkü uyku halindeyken, vücut kendini daha hızlı yeniliyor.
* Vücudunuzun vitamin ihtacını kapsüller yerine, doğanın kendisinden alın.
* Daha çok gülümseyin. Kahkaha, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
* Alkol, sigara, şeker gibi maddelerden uzak durun.
* Günlük rutininizi değiştirmemeye bakın. Araştırmaya göre yıllarca aynı saatte yatıp, aynı saatte uyanan kişiler çok daha sağlıklı.
* Ailenizden ve sosyal hayattan uzak kalmayın

ÇOK PİŞMİŞ ETE DİKKAT!


Düzenli olarak çok pişmiş, neredeyse yanmış et tüketmenin pankreas kanseri riskini artırdığı bildirildi.

ABD’nin Minnesota Üniversitesinden Kristin Anderson ve ekibinin yaptığı araştırma, eti ızgarada ya da tavada pişirirken ısının azaltılması gerektiğini, yanan etin pankreas kanseri riskini yüzde 60 oranında artırabileceğini gösterdi.
Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği yıllık konferansında açıklanan araştırmada, bilim adamları 9 yıl boyunca sağlıklı 62 bin 581 kişinin beslenme alışkanlıklarını inceledi. Bu süreçte 208 pankreas kanserine raslandı.
Eti çok pişmiş tercih edenlerin pankreas kanserine yakalanma riskinin, daha az pişmiş sevenlere ya da hiç et yemeyenlere göre yüzde 60 fazla olduğu belirlendi.
Araştırmanın başındaki Anderson, et sevenlerin pişirme sırasında ısıyı azaltması ya da yanmış
parçaları ayırması gerektiğini vurguladı.

ZAYIFLATAN BİTKİLER


Herkesin beslenme programına ve alışkanlığına sahip olduğunu belirten Ender Saraç, yaza girerken formda olmanıza yardımcı olacak ipuçları verdi.
Kilo vermeye yardımcı 4 bitki
1- Tere tohumu: Metabolizmanın canlanmasına yardımcı olur. Tiroidi tembel kişilerde daha verimli çalışmasına yardımcı olabilir. Hızlı kilo vermeye yardımcıdır.
2- Funda yaprağı: Zayıflamaya ve yağların vücut tarafından daha iyi yakılmasına yardımcı olur. Hızlı kilo vermeye yardımcıdır.
3- Yeşilçay: Güçlü antioksidandır. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye, bağırsaklardaki yararlı bakterileri artırarak sindirime yardımcı olur.
4- Zencefil: Alınan besinlerin daha iyi sindirilmesine yardımcı olur.
Ender Saraç'tan yaz için buzlu çay tarifi; 1,5 litre su içine 1 tatlı kaşığı iyi kalite yeşil çay atılıp 2-3 dakika kaynatın. Ilıdıktan sonra içine 2 tatlı kaşığı bal, yarım tatlı kaşığı limon ekleyin. Soğuyunca bol buz ve 5-6 adet taze nane yaprakları ekleyin. Bir termosa koyarak her zaman soğuk tüketebilirsiniz.
Azaltmanız gereken 7 besin!
Beyaz un ve şeker
Kızartma
Ağır yağlı şarküteri ürünleri
Kaymak ve deriler
Yağlı katkılar ve soslar
Şekerli ve şeker eklenmiş içecekler
Fazla tuz

10 DAKİKADA İLİŞKİNİZİ KURTARIN



Bir şeylerin doğru gitmediğini fark ettiğiniz ilişkinizi tamir etmek için 10 dakikanın yeterli olabileceğini biliyor muydunuz? Nasıl olduğunu öğrenmek için yazımızı okuyun…
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, çiftler günün sadece 10 dakikasını özel olarak partnerlerine ayırabiliyor. Mademki sadece 10 dakikanız var; o halde bu kısacık zaman dilimini daha da kaliteli hale getirin!
Geçen hafta, partneriniz için ne kadar bir zaman dilimi ayırdınız? Tam olarak bir süre veremeseniz de, muhtemelen televizyon karşısında pineklemekle geçirdiğiniz süre, sevgilinizi öptüğünüz süreden çok daha fazladır. Ya da kız arkadaşlarınızla oturup dedikodu yapmak, onun hayatında neler olup bittiğini dinlemekten çok daha tatlı gelmiş olabilir...
Partnerimin her şeyiyle ilgileniyorum diyerek ısrar da etseniz, İngiltere'de bir milyon kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; maalesef kadınlar "kaliteli" bir şekilde partnerleri için 24 saatin sadece 10 dakikasını ayırabiliyor. Bu arada beraber uyumak, kaliteli vakit geçirmekten sayılmıyor, hemen belirtelim! Yan yana oturup televizyonda aynı programı seyretmek de, bu "kalitesiz" kategorisine giriyor... Kısacası; aynı odada oturmakla, beraber bir şeyler paylaşmak aynı şeyler değil!Hafta sonu evliliğiDüşünsenize; her ikiniz de çalışıyorsunuz. Zaten günün büyük bir bölümünü çalışarak ve yorularak geçiriyorsunuz. İşten eve geliyorsunuz, yemek yiyor ve ardından siz kitap okurken o da televizyonda maç özetlerine bakıyor...İlişki uzmanlarına göre, monoton ilişkilerin bir adı da var:
Hafta sonu evliliği!
Düşünsenize; her ikiniz de çalışıyorsunuz. Zaten günün büyük bir bölümünü çalışarak ve yorularak geçiriyorsunuz. İşten eve geliyorsunuz, yemek yiyor ve ardından siz kitap okurken o da televizyonda maç özetlerine bakıyor...
İlişki uzmanlarına göre, monoton ilişkilerin bir adı da var: Hafta sonu evliliği! Hafta arası iş, güç vaktinizi alırken seks, sinemaya gitmek, alışveriş yapmak ya da kavga etmek bile hafta sonlarına sıkıştırılıyor.
Uzmanlar, ilişkinin sağlığı açısından son derece tehlikeli olan bu durumu ancak ve ancak partnerinize her gün 10 dakika dahi olsa, "Özel" vakit ayırarak kurtarabileceğinizi söylüyor. Aksi takdirde ilişkinizin bir iş ortaklığından hiçbir farkı kalmayacak!
Bu vakti yaratamayanlar ise, hayatındaki öncelikleri gözden geçirmeli. Kısacası ilişkiniz mi, yoksa kendi hayatınız mı öncelikli, bir karar verilmeli.
Bir de çocuk varsa...
Aslında partner için vakit ayırmakla da iş bitmiyor. Önemli olan vakit ayırmaktan çok; vakti nasıl geçirdiğiniz. Beraber şekerleme mi yapıyorsunuz, göz göze bakışarak hiç konuşmadan oturuyor musunuz, kavga mı ediyorsunuz, yoksa birlikte yemek mi yapıyorsunuz?
İşin içine bir de çocuklar girdi mi, çiftlerin baş başa kalabilmesi daha da zorlaşıyor. Anne ev işleriyle birlikte çocukların yemeğiyle uğraşırken, baba da genellikle çocuklara kitap okuyarak ya da onlarla oyun oynayarak vakit geçirebiliyor. Dolayısıyla yine ortak bir paydada buluşup, çocuklarla birlikte katılabileceğiniz aktiviteler bulabilirsiniz. Şarkı söylemek, aile oyunları oynamak gibi...
Aslına bakarsanız, televizyon seyrederken partnerin ayağına masaj yapmak bile, ilişkiyi pozitif yönde tedavi edebiliyor. Dolayısıyla ilişkinizin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak ve partnerinizi elinizde tutmak istiyorsanız; ilişkinizi bir kez daha gözden geçirip, mono-tonlaşmış hayatınıza çekidüzen verebilirsiniz.
İLİŞKİNİZİ KURTARMAK İÇİN!
1.10 dakikayı iyi değerlendirin
İkinizden biri sabahlan daha önce kalkıyorsa kahvaltıyı hazırlayıp, beraber yiyebilirsiniz. Unutmayın; önemli olan vakit yaratmak değil, yaratılan o vakti nasıl geçirdiğiniz.
2. Mail atın ya da mesaj çekin
Gün içinde sevgilinizi arayıp akşam yemeğinde ne yapacağınızı sormak yerine ona sürpriz yapıp; ona aşkınızı anlatan bir mail atabilir ya da mesaj çekebilirsiniz.
3. Seks için zorlamak gereksiz
Duygusal bir yakınlaşma ya da içten gelen bir seks yapma isteği hissetmiyorsanız, birlikte olmayın, istekli olduğunuz zamanda da, özel 10 dakikayı sekse ayırabilirsiniz.
4. Ortak noktaları artırın
Bir ilişkiyi sadece birlikte alışveriş yapmak, gezmek ya da yemek hazırlamak besleyemez. Arada değişiklik yapıp birlikte şarkı söyleyebilir, oyun oynayabilir ya da güleceğiniz başka aktiviteler yaratabilirsiniz. Böylece ona olan sevginizi göstermek için hafta sonlarını beklemek gerekmez.

