4 Haziran 2009 Perşembe

BEYAZ KAN SU


Suyun yerini hiçbir şey dolduramaz. Etin, sütün, tahılın, sebzenin veya meyvenin alternatiflerini bulabilir ve aralarında seçim yapabilirsiniz. Suyun alternatifi kesinlikle yoktur.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu
Değerli okuyucu, bugün sizlere sudan bahsetmek istiyorum. Suyun yerini hiçbir şey dolduramaz. Etin, sütün, tahılın, sebzenin veya meyvenin alternatiflerini bulabilir ve aralarında seçim yapabilirsiniz. Suyun alternatifi kesinlikle yoktur.Suyun önemini daha iyi vurgulayabilmek için, ben ona “beyaz kan” diyorum. İnsanın yemek yemeden birkaç hafta yaşaması mümkündür. Su içmeden ise insan ancak birkaç gün yaşayabilir.Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere göre daha az su tükettiklerini göstermiştir. Halbuki, kadınlar bir bilseler ciltteki kırışıklıkların oluşumunda ve artmasının arkasında az su içmenin yattığını... Cildin taze ve canlı görünmesinde vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınması çok önemlidir. Günde en az 1.5 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek gerekir. Susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın, gün boyu en az 1.5 litre su içmeyi ihmal etmeyiniz. Hele gece yatağa giderken içeceğiniz bir bardak suyun hikmeti saymakla bitmez... Normal kilosu olanlar, fazla kilosu olanlara göre vücutlarında daha fazla su tutarlar. Normal kilonun üzerine çıkıldıkça vücut daha az su içerir.
Yumuşak suyun etkileri Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan almayız. Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijeni de kullanarak oksijen ihtiyacını karşılar. Suların sertliği üzerine pek çok spekülasyon var. Değerli okuyucu, suyun sertlik derecesinin insan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine, yumuşak suların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Azor adalarında ve İskandinav ülkelerinde kalp-damar rahatsızlıkları yüksektir. Bunun nedeni içme sularının yumuşak olması olarak açıklanmaktadır. Suyun yumuşak olması demek, içerdiği tuzların (kalsiyum, magnezyum, potasyum...) miktar olarak az bulunması demektir. Yumuşak su içilmesi demek, vücuttan tuz emilmesi demektir. Yumuşak suda potasyum miktarı da düşük olduğundan dolayı, yumuşak su içildiğinde vücudumuzdan potasyum uzaklaştırılır. Kalp kaslarında çok önemli görevi bulunan potasyum, azaldığı taktirde, kalpte ritim bozukluğuna sebep olabilmektedir.
Kabızlığa karşı
Kabızlık şikâyetine karşı her öğünde sofradan kalkmadan önce en son olarak iki bardak su içme alışkanlığını edinmek, kabızlığın çözümünde önemli bir destekleyicidir. Vücudumuzun önemli bir yüzdesi su içermektedir. Bu yüzde oranı yağ dokusuna bağlıdır. Vücut ne kadar yağlı ise su da o oranda daha az olacaktır. Kısaca, şişman bir insan fazla yağ içerdiğinden, zayıf bir insana göre vücudunda daha az su bulunur. Bazı kişiler susuzluklarını daha sağlıklıdır düşüncesiyle bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla gidermeye çalışır. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve suyu ile yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece su ile gideriniz.
Saç ve tırnak sağlığı için
Tırnak sağlığı büyük oranda yeterli su alıp almadığımıza bağlıdır. Saçlara canlılık ve parlaklık veren yine vücudumuzun ihtiyacı olan suyu dengeli olarak alıp almadığımıza bağlıdır. Günlük ihtiyacımız olan suyu tüketmediğimiz taktirde saçların parlaklığı veya canlı görüntüsü kalıcı değildir. İdrarınızın rengi koyulaşmış ise biliniz ki vücudunuz susuz kalıyor ve böbreğiniz zorlanıyor demektir. Rengi açılana kadar gün içerisinde su içiniz. Eğer bir-iki gün içerisinde rengi hâlâ açılmıyorsa mutlaka hekiminize danışınız.