MEYVE HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ...


Meyve ağırlıklı beslenmenin kasları erittiğini söyleyen diyetisyen Banu Kazanç, meyvenin ne zaman ve nasıl tüketilmesi gerektiği hakkında önemli ipuçları veriyor...
Diyetisyen Banu Kazanç, kilo verirken dikkat etmeniz gereken en önemli konunun, kas kaybetmeden yağ kaybını sağlamak olduğunu belirtiyor. Bunun için meyveleri, proteinli bir yiyecekle birlikte tüketmeniz gerekiyor.
Yazın gelmesiyle birlikte, yaz meyveleri de renkleri ve tatlarıyla soframızı çeşitlendirmeye başladı. Lezzetli ve şekerli olmaları nedeniyle meyvelerin tüketim miktarı yazın artar. Diğer yandan bu dönemde karpuz, çilek, kiraz, kavun içeren düşük kalorili, tek besinden oluşan diyetler karşımıza çıkar.
Peki meyveler gerçekten zayıflatır mı? Meyveler kalorisiz mi? Bu tarz diyetler sağlıklı mı? Meyveleri sınırsız yiyebilir miyiz?
Karbonhidrat içerir
* Meyveler yüksek lif, su, vitamin ve mineraller içerir. Sınırlı yenildiği sürece düşük kalorili yiyeceklerdir. Ancak meyveler kalorisiz olmadığı için her zaman kararında tüketilmelidir. Ne kadar sağlıklı olursa olsun, her besin fazla tüketildiği zaman sağlığımızı bozar. Meyve, karbonhidrat içeren bir besindir. İçinde fruktoz denilen meyve şekeri vardır. Meyve fazla yendiğinde, fazla kalori alınır. Bu fazla kalori de kilo olarak geri döner.
* Meyvelerle ilgili, 'glisemik indeks' kavramı da göz önünde bulundurulmalı. Elma, armut ve şeftali gibi glisemik indeksi düşük gıdalar bizleri daha uzun süre tok tutar. Ayrıca vücutta insülinin daha az salgılanmasına sebep olur. Böylece metabolizmamız daha iyi çalışır. Glisemik indeksi yüksek olan meyvelerin, yani incir, muz ve üzümün tüketilmesi yasak değildir ama miktarını iyi ayarlamak gerekir. Bir kişinin bir günde yemesi gereken meyve miktarı, üç-beş porsiyon arasında değişir. Bu porsiyon miktarını gün içine dikkatlice dağıtmak gerekir.
Meyve kilo verdirmez
* Uzun süre uygulanan meyve diyetleri kilo vermek yerine kilo aldırır! Uzun süre uygulanan meyve diyetleri düşük kalorili, karbonhidrat içeriği yüksek, protein içeriği son derece düşük olduğu için sağlık problemlerine yol açar. Tek yönlü besin içeren diyetlerdir. Günlük almamız gereken amino asitlerden ve yağ asitlerinden yoksundur. Bu tür diyetleri uzun süre yapmak; tansiyon düşüklüğü, sinirlilik ve kas erimesi gibi birçok sağlık problemini de beraberinde getirir. Ayrıca bu tür diyetlerin uzun süre yapılması vücutta yağ değil, kas yakılmasına neden olur. Bu kadar kısa zamanda verilen kilolar hiçbir zaman kalıcı ve sağlıklı olmaz. Bu tür diyetlerde karşılaştığımız bir diğer önemli sorun ise; metabolizmanın yavaşlaması ve kilo vermenin bir süre sonra durmasıdır.
Proteinle birlikte alın
* Meyve ağırlıklı diyet maksimum bir hafta yapılabilir. Fakat meyve diyetine başlamadan bir hafta önce protein ağırlıklı bir beslenme uygulamalısınız. Yani meyve diyetinden önceki hafta süt, yumurta, yoğurt, et, tavuk, balık içeren bir diyet programı yapın.
* Meyvelerin tüketilmesi sırasında metabolizmanın hızlı çalışması için vücudun insülin dengesinin de korunması gerekir. Hızlı kilo verebilmek için meyveleri proteinli bir yiyecekle birlikte yemenizi öneriyorum. Meyve salatası + yoğurt veya karpuz + tuzsuz peynir veya bir muz + bir bardak süt gibi... Bu kombinasyonlarla kan şekeriniz kontrol altında tutulur ve kendinizi daha uzun süre tok hissedebilirsiniz.
* Yaz aylarında özellikle erik, kayısı, kiraz, şeftali yiyin. Erik, içerdiği potasyumdan dolayı vücutta sıcaktan oluşan şişkinliklerin, su toplamalarının önüne geçer. Ayrıca erik tokluk hissi de yaratan bir meyvedir. Ancak mutlaka tuzlanmadan yenmelidir.
Alkolden sonra yiyin
* Kayısı, beta karotenden zengin olup, içerdiği şeker dengesi ile açlık hissinizi bastırır. Kiraz, vücutta oluşan ödemlerin atılması ve tokluk hissi uyandırması açısından iyi bir meyvedir.
* Alkolden sonra yenilecek meyve, alkolün vücutta yarattığı toksinleri etkisiz hale getirip, alkolün vücuttan hızlı bir şekilde atılmasına yardımcı olur.
Bir porsiyon meyve miktarı
Bir porsiyon meyve; bir elma, 15 kiraz, dört kayısı, bir şeftali, bir dilim karpuz,10 erik, 10 çilek, dört dilim kavun, bir kividen oluşabilir.
Kuru ya da yaş meyve fark etmez
Kuru kayısı, kuru erik, kuru incir gibi kurutulmuş meyvelerin, yaşları ile kalori olarak hiçbir farkı yoktur. Kuru meyvelerin daha çok şeker ve kalori içerdiği düşüncesi yaygın ancak yanlış bir düşüncedir. Aralarındaki tek fark kurutulunca su kaybettikleri için daha tatlı bir his uyandırmalarıdır. Yaş meyveye göre şeker oranı aynı miktardadır. Meyvenin yaş veya kurusu hiç fark etmez, hangisi sizi tatmin ediyorsa onu tercih edebilirsiniz. Özellikle ara öğünlerinizde meyve yiyin.
Yediğinizden pişman olmanız sizi daha fazla acıktırır
* Üç ana öğünle besleniyorsanız, dikkatli olun. Çünkü bu tip beslenmede yenilen yiyecek miktarı giderek artacaktır. Kişiler bu durumda bağımlılık derecesinde yemeye devam ederler. Her şeyden önce bu davranışı gösteriyorsanız, pişmanlık duygusunu kendinize yaşatmamaya çalışın. Yani yediğinizden pişmanlık duymayın. Pişmanlık daha fazla yemenize neden olup, sizi obeziteye daha fazla yaklaştırır.
* Günde sekiz, gerekirse 10 öğün yemeye çalışın.
Açlığın sonu şeker
* Yoğun iş temposu ile çalışanlar evlerine geldiklerinde kendilerini yemek ile ödüllendirme yolunu seçiyor. Bunun yerine sık sık ama az az yiyip, hobilerinize yönelmeye çalışın. Uzun aralıklarla yemek yemek, vücuttaki kan şekeri ve insülin dengesini bozar, vücut aşırı açlık hisseder. Sonuçta da vücut aşırı dozda besine ihtiyaç duyar.
* Ara öğünlerde; ceviz (10 tane), süt (günde bir-iki bardak ), fındık (bir çay bardağı ), meyve, meyveli yoğurt, kuru kayısı, kuru erik ve kepekli tostu tercih edin.
* Haftada üç-dört defa olmak koşuluyla makarna, sandviç, mantı, simit gibi besinleri öğle öğününde yemeye özen gösterin. Bu yiyecekler aynı zamanda karbonhidrat ihtiyacınızı sağlayarak, sağlıklı ve rahat diyet yapmanızı sağlar.
* Meyveler arasında en çok tokluk hissi yaratan muz, ayva, portakal, mandalina ve narı seçin.
* Vücutta kas kaybı olmamasına özen gösterin. Kilo vermekte önemli olan, vücudun yağ kaybetmesidir. Kas kaybetmeden yağ kaybını sağlamak için diyetle kaliteli protein almak önemli. Bu sebeple; haftada üç defa kırmızı et, üç defa balık, iki defa yumurta ve iki-üç defa tavuk yiyin.
* Kendinize yapacağınız en büyük kötülük, suçluluk duygusu ile hareket edip, hızlı kilo verme duygusu ile kendinizi cezalandırmak olur. Bir haftada beş kilo verdiren şok diyetleri sakın tercih etmeyin.
Suyu meyvenin yerini tutamaz
Meyvelerin sağlıklı faydalarından yararlanmak için posası ile yemek gerekir. Meyve suyu yerine taze meyve yiyin. Meyveleri kabuğuyla ya da posasıyla yemek daha çok vitamin, daha çok doygunluk hissi ve daha çok bağırsak hareketliliği sağlar. Meyve salatası ise kısa zamanda açlık hissi yarattığından, yarardan çok zarar sağlar.
Sınırsız tüketmek diye bir şey yok!
Her zaman yaz meyvelerinin çok sağlıklı olduğu söylenir ve bu nedenle de sınırsız olarak tüketilebileceği düşünülür. Ama bu düşünce son derece yanlıştır. Fazla meyve yerseniz, bilin ki şeker içeren bu yiyecekler daha sonra size kilo olarak geri döner. Ekmek, et, tavuk, balık ve sebze içeren bir diyet yaparken günde üç-beş porsiyon meyve yemek uygundur.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

İDEAL KADIN NASIL OLMALI ?