Selülit oluşumuna karşı
Selülit oluşumunu hızlandıran birinci sıradaki etken, az su tüketilmesidir. Normalden ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu da o kadar hızlı olur. Böbreğin sağlıklı çalışması, yeterli miktarda su tüketmemize bağlıdır. Bazı insanlar günde yedi-sekiz bardak çay veya kahve içtiklerinden vücutlarına bu yolla yeterli su aldıklarını sanırlar. Gerek kahve ve gerekse de çay, diüretik özelliği olan etkin maddeler içerdiklerinden, idrar yoluyla vücudumuzdan fazla su atılmasına neden olurlar. Bu nedenle, fazla çay veya kahve içenlerin ayrıca su içmeleri gereklidir.
Toksinlerin atılabilmesi için
Vücudumuzdan toksinlerin atılabilmesi, gün içerisinde yeterli ölçüde su tüketmemize bağlıdır. Organlarımızın sağlığı için gün boyu vücudumuzun ihtiyacı olan en az bir buçuk litre suyu tüketmemiz gerekir. Yeterli derecede su içilmesi kanın rahat akışını sağlar. Kanın rahat akması demek, kalbimizin de rahat çalışması demektir. Yeterli ölçüde suyun vücuda alınması kalbin yükünü hafifletir. Bu sayede kandaki oksijen daha hızlı bir şekilde tüm vücuda dağılır. Oksijen dağılımı ne kadar başarılı ise organlar da o kadar sağlıklı çalışır.
Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.

KİLO VERMENİN 15 YOLU


Okullar kapanıp yaz zili çaldığında tatil yerleri hızla dolmaya başlar, yazlık evlerde temizlik başlar, sahil bölgelerindeki akrabalar arkadaşlar ziyaret edilir.
Dilara Koçak
Okullar kapanıp yaz zili çaldığında tatil yerleri hızla dolmaya başlar, yazlık evlerde temizlik başlar, sahil bölgelerindeki akrabalar arkadaşlar ziyaret edilir. Uzun tatile gidemeyenler hafta sonu yakın bölgeleri araştırmaya başlar. Yakın mesafede kullanabileceği havuzu olanlar gidilecek tarihleri seçer veya sezonluk otel havuzuna üye olma fikirleri ortada dolaşır.
Tüm bunlardan önce kış aylarında kontrolsüz yemek yeme ve hareketsizlik tuzağına düşenler önce aldıkları kilolardan en kısa sürede kurtulma çözümleri ararlar. İşte bu telaş ve panik halinde hatalar yapılabilir, aslında en büyük hata kilo almaya başlandığı anda bu gidişe dur dememektir. Çünkü her eklenen kilo metabolizmaya eklenen ağır bir yüktür. Vücutta yağlanma arttıkça metabolizma yavaşlar. Her yeni diyet bir öncekinden daha zordur. Çünkü her yanlış diyetle kaybedilen kas, metabolik hızda yavaşlama ve vücutta sarkma ve şekilsizlik demektir.
KOLAY KİLO VERMEK İSTİYORSANIZ KOLAYI SEÇİN
1. Porsiyon ölçülerinizi küçültün. Kendinize yasaklar koymak yerine her şeyden tüketip küçük miktarlarda tercih etmeyi deneyin. Tabağınızı yarım bırakın veya karşınızdaki ile paylaşın.
2. Çay ve kahvede şeker kullanıyorsanız bırakın. Günde 5 şeker 100 kalori enerji verir. Her gün sadece 100 kaloriden vazgeçerek yılda 36 bin 500 kalori tasarruf edersiniz, bunun karşılığında yıl sonunda 5 kg zayıflamış olursunuz. Tam tersini düşünmek belki daha etkili olabilir. Her gün 5 şeker yemek, yıl sonunda 5 kg yağ anlamına geliyor.