*Erkeklerin gözüyle 'ideal kadın'ın özellikleri bir listede toplandı. Bu listeye göre ideal bir kadının okuma alışkanlığı olmalı

*Erkekler gazetelerin sadece ilk ve son sayfalarını okuyan ve gündemi takip etmeyen kadınları sohbet arkadaşı olarak görmüyorlar.

*Telefonla gerektiği kadar konuşmalı.Kadınların telefon konuşmalarını saatlerce uzatmaları erkeklerin sinirlerini bozuyor.

*Ağır makyaj yapmaktan, aşırı parfüm ve çok çarpıcı ojeler kullanmaktan kaçınmalı. Böyle görünen kadınlar daha çok ilgi çekse de erkeklerin tercihi doğal ve masum güzellikten yana oluyor.

*Televizyon dizilerine bağımlı olmamalı. Yaşamını dizilere göre programlayan ve bu saatlerde dünyadan kopan kadınları anlayamayan erkekler, doğal olarak onlardan uzaklaşıyorlar.

*Lüks tutkunu olmamalı, alışveriş sırasında da mantığını koruyabilmeli. Taksit imkanı var diye eve gereksiz eşyalarla dolu paketler taşımamalı.

*Alkol ve sigaradan uzak durmalı. Beğendikleri kadınları aynı zamanda birer anne adayı olarak gören erkekler kötü alışkanlıkları olan kadınlardan içgüdüsel olarak uzaklaşabiliyorlar.

*Formuna dikkat etmeli. Ama her yemeğe ‘diyetteyim’ diye başlamamalı. Çünkü bu erkekleri en çok sıkan kelimelerden biri

*Evi ya da odasını oyuncaklarla doldurmamalı. Sadece görüntüsü güzel diye evi hiçbir işe yaramayan eşya kalabalığına boğmamalı.

*Türkçe’yi kötü kullanmamalı. Bol bol yani, filan, şey gibi kelimeler kullanan ve argo konuşan kadınlar yerine etkili ve tane tane bir konuşma her zaman daha çekici geliyor.

*Sadece kızlarla değil erkeklerle de arkadaş olabilen kadınlar, erkeklere daha çekici geliyor. Böyle kadınlarla daha kolay ve iyi iletişim kurabiliyorlar.

*Çocuk taklidi yaparken itici olmamalı. Kadınların şirin olmak adına yaptıkları küçük çocuk taklitleri yerinde ve dozunda olmadığında erkeklerde ters tepki yaratabiliyor.

*Kıskanç olmamalı. Sevgilisini sürekli sorgulayan ve takip eden kadınlar, kendilerine güvenmedikleri mesajını vererek çekiciliklerini kaybedebilirler.

*Erkeğin her şeyiyle ilgilenmemeli. Bazen annesinden daha ileriye geçerek, erkeğin her işiyle ilgilenen kadınlar, aradaki büyünün bozulmasına ve erkeğin kaçmasına neden oluyorlar.

*İç dünyasında huzurlu olabilmeli. Geçmişte yaşadığı psikolojik sorunları ve ailesel problemleri çözümleyememiş kadınların, erkeklerin gelecek planlarına girmeleri zorlaşıyor.

*Kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Hiçbir işlerini bir erkeğin yardımı olmadan yapamayacağını düşünen kadınlar, erkeklerde önceleri bir koruma duygusu yaratsa da bir süre sonra bu duygu sıkılmaya dönüşüyor.

DETOKS İLE 7 GÜNDE YENİLENİN

Sımsıkı bir karın, düzgün bacaklar... kolay bir menü ve bir kaç hareketle kendinizi 7 günde yenileyin!

Detoks nedir?

Detoks, sadece sıvı beslenerek, vücudun en çok enerji harcadığı işlem olan sindirimi mümkün olduğunca durdurarak, vücudun bu enerjiyi kendisini toksinlerden temizlemeye, hücrelerini tamir etmeye ve kendisini gençleştirmeye harcaması olarak tanımlanıyor. Bu şekilde hem bağışıklık sistemi güçleniyor hem de fazla kilolar ve su vücuttan atılıyor. Detoks programının ardından düzenli beslenmeye devam edersen ve belirli aralıklarla detoks yaparsan, hastalıklara karşı daha dirençli olabilirsin. Genelde hepimiz pazartesi yoğun bir tempoyla haftaya başladığımız için bu bir günlük detoksu salı günü yapmanı öneriyoruz. “Sadece sıvıyla beslenmeye dayanamam” dersen, çiğnenebilir seçenekleri tercih edebilirsin. Ama hep aynı doğrultuda ilerlemelisin. Bir öğün sıvı, bir öğün katı beslenmemelisin.

Detoksa hazırlık

Detoksunun başarılı olabilmesi için bunlara dikkat et:
- Detoksumuz seçilen bir gün öğlenden ertesi gün aynı saate kadar devam edecek. Yani salı günü saat 14.00’te detoksa başlanıyorsa, çarşamba yine 14.00’te bitecek. - Sıvı detoks yaparsan hiçbir şey çiğnememelisin, sakız bile! - Tanesiz sebze çorbaları limitsiz! Yağsız, tuzsuz ve ev yapımı olanları tercih edersen çok daha iyi olur. - Taze sıkılmış sebze suları (salatalık, domates, kereviz) ve taze sıkılmış meyve suları (elma, greyfurt, nar gibi) limitsiz. Portakal suyunu tercih etme. - 24 saat içinde en az 3 litre su içmelisin. - Gün içinde istediğin kadar bitki çayı tüketebilirsin. Kahve, siyah çay ve asitli içecekler kesinlikle yasak. - En geç saat 22.00’de uyumalısın. Öncesinde ılık bir duş ya da hafif bir müzik eşliğinde dinlenebilirsin. İstersen televizyon açmadan kitap okuyarak sakin bir akşam geçirebilirsin. - Ertesi sabah uyandığında 1–2 bardak taze sıkılmış sebze ya da meyve suyu iç. - Öğlene kadar sebze çorbasından istediğin kadar içebilirsin.

Kahvaltı
2 büyük bardak su ile güne başla.
Sıvı detoks: Bir bardak taze sıkılmış meyve ya da sebze suyu.
Katı detoks: Domates, salatalık, zeytin ya da yeşil zeytin ile hafif bir kahvaltı.

Öğle yemeği
Sıvı detoks: Karışık sebzelerden yapılmış bir sebze çorbası.
Katı detoks: Büyük bir salata. İçine domates, ıspanak, roka koyabilirsin. Üzerine zeytinyağı ve limon ekleyebilirsin.

Akşam yemeği
Akşam yemeğini güneş batmadan önce yemiş olmalısın!
Sıvı detoks: Çorba ya da sebze suyu.
Katı detoks: Salata, zeytinyağlı sebze yemeği ya da ızgara balık.

Ara öğünler
Havuç, salatalık, 1–2 meyve, meyve ya da sebze suyu.

Detoks çorbası
Malzeme:

1 büyük boy kereviz (yapraklarıyla birlikte)
1 büyük boy kırmızı soğan
1 büyük boy patates
150 gr taze zencefil
1 orta boy havuç
3 baş sarmısak
3 yaprak kara lahana
100 gr beyaz lahana
50 gr biberiye (taze)
2 çorba kaşığı kuru nane
2 çorba kaşığı kurutulmuş maydanoz
2 roka kökü
1 çorba kaşığı acı toz biber
3 çorba kaşığı kekik

Hazırlanışı:
Sebzeleri çok iyi yıkadıktan rendele. Patates haricindekileri kabuklarıyla birlikte rendeleyebilirsin. Kereviz yaprağı, kara lahana ve beyaz lahanayı ise ince ince doğra. Hazırlanan malzemeleri orta boy bir tencereye koy ve tencereyi dolduracak şekilde kaynar su ekle. Bir taşım kaynatıp 1 saat beklet. Daha sonra posa haline gelmiş taneleri tencerenin içinden al. Posaların suyunu çorbanın içine ekle. İstersen baharat ve taze limon suyu da ilave edebilirsin.

Güzel bir kalça için...

- Egzersiz şart! Eğer imkanın varsa yüzmeye gidebilirsin.
- Duş sırasında soğuk suyla ve banyo lifiyle masaj yap.
- Çok yağlı yiyeceklerden uzak dur.

Düz bir zeminde, sağ dizinin üzerine ve dirseklerine yüklenerek dur. Sol bacağın dümdüz havada dursun. Şimdi bacağını iyice yukarıya kaldır ve indir. Hareketi 10 kez tekrarladıktan sonra aynı işlemi diğer bacağın için yap. Bu hareket bacaklarını esneterek, poponun kalkık görünmesine yardımcı olacak.

Bir önceki pozisyonunu bozmadan, havada olan bacağını dizinden bükerek dur. Yine havada olan bacağını yukarı doğru ittir. Sonra yeniden geri çek. Hareketi her iki taraf için de 10 kez tekrarla. Dikkat etmen gereken en önemli şey, bacağını havaya kaldırırken fazla zorlamaman. Sadece gücün yettiği kadar kaldırmalısın.

Yerde yan dönerek ve sol kolunu başının altına alarak dur. Bu sırada sağ kolun destek alabilmek için yerde dursun. Şimdi sağ bacağını havaya kaldır ve indir. Aynı işlemi her iki taraf için 15 kez yap. Yaparken fazla zorlanmayacağın bu egzersiz, özellikle yan basen yağlarının erimesine yardımcı olacak.


Güzel bir karın için...

- Yemek öğünlerini atlama.
- Tıka basa yeme.
- Bol bol egzersiz yap.
- Televizyon izlerken, karnına minik minik çimdikler at.

Yere dümdüz ve sırtüstü uzan. Bacakların dizlerinden bükük şekilde dursun. Başını çenenin altında yumurta varmış gibi düşünerek tut. Parmakların kulaklarında olsun. Kendini olabildiğince öne doğru kaldır ve indir. 15 kez tekrarla.

Hareketimiz bir önceki egzersiz gibi olacak. Tek fark bu kez bacaklar havada. Yine öne doğru kalkıp yatman gerekiyor.
Bacaklarını kaydırmamaya dikkat et.

Karın bölgemize de son atışı yapmaya hazırız! Sırt üstü yatarken iki bacağını da dümdüz bir şekilde havaya kaldır. Kolların başından yukarıda ve düz bir şekilde dursun. Yeniden tüm gücünü toplayarak kollarını ayaklarına doğru uzat ve ayak parmaklarına değmeye çalış.

HAFTADA 2 CM UZAYAN SAÇLAR

Saçlarım uzamıyor bakımsız gözüküyor, sarılarım soluk, saçlarım parlamıyor diyorsanız…

İşte size turp suyundan gelen mucize.

Hafta 2 cm uzayan saçlara sahip olun…

Turplu suyumuz:
Bir turp rendelenir, 3-4 bardak su içinde yarım saat kadar kaynatılır daha sonra posasından suyu ayrılır ve suyunun ılık olması beklenir.ılık olduğu zaman yumurta sarısıyla karıştırılarak saça bi güzel masajla yedirilir ardından strechlenir ve herhangi bir havlu ya da bezle baş bağlanır. 1-2 saat beklenilir ve banyoya giderek suyun sıcak olmamasına dikkat edilerek soğuk ya da ılık suda saçlar şampuanla bi güzel yıkanır. bir hafta sonunda uzayan 1-2 santim saç sonunda da mutluluktan havaya uçulur =)) pişman olmamak için deneyin sadece 1 hafta sonunda vazgeçilmeziniz olacak.

Jennifer Lopez'in Makyaj Tekniği

Jennifer Lopez'in makyajinin sırrını öğrenip, onun gibi makyaj yapmak isterseniz, işte ipuçları...

1. Adım: Krem şeklindeki fondötenden yüzünüze bir parça sürüp, parmak uçlarınızla yüzünüze yedirin. Cildinizde her hangi bir problem yoksa, fondöteni mümkün olduğunca az kullanın. Eğer gerekiyorsa göz altlarınıza kapatıcı sürün ve dağıtın. Fondötenin üstüne kesinlikle pudra sürmeyin.

2. Adım: Göz makyajına başlamadan önce göz kapağınızın çevresine yüzünüze sürdüğünüz fondötenden bir ton açık bir başka fondöten sürün. Bu sayede gözünüze süreceğiniz far için iyi bir zemin hazırlamış olursunuz. Göz altına ince bir fırça yardımıyla hafifçe pudra sürün. Göz makyajınız bittikten sonra fazlalıkları almak için fırçayla tekrar üzerinden geçin

3. Adım: Kaşın altından kirpiğe kadar uzanan kemiğe açık renk ve ışıltılı bir sıvı göz farı uygulayın. Bunu parmaklarınızla iyice yayın. Yüzünüze sürdüğünüz pudradan bu bölgeye de uygulayın. Böylece,göz makyajınız daha kalıcı olacaktır. Küçük ve ince bir fırça ile göz kapaklarınıza açık bej tonlarında bir far sürün.

4. Adım: Kirpiklerinizi kıvırın ve yalnızca üst kirpiklerinize rimel sürün. Kirpikleri biraz daha belirginleştirmek için, kalem ucu kadar ince bir fırça yardımıyla siyah göz farını üst göz kapağınızın yalnızca uç kısmına sürün.

5. Adım: Elmacık kemiklerinize gül rengi tonlarında allık sürün. Ancak allığınızın son derece ince olmasına özen gösterin. Pembe tonlarından kahve tonlarına kadar renk seçeneğiniz var.

6. Adım: Dudaklarınızın etrafına doğal renkte bir dudak kalemi sürün. Dudaklarınızın renginden yalnızca bir ton koyu olması gerekiyor. Aksi halde çok abartılı durabilir. Dudaklarınızın içini ise parlatıcı ya da parlatıcı kadar açık renkte parlak bir rujla boyayın.

28 Mayıs 2009 Perşembe

KİLO VERİRKEN ACELE ETMEYİN


Diyet yaparken asla öğün atlamayın, diyetinizi sağlık sorunlarınız varsa buna göre düzenleyin ve en önemlisi kilo vermek için acele etmeyin...
Sişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olarak kabul ediliyor.
Hisar Intercontinental Hospital'den Diyetisyen Canan Özal Kuzum, ''Şişmanlık, aşırı beslenme, yetersiz aktivite, kalıtım, psikolojik sorunlar, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi pek çok değişik faktöre bağlı ortaya çıkabilir. Şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ciddi bir hastalıktır. Sağlıksız diyetler, baş ağrısı, kosantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, safra ve böbrek taşı, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizliği, kuru cilt, saç dökülmesi gibi sorunlara yol açar'' diyor.
Diyetiniz size özel mi?
- Bireyin kilo vermeden önce kaç kilo vereceğini ve bu kiloyu ne kadar sürede verebileceğinin belirlenmesi gerekir. Kişi hiçbir zaman kısa sürede kilo kaybetmeyi planlamamalıdır. Vücudun kilo kaybı, haftada yarım veya bir kiloyu geçmemelidir.
- Kişilerin uygulayacağı standart bir diyet yoktur, her diyet kişiye özel uygulanmalıdır. Verilecek diyet kişinin beslenme alışkanlıklarına, yaşına, cinsiyetine, iş koşullarına, bazal metabolizma hızına ve sağlık problemlerine (yüksek kolesterol, tansiyon, diyabet) göre hazırlanmalıdır. Herkesin aynı diyeti yapması söz konusu olamaz. Her bireyin kişisel özellikleri farklı olacağından diyete verdiği cevap da farklı olacaktır.
- Diyette öğünler azar azar ve sık tüketilecek şekilde düzenlenmeli ve öğün atlanılmamalıdır. Genelde diyet yapan bireylerin tüm gün aç kalıp metabolizmalarını zayıflattığı görülüyor.
- Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenir. Fakat ana öğünler kadar önemli olan ara öğünler her zaman ihmal edilir veya atlanır. Kan şekeri, kişi öğününü tükettikten 2-2,5 saat sonra yavaş yavaş düşmeye başlar ve böylece diyet yapan kişide açlık hissi doğar. Buradaki ara öğünlerin amacı da kan şekerinin düşmesini ve açlık hissinin önüne geçilmesini sağlamaktır. Bu nedenle ara öğünlere gereken önem verilmelidir.
Sıvıları ihmal etmeyin
- Diyet içinde her besin grubunda bulunan besinler dengeli bir şekilde dağıtılmak koşulu ile tüketilmeldir.
- Diyet sırasında en az 2-2,5 litre su içilmelidir.
- Meyve ve sebzelere diyette çok fazla önem verilmelidir. Bu besinler vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir ve aynı zamanda posa içeriği yüksek besinlerdir. Posa içeriği yüksek besinler kabızlık probleminin tedavisine de yardımcı olur.
- Yapılan en büyük hatalardan biri de zayıflama dönemi bittikten sonraki dönemdir. Genelde kilonun korunması gereken bu dönemde, diyete başlamadan önceki, şişmanlanmaya neden olan kötü beslenme alışkanlıklarına geri dönüş yapılır. Burada yapılması gereken, sağlıklı beslenme alışkanlığının bir yaşam tarzı haline getirilmesidir.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

AŞKIN 9 BELİRTİSİ

Karşınızdaki insan size gerçekten aşık mı? Bunu anlamanız hiçde zor değil. İşte önemli ipuçları!
Antropolog Dr. David Givens'in yazdığı ''Aşk Sinyalleri (Love Signals)'' adlı kitap, Prestij Yayınları tarafından Türkiye'de yayımlandı. Şule Gülmen'in Türkçe'ye çevirdiği kitapta ilişkiyi 5 evreye ayıran David Givens, bunları "Dikkat çekmek", "Gözdeki pırıltı nasıl okunur?", "Kelime alışverişi", "Dokunmanın dili" ve "Sevişmek" olarak sıralıyor.

"Aşkın sözsüz dili" alt başlığıyla yayımlanan kitapta, tanışan iki insanın birbiriyle ilgilenmelerinin göstergeleri şöyle sıralanıyor:

Göz kırpma hızının artması: Göz kırpışının hızlanması, uyarıcı nöro-kimyasal dopaminin beyin tarafından salınmasıyla ortaya çıkan duygusal coşkunun yansımasıdır.

Bukalemun etkisi: Vücut hareketlerinin taklit edilmesi partnerinizin gerçekten de sizin dalga boyunuzda olduğunu gösterir.

Yüz kızarması: Kulakların üstlerinden, yüzün tamamına dek yüzdeki kızıl renk tonu, partnerinizin sempatik sinir sisteminin işe karıştığının göstergesidir.

Saçları düzeltmek: Kendine çeki düzen verme ile ilgili jestler, 'İlgileniyorum' manasına gelir.

Niyet işareti: Tesadüf eseri masanın üstünde size doğru uzatılan bir kol, dokunma isteğinin işaretidir.

Öne eğilme: İnsanlar her zaman en önemli buldukları şeye ya da kişiye doğru eğilirler; buna yönelme refleksi diyoruz.

Kocaman gözler: Partnerinizin merkezi sinir sistemi uyarıldığında göz kapaklarının istemsiz visseral kasları gözlerini normalden daha yuvarlak bir hale getirir.

Sarkmış çene: Bütün ilgiyi ele geçirdiğinizde, partnerinizin dudakları görünür bir şekilde aralanır. Sarkmış bir çene biraz daha yaklaşmanız için bir işarettir.

Bakışların kesişmesi: Partnerinizin sizin görüş alanınız içerisinde sürekli aşağı yukarı göz gezdirmesi göz teması kurmayı arzuladığını gösterir."

"Aşk Sinyalleri"nde tanınma devresindeki olumsuz ipuçları da şöyle anlatılıyor:

Tepki yok: Dikkat çekme davetleriniz tamamen görmezden gelinirse kur yapmanın en cesaret kırıcı işaretini almış olursunuz.

Donma: Durgun bir vücut tepkisiz gibi görünse de umursamazlık yerine utangaçlık sinyali veriyordur. Tüm yetişkin nüfusunun yüzde ellisini oluşturan utangaç kişilerin nazik vücut dili, kendilerini olduğundan daha az yaklaşılabilir gibi gösterir.

Soğuk muamele: Başka bir yöne doğru umursamazca dönmek, 'beni rahatsız etme' manasına gelir. Dudakların sıkıştırılması: Sıkıştırılmış dudaklar partnerinizin size kur yapacak bir ruh durumunda olmadığı izlenimi uyandırır."

MÜKEMMEL İLİŞKİNİN BİLİMSEL SIRLARI

Pek çok insanin öncelikli hayalleri arasında mutlu ve sağlıklı bir birlikteliğe sahip olmak var. Ünlü psikolog, yazar ve sosyal bilimci Dav id Nicen, son kitabi 'The 100 Simle Secrets of Great Relationships'te (İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı) mükemmel bir ilişkiye ulaşmanın sırlarını açıkladı.

Yaptığı araştırmalar nedeniyle Ohio Devlet Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi tarafından birçok kez ödüle layık görülen ünlü yazar Dav id Nicen mutlu ailelerin, sağlıklı ve basarîli insanların 100 sırrından sonra 'İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı' adli kitabıyla mutlu ve sağlıklı bir beraberliğe giden yolda, atılması gereken adımları okuyucularıyla paylaşıyor.

KIYASLAMA YAPMAYIN

Niven'in mutluluğa ulaşmak isteyenlere kıyaslama yapmaktan kaçınmalarını öneriyor. Hayatimizi başkalarınınkiyle kıyaslamak onu değiştirmez. Ancak yazara göre kendi hayatimiz ile ilgili nasıl düşündüğümüzü değiştirir! Nitekim bir arkadaşımızı mükemmel bir ilişkinin keyfini sürerken gördüğümüzde kendi ilişkimizi sorgulamaya başlıyoruz. Sorunlar yasarken gördüğümüzde da kendi ilişkimizin daha iyi olduğunu düşünüyoruz.

PERİ MASALLARINA ALDANMAYIN

Yazara göre her ne kadar hikâyelerde yaşanan büyük aşkları yaşamayı beklemesek de içten içe bunun hayalini kuruyoruz. Niven'a göre yapmamız gereken hayalini kurduğumuz büyüyü partnerimize karşı duyduğunuz sevgide görmek ve masallarda yaşanan şeylerin beklentisi içine girmemek.

ORTAK İLGİ ALANI OLUŞTURUN

Günümüzün çoğunu kariyer peşinde koşmak ve gündelik görevlerimizi yerine getirmekle geçiriyoruz. Bu da kişilerin ilişkilerinde ortak ilgi alanları bulmaya çalışmalarını son derece önemli kılıyor. Çünkü ortak ilgi alanları partnerler arasında pozitif bir iletişim ve eğlencenin oluşmasını destekler.

ZİHNİNİZİ OKUMASINI BEKLEMEYİN

Üzücü bir durumda olduğunuzda partnerinizin sıkıntınızı kendiliğinden anlamasını beklemeyin. Karsı taraf zihninizi okuyamaz. Çoğunlukla partnerimize duygularımızı anlatmadan, bizi yalnız bırakmakla itham ediyoruz. Yapmanız gereken, partnerinize hissettiklerinizi anlatmak.

ACELEYE GEREK YOK

Kişilerin evlenmeye ve çocuk doğurmaya karar verdiği yas dilimi son yüzyılda, her on yılda bir artıyor. Yazara göre bu durumun maddi baskılar ve bağımsızlığını ilan etmek gibi pek çok nedeni var. Acele etmenize gerek yok. Çünkü ilişkiler birinci gelenin ödüllendirildiği birer yarış değil. Kitapta yer alan araştırma, geç yasta evlenmenin ne hayat, ne de yaşanan ilişki üzerinde negatif etkisi olmadığı kanıtlanıyor.

MİZAH DUYGUNUZU GELİŞTİRİN

Yazara göre bir ilişkide iyi bir mizah anlayışına sahip olmanın ortalama bir günü daha eğlenceli kılmaya ve kötü bir günün yükünü azaltmaya faydası olur. Yazar; bu mizah anlayışının pozitif bir yönü olması gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü negatif espriler sadece tansiyonu artırır.

KALİTELİ ZAMAN

Eğer birlikte en çok zaman geçirmek istediğimiz insani bulmuşsak neden onunla mümkün olan en kaliteli zamanı birlikte geçirmeyelim ki! Çünkü ilişkiler birlikte geçirilen zamanın miktarı ile değil kalitesi ile gelişir!

GELECEK ÖNEMLİ

Yazara göre bazı insanlar ilişkilerinin basarîli bir geçmişi varsa o zaman yapılması gereken her şeyin başarılmış olduğunu düşünme yanılgısı içine giriyor. Oysa ilişki geçmişe değil, geleceğe doğru inşa edilir.

AÇIK OLMAK ŞART

Bir ilişkinin mutlu ya da mutsuz olduğunu düşünün. Partnerlerin birbirleri ile nasıl iletişim sağladıkları çok önemli. Yazara göre sağlıklı bir ilişki içerisindeki çiftler, iyi ya da kötü her ne yasıyorlarsa bunu partnerleri ile paylaşıyor: "Hiçbir şeyi içinizde tutmayın! Çünkü kendi gerçekliğinizi paylaştığınız zaman hayatinizi da paylaşmış olacaksınız ve bu süreçte partneriniz ile aranızda oluşacak olan bağ her şeyin üstesinden gelmenizde size yardımcı olacaktır!"

ONUNLA ARKADAŞ OLUN

Biriyle yıllar boyu süren bir araba yolculuğuna çıkacağınızı farz edin! Bu sürede bu kişiye son derece yakin olacaksınız. Dolayısıyla söz konusu kişinin ayni zamanda arkadasınız olmasını da istersiniz. İlişkiyi sürdüren geçici heyecan ya da zevklerden çok arkadaşlık, karşılıklı saygı, hayranlık ve ilgi olacaktır. Uzun vadeli ilişkiler gelişimlerini ve hayatta kalmalarını sağlam bir arkadaşlık temeline borçludur!

MUTLULUĞU ÖNCE KENDİNİZDE ARAYIN

İnsanlar, sevgi dolu ilişkilere ihtiyaç duyar. Hepimiz yakin sosyal ilişkilerden fayda görürüz. Ancak çoğumuz bir ilişkinin bizi tamamlayacağına, hayatımızdaki boşlukları dolduracağına inanırız! Hâlbuki gerçekte kim olduğunuzla ilgili olarak mutlu değilseniz, bir ilişki bu durumu değiştirmeyecektir! Bu, sağlıklı bir ilişki sürdürmenizi de zorlaştıracaktır!

PARANIN ÖNEMİ AZALIR

Hayalimizdeki ortak varlıklı biri olabilir. Ancak varlıklı kişi ile bir ilişki yasamaya başladıktan sonra paranın önemi ilişkinizi değerlendirirken etkisiz bir hale gelecektir! Kitapta yer alan araştırma sonucuna göre, sadece gelirin veri olarak alındığı bir ilişkinin basarîsi ile ilgili bir tahmin yapmak imkânsız! Çünkü servet bir ilişkinin uzunluğu ve tatminlik derecesi üzerinde bağlantısız!

ONU ÖNEMSEYİN

Fikir, zevk ve tercihlerinizin mükemmel bir uyumla buluştuğu bir ilişkiyi ne yazık ki yasayamayacaksınız! Nicen; bu bos fanteziyi tercih etmemenizde de ısrarcı... Zıtlıkların daima ilişkiyi canlı tuttuğunu, rehavet hissinden uzaklaştırdığını ve birey olarak gelişimi artırdığını savunuyor. İlişkinizdeki zor zamanlarda sizin için en önemli olanın ne olduğunu karsı tarafa göstermelisiniz! Farklılıklara rağmen ona değer verdiğinizi göstermeniz; sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturur.

SORGULAMAYI BIRAKIN

Çoğumuz birlikte olduğumuz kişinin geçmişini merak ederiz. Özellikle ciddi ilişkilerini. Uzun vadede endişe, kıyaslama ve eninde sonunda kavga ortamı yaratacaktır. Siz; birlikte olduğunuz kişinin geçmişteki partnerleri ile bir yarışma içerisinde değilsiniz.

KENDİNİZE İNANIN

İlişki bir ihtiyaç değildir. Özde; sağlığınız ve mutluluğunuz için bir ilişkiye ihtiyacınız yok. Yasadığınız ilişki belki de hayatinizin önemli bir kısmini teşkil edebilir, ama siz hayatta kalmak ve gelişmek için gerekli olanlara zaten sahipsiniz! İçinde bulunduğunuz durum her ne olursa olsun; kendinize inanın ve önce tek basınıza ayakta durabildiğiniz gerçeğini kabul edin.

ÇEVRENİZDEKİLERİN FİKİRLERİNİ DİNLEMEYİN

Önemli bir karar vermemiz gerektiğinde genellikle ikinci bir görüş alırız! Nicen; bu eğilimi kesinlikle desteklemiyor. İki kişinin oluşturduğu dünyayı, aradaki iletişim ya da elektriğin seyrini üçüncü kişilerin asla çözümleyemeyeceğini vurguluyor ve ilginç saptamalarda bulunuyor: "Birincisi; hiç kimse sizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunuzu ve neye değer verdiğinizi sizden iyi değerlendiremez. İkincisi insanlar başkalarının ilişkileri konusunda kendi ilişkilerine nazaran daha olumsuzdur. Kısacası akil danıştığınız kişiler; ilişkinizdeki negatif yönleri görmeye pozitif yönleri görmekten daha meyillidir!"

KORKUYA YENİK DÜŞMEYİN

Kendi ayakları üzerinde duran, ne istediğini bilen bir kadın olmanıza rağmen; benliğinizi doğru şekilde yansıtmanız kimi zaman mümkün olmayabilir. Fobiler ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilen nedenler arasında. O gerçekte nasıl biri, geçmişte yasadıklarımızın yine yasayacak mısınız, sizden nasıl bir birliktelik bekliyor, bencil mi, sorumsuz mu? Bu gibi sorular; her kadının hayatinin bir döneminde zihnine üşüşebilir. Oysa olumsuz bir durum ile karsılaşacağınızda ilişkinizi sorgulamaktan vazgeçmeniz gerekiyor.

İŞLERİNİZİ EVE GETİRMEYİN

İş gününüz sona erdiğinde isiniz tamamıyla ofiste kalmalı. Zihninizden de silinmeli! Kitapta yer alan bir araştırma sonucuna göre; çalışmaya ya da is düşünmeye neredeyse hiç ara vermeyen iskoliklerin diğer kişilere oranla özel yaşamlarından memnun olduklarını söylememelerinin üç kat daha olası bir durum olduğu belirtiliyor.

ACILARINIZI UNUTMALISINIZ!

Kirildiniz ve sonra sizden özür dilendi. Çok acı çektiniz ama karsı tarafı affetmeye karar verdiniz! Ancak içinizdeki acı hemen ortadan kaybolmuyor ve hissettiğiniz bu acının travmasını içinizde taşıyorsunuz. Ama bu acıyı geride bırakabilmeyi öğrenmelisiniz! Çünkü acıyı içinizde tutmanız, yaranın taze kalmasına neden olur.

MÜKEMMELİ ARAMAYI BIRAKIN

20 Günümüzde mutsuz birlikteliklerin belki de en büyük nedeni; 'Daha mükemmelini yasayabilirim' düşüncesinden kaynaklanıyor. Sağlıklı ve tatmin edici ilişki daima mevcuttur ya da yaratılabilir! 'Mükemmel ilişki' diye bir kavram asla var olmamıştır. Bu nedenle; Her konuda sizinle hemfikir olan ya da her an sizi mutlu edebilecek biri ile karsılaşmayı ısrarla beklemek yerine; sizi en fazla tatmin eden ilişkiyi yeşertmeyi denemelisiniz.

KUSUR KAPATAN MAKYAJ HİLELERİ

Makyaj yaparken kullanılan belli kurallar ve yöntemler vardır. Açık Renkler hatları ön plana çıkartır, koyu renkler geri plana atar.

Açık renk olarak şeffaf pudra, koyu renk olarak pudra veya allık kullanılabilir.

Burun ile dudak arası uzun ise : Bu uzunluğu geri plana alabilmek için burun ile dudak arasını boyamalısınız.

Burun ile dudak arası dar ise : Çok dar olan bu bölgeyi ön plana çıkarmak için açık renklerle boyamalısınız. Burun

Düzeltme Teknikleri

Küçük Burun : En ideal burun şeklidir. Fakat yüzde kaybolacak, dengeyi bozacak kadar küçük ise ve gözler iriyse burunu ön plana çıkarmak gerekir. Bunun için de burun kemiği ve kanatlarını tamamiyle açık renk fondoten ve pudra uygulamalısınız.

Düz ve Kısa Burun : Bu tip burunlarda burnun bitimine ve iki kaşın arasına açık renk fondoten ve pudra sürülür. Bu sayede burun biraz daha uzun görünür.

Uzun Burun : Burnun uzun olan alt uç kısmına koyu renk fondoten ve pudra ile gölge yapılarak uzunluk geri plana alınır.

Burnunuzu uzun buluyorsanız; Kaş başlarınızın burna çok yakın olmamasına dikkat edin. Burun kökü ve ucuna gölgeleme yapın. Alnınızı ve çenenizi çıkık göstererek burnu daha önemsiz kısalıkta olduğunu vurgulayabilirsiniz.

Kemikli Burun : Burundaki kemiğin üzerine koyu renk fondoten ve pudra sürülür. Bu sayede koyu renkle kemikli kısım geri plana alınır.

Büyük Burun : Bu tip burunlarda, koyu renk fondoten ve pudra ile burun şekli yeniden belirlenir. Gözlerden başlayarak, burnun iki yanına inen gölgeler burun kanatlarına dağıtılır. Burun daha ince ve zarif gözükür.

İşte size bir kaç tüyo...
Burnu kısaltmak için uç kısmını gölgeleyin ama allık ile kırmızı fırça vuruşu burnu daha şiş gösterir unutmayın. Burnunuza yaptığınız gölge oyunlarını güneş ışığında kontrol etmeden dışarı çıkmayın, eliniz alışıncaya kadar leke yapabilirsiniz. Makyaj profesyonelliği zamanla olur.

EN BÜYÜK 10 GİYİM YANLIŞI

Evden çıkarken son kez aynaya baktığınızda çok şık olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, peki gerçekten öyle mi..

Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!

Sadece tayt giymek

Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!

Yerine göre giyinmemek

Şık bir partiye salaş bir pantolonla, bir sokak festivaline gece kıyafetiyle katılamazsınız. Bu en basit görgü kuralıdır. Eğer rahatlığınızın ön planda olacağı bir aktiviteye katılıyorsanız, kıyafetinizi buna göre seçmeye özen gösterin.

Şık da olsa beyaz çizme

Modanın çılgın çocuğu Galliano bile, beyaz; topuklu çizmelerin bir kadını bayağılaştırmaktan başka bir işe yaramadığını söylüyor. Siz onu dinleyin ve eğer böyle bir çizmeniz varsa, hemen ondan vazgeçmenin yollarını arayın.

Vücutla orantısız aksesuvar kullanmak

Evet kesinlikle çok rahatlar... Özellikle de uzun seyahatler için. Ancak o bile herkese yakışmıyor. Eğer gereğinden fazla kiloluysanız, küçük bir sırt çantası yerine daha büyük omuz çantalarını tercih edin. Böylece fazla kilolarınızı da kamufle edebilirsiniz.

Yaşına göre giyinmemek

Eğer yaşınız 30 ve üzeriyse kamuflaj desenli kıyafetlerinizi hemen gardırobunuzun derinliklerine gömün ya da yeğeninize verin. Çünkü onlar gerçekten gençler için.

Tek bir aksesuvarla şık olacağını sanmak

Şıklık bir bütündür ve bunu asla tek bir aksesuvarla sağlayamazsınız diyor Vakko un tasarımcısı Zac Posen. Eğer her tarafınız dökülüyorsa, sadece çok trendy bir çanta veya ayakkabı giyerek kendinizi asla kurtaramazsınız. Tümüyle salaş ve özensiz olmak mı? Bu bile bazen daha iyi!

Her türlü abartı

Eğer kış aylarını karın aylarca erimediği bir yerde geçirmiyorsanız, asla böyle bir bota ihtiyacınız olmayacak. Özellikle de metropollerde! Havanın her daim değiştiği bahar aylarında daha makul kıyafetler giyerek komik görünme ihtimalini sıfırlayabilirsiniz.

Tonları tutturamamak

Renk uyumu konusunda takıntılı olabilirsiniz ama eğer tonları tutturamayacaksınız, boşverin gitsin! Hem de bütün modacılar renk uyumunun çok demode olduğunu söylediği bugünlerde!

Kilolu olduğu halde beyaz pantolon giymek

Dünyanın en riskli kıyafeti beyaz pantolonu giymeden önce eminiz çok düşünüyorsunuz. İşte size biraz daha düşünmenizi sağlayacak bir fotoğraf! Pantolonunuz önden gayet şık görünebilir ama ya arkadan?

Vücuduna göre değil, trendlere göre giyinmek

Bir moda kurbanı gibi görünmek istemiyorsanız, kıyafet alışverişi yaparken çok iyi düşünün. Kabinde giydiğiniz parçaların her birini ayrı ayrı inceleyin, vücuduna yakışıp yakışmadığına bakın ve öyle satın alın. Popo kısmı taşlanmış jean pantolonlar moda olsa da bunun ancak çok formda birine yakışacağını unutmayın.

SEKSİ OLMANIN BİR KAÇ YOLU

Daha seksi bir kadın olmak için bu önerileri uyguladığınızda, cazibenizin erkekleri çılgına çevirdiğini göreceksiniz...

Bazı kadınlar vardır, tek bir bakışlarıyla erkeklerin başını döndürürler, tek bir kahkahayla istediklerini elde ederler... Onlardan nefret ediyor gibi görünsek de aslında onları deli gibi kıskanırız ve onlar gibi olmak isteriz! Oysa onlar gibi olmak hiç de zor değil; buna ihtiyacınız varsa, işte "seksi " olabilmeniz için önerilerimiz!

Günümüzde kadınlar kuşkusuz eskiye oranla çok daha güçlü ve bağımsız hale geldiler. İş hayatında giderek ilerliyorlar, hatırı sayılır paralar kazanıyorlar ve yaşamdaki yerlerini sağlamlastırıyorlar. Ancak bir konu daha var ki, işte o noktada bu saydıklarımızdaki kadar hızlı ilerleyemiyorlar. Bahsettiğimiz; özel anlarda ihtiyaç duyulan cesaret! Örneğin tanışmak istediğiniz bir erkekle sohbete başlamadan ya da bu söz konusu yakışıklıyla yatağa girmeden önce, cesaretinizi toplamak her zaman çok da kolay olmuyor. Biz bunu "seksi kedi cesareti" olarak adlandırdık çünkü erkeklerle bakışmak veya ellerini kuvvetlice sıkmamın ötesinde.,öncelikle kadın olmanın gücünü kullanmanız gerekir. "Bazı hareketler, ifadeler ve mimikler, siz farkında olmasanız da, karşınızdaki kişinin bilinçaltına çeşitli sinyaller yollar ve erkeklerin ilgisini çeker. Böylece karşınızdaki erkeğin de sizinle ilgilendiğini hissetmek, size iyice cesaret verecektir" diyor The Complete Idiots Guide to Body Language Hiç Bilmeyenler için Vücut Dili Rehberi isimli kitabın yazarı Dr. Peter Andersen.

Bir Partide

1- UZUN ADIMLARLA YÜRÜYÜN

Seksi kediler odanın ortasında sağdan sola koşuşturmazlar, yavaş hareket ederler. Bu tarz bir davranış tüm bakışları üzerinize çekecek ve size güven depoloyacaktır. Tek basınıza kendinizden emin bir şekilde yürümek için. "Etrafınıza bakın, tanıdık birini bulmaya çalışın. Böylece ona doğru ilerleyebilir ve ortalıkta başıboş dolaşmak zorunda kalmazsınız. Arkadaşınızın yanına doğru giderken. varlığınızı iyice belli etmek ve boyunuzu uzun göstermek için büyük adımlar atın" diyor Reatl My Hips Kalçalarıma Bak adlı kitabın yazarı Eva Marx.

2- MUZIRCA BAKIŞIN

"Gel buraya" diyen bakışlar, erkeklerin akıllarını başlarından alır. o yüzden bu cilveli bakısı mutlaka kullanın. "Hoşlandığınız erkeğin gözlerinin içine en fazla üç saniye kadar bakın ve sonra gözlerinizi kaçırın" diye öneriyor Andersen ve ekliyor: "Onu istediğinizi anlaması için bunu birkaç kere tekrarlayın. Bu davramsınız onu, sizin yanınıza gelmek için cesaretlendirecektir." Sizin kendinize güveninizi artıracak olan ise siz bir şey yapmadan, onun harekete geçmesi olacaktır.

3- ONA YAVAŞ YAVAŞ YAKLAŞIN

Sadece bakışmak yeterli değildir. Ona yaklaşmak daha fazla ustalık ister. Direkt yanına gitmek yerine, ona yavaş yavaş yaklaşın. "Bir anda karşısına çıkmak, sizi fazla girişken biri gibi gösterecek ve onun savunmaya geçmesine sebep olabilecektir" diye açıklıyor You Don Say Sen Söyleme adlı kitabın yazarı Dr. Audrey Nelson ve ekliyor: "Ona yan taraftan yaklaşmak, daha az gözünü korkutacak ve direkt karşısına çıkmadığınız için sizin daha gizemli gözükmenizi sağlayacaktır." Ayrıca doğrudan bir girişimde bulunmadığınız için, daha rahat ve kendinizden emin olacaksınız.

4- SESLİ GÜLÜN

Gürültülü ve kaba bir kahkahadan bahsetmiyoruz ama başınızı arkaya atıp, sesli şekilde gülmek kendinize olan güveninizi güçlendirecektir. "Kahkaha atmak dikkatleri üzerinize çekeceği gibi, sizi seksi ve kendine güvenli gösterecek ve eğlendiğinizi, mutlu, canlı bir karakterinizin olduğunu düşündürecektir" diyor San Diego State Üniversitesinde flört davranışları üzerine araştırma yapan Tricia Yeomans.

5- ELİNİ SIKIN

"Hoş bir erkekle el sıkışırken, gözlerinin içine bakın ve aynı zamanda elini hafifçe sıkın. Hiç beklemediği bir anda elinizle uyguladığınız bu basıncı, cinsel bir hareket olarak algılayacaktır" diyor Marx. Gücünü sergilemekten korkmayan, cesur bir kadın olduğunuzu gösterecektir. Bu cesur haliniz sizi de mutlu edecektir.


Bir Randevuda
6- ONA YAKLAŞIN

Yemek yerken veya içki içerken, iki insanın arasında gözle görülmeyen bir duvar vardır, "işte o duvarı kırmak, ne kadar cesur olduğunuzu gösterir" diyor Andersen. Ona doğru aranızda 45 santimetre kalacak kadar eğilin ve koluna ya da eline dokunun. Aranızdaki mesafeyi azalttığınız için heyecanlanabilirsiniz ama aslında bu hareket gerginliğinizi hafifletecek ve sohbetiniz daha iyi akacaktır. "Vücutlarınızın birbirine yakın olması aranızdaki kimyayı ve çekimi güçlendirecektir" diye açıklıyor Andersen. Onun size olan ilgisini hissettiğinizde ise kendinizi çekici ve güçlü hissedeceksiniz.

7- KISIK SESLE KONUŞUN

Kısık sesle konuşmak cinsel cazibenizi artırır. "Kadınlar tahrik olunca, testosteron seviyeleri artar ve daha derinden konuşarak, ses tonlarını alçaltıp, yükseltirler, işte bu yüzden alçak ses şehvet uyandırır ve seksi hatırlatır" diye açıklıyor Nelson. Heyecanlıyken sesiniz otomatik olarak yükselir ama onu kontrol altına alarak, olaya hakim olduğunuzu hissedecek ve güçlü olduğunuzdan emin olacaksınız, öte yandan ne söylediğinizi duyabilmek için size daha çok yaklaşacak ve bu yakınlık baştan çıkarıcı olacaktır.

8- KENDİNİZE DOKUNUN

Erkekler, kendi teninize dokunduğunuzda parmaklarınızı takip etmekten kendilerini alamazlar. "Kendi vücudunuzu ellemeniz, onun ilgisini dokunduğunuz bölgelere çekecektir. Buna ek olarak, okşama hareketinin yatıştırıcı bir etkisi de vardır" diyor Andersen. Cinsel cazibenize ve fiziksel özelliklerinize olan güveniniz iyice artacaktır. Yemek sırasında, çıplak omuzlarınıza hafifçe dokunun veya göğsünüzün arasından sallanan kolyenizle oynayın.

9- ONUN ÖNÜNDEN YÜRÜYÜN

Gecenin gidişatı belli olduysa bile, seksi kedi imajınızı devam ettirmenizin yöntemleri vardır. Erkekler heyecan arayışı içindedirler, o yüzden sizi kovalamasını sağlayacak hareketler yaptığınızda, seve seve sizin peşinizden koşacaktır. "O farkında olmadan sizin peşinizde kokarken, siz de kartları elinizde tuttuğunuzu belli edeceksiniz" diyor Marx ve ekliyor: "Önden yürüdüğünüz zaman. poponuza ve bacaklarınıza baktığını hissederek, sizi istediğini düşüneceksiniz.
Yatakta

10- YAVAŞÇA SOYUNUN

Tek istediğiniz yatağın içine girmek olsa bile, en azından beş. saniye vakit harcayarak üzerinizdeki her kıyafeti tek tek ve yavaş yavaş çıkarın. "Yavaş hareket etmek, kontrolün sizin elinizde olduğunu gösterecek ve onun gözleri bayram edecektir" diyor The Womans Guide to Total Self-Esteem kadının Kendine Saygı Duyma Rehberi adlı kitabın yazarı Dr. Stephanie Dillon. "Soyunmak, bedeninizin çabucak yaptığı sıradan bir harekettense cinsel törene dönüşecektir."

11- GERİNİN

Seksi kedilerin yatakta ruhsuz bir şekilde yattıklarına inanmak mümkün değildir. "Kollarınızı başınızın üzerine doğru uzatarak, sırtüstü yatın. "Gerinme sayesinde hem kendinizi daha seksi ve güçlü hissedeceksiniz hem de karnınız dümdüz gözükecek ve göğüsleriniz daha yukarıda duracaktır" diye açıklıyor Yeomans.

12- BAŞINIZI ARKAYA DOĞRU ATIN

Ön sevişme sırasında, başınızı ve vücudunuzu arkaya doğru eğin ve boynunuzu, köprücük kemiğinizi ve göğüslerinizi sevip, okşamasını kolaylaştırın. "Vücudunuzun bu bölgelerine kolayca ulaştığında sizin çekingen olmadığınızı görecektir. Kendinizi ona teslim etliğiniz zaman, duyguları hissetme konusunda daha özgür olacaksınız ve kendinize olan güveniniz de artacaktır" diyor Marx.

13- ZEVK ALDIĞINIZI GÖSTERİN

Erkekler seks esnasında sesler çıkarmanızdan çok hoşlanırlar ama zevk aldığınızı açıkça göstermeniz de en az bu kadar etkileyicidir. Emory Üniversitesi de yapılan bir araştırmada, pornografik resimlere bakan erkeklerin, fotoğraflardaki kadınların yüzlerine, vücutlarının cinselliği çağrıştıran bölümlerine daha çok baktıkları görülmüş. Bunun sebebi, kadınların yüzünde zevk aldıklarına dair izler aramalarıdır. "Gözlerinizi kapayın ve ağzınızı hafifçe açın. Sizin iyi vakit geçirdiğinizi gördüğü zaman, size daha tutkulu dokunacak, öpecek ve sizin de aldığınız zevki artıracaktır" diyor Nelson. Seksi gözükmenizi sağlayacak bir hareket, kendinizi daha seksi hissetmenizi sağlayacaktır.


14- ÜZERİNE OTURUN

Seksi bir kedi her zaman saldırmaya hazır haldedir. Sevgilinizin üzerine oturmanız yatakta ne kadar istekli olduğunuzu gösterecektir. "Üzerine oturduğunuz zaman cinsel ilişkiyi gözetliyor gibi olursunuz. Bu pozisyon erotik gücünüzü artıracağı gibi, ondan üstün davranmanız da onu heyecanlandıracaktır" diyor Nelson.

15- KAŞIK POZİSYONUNA GEÇMEYİ UNUTMAYIN

İlişki sonrasında da kendinize güvenli tavrınızı devam ettirin. Kalçanızı ona bastırarak yana doğru yatın ve onu da yanınıza çekin. "Onun vücudunu hissetmek, yaramazlık anlarınızı hatırlatacaktır" diyor Nelson. Daha da yakınlaşmak için ona iyice sokulun, ellerini tutup, göğüslerinizi kavramasını sağlayın. Sizin tahrik olmaya hazır haliniz heyecanını canlı tutacaktır.

ZEKİCE BAŞTAN ÇIKARANLAR

- Düşük belli pantolonlar giyerek, göbeğini gösterir.
- Buzlu bir içkiyi seksi bir şekilde yudumlar.
- Hoşlandığı bir erkeğe, onu yakışıklı bulduğunu söyler.
- Cep telefonuna kendi numarasını kaydeder.
- Bir çatal tatlı yedikten sonra, dudaklannı yalar.

ISRARCI DAVRANANLAR

- Poposu gözükecek kadar düşük belli pantolon giyer.
- İçkinin içindeki buzu alarak boynuna ve dekoltesine sürer.
- Çok ateşli olduğunu neredeyse ateşinden yanacağını söyler.
- Telefon numarasını erotik bölgelere yazıp göstermeye kalkar.
- O tatlı yedikten sonra, onun dudaklarına yapışır.