3. Salataya eklediğiniz yağ miktarını gözden geçirin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı yeterlidir. Fazlada her bir kaşık 50 kalori almanız demektir. Günde 50 kalori fazla tüketmek, yılda 2 - 3 kg yağlanmanıza sebep olur.
4. Kuru baklagilleri haftada 1 - 2 kez mutlaka yemeye çalışın. Mercimek, nohut, kuru fasulyeyi ihmal etmeyin. Sıcak yemek yapmak dışında haşlayıp salatalarınıza karıştırabilirsiniz, çorba olarak tercih edebilirsiniz. Kuru baklagiller lif içeriği sebebiyle daha uzun süre tok tutar ve kilo vermeye yardımcı olur.
5. Doymuş yağ tüketimini azaltın. Süt, yoğurt, peynir ve etlerin yağsız kısımlarını tercih edin. Böylece daha az yağ tüketerek hem depo yağlarınıza hem de yüksek kolesterole karşı önlem almış olursunuz.
6. Alkol tüketiminizi sınırlandırın. Fazla miktarda (günlük 100 ml’ den fazla) alkol tüketen kişilerde hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Alkol seviyorsanız tercihiniz hep şarap olsun. Rakı, votka ve viski içtiğinizde yüzde 45- 50 oranında alkol alırsınız, oysa şarabın alkol oranı yüzde 12 -15 dir. 1 gram alkolün 7 kalori olduğunu unutmayın.
7. Her sabah aynı kahvaltıyı etmeyin. Bazı günler yeme biçiminizi değiştirin, tek yönlü beslenmeyin, farklı tatları deneyin. Örneğin:Meyve salatası ile yoğurtYulaf ile sütMeyve ile bademSüt ile meyvePeynir - ekmekTostSimit - peynirOmlet ile ekmekÇorba
8. Fiziksel açlıkla duygusal açlığı ayırt etmeye çalışın. Sakın cesaretinizi kaybetmeyin. Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve her zaman aynı disiplinde olamayabiliriz. Hep pozitif düşünün.
9. Öğün atlamayın. Öğün atlamayı alışkanlık haline getirmeyin. Çünkü atlanan her öğünden sonra, diğer öğündeki besin tüketimi daha fazla olmaktadır. Beslenmenizi bu konuda yeniden gözden geçirin.
10. Ara öğün yapmayı unutmayın. Az ve sık yeme prensibiyle metabolik hızınız artar, kan şekeriniz dengede olur ve açlık hissetmezsiniz. Uzun süre aç kalmak özellikle öğle yemeği yedikten sonra 6 - 7 saat aç kalıp akşam yemeğini geç yemek kilo alımında önemli bir etkendir. Bunun için 3 saatten fazla aç kalmamaya özen gösterin. 3 kuru kayısı, 2 parça cevizYarım paket diyet bisküvi, 1 bardak süt ile kahve1 kutu yoğurt, 10 -15 adet yaban mersini1 kutu az yağlı süt, 1 adet taze meyveYarım paket diyet çubuk kraker, ayran1/2 simit, peynir Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze1 kutu meyveli yoğurt, 10 fındık1 avuç beyaz leblebi, 1 bardak kefir5 adet kuru erik, 10 bademYarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran
11. Su içmekte zorlanıyorsanız şişeyle tüketmeyi deneyin. Bardak saymakta zorlanıyorsanız, şişeyle içmeyi deneyin. Su içmek hem kilo vermenizi kolaylaştırır, hem de cildiniz için çok önemlidir.
12. Çeşitli beslenin. Hiçbir besin tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değildir ve hiçbir besin de tek başına suçlu değildir. Hedefiniz hep ölçülü beslenmek olsun.
13. Zeytinyağını ve yağlı tohumları tüketirken kontrolü elden bırakmayın. Zeytinyağının kalp dostu olduğu birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Ancak tüm yağlar gibi, 1 gramı 9 kalori içerir ve fazla tüketimi şişmanlığa sebep olur. 10 fındık veya badem veya 3 ceviz, 1 tatlı kaşığı yağa eşittir ölçülü tüketin.
14. Etiket okumaya başlayın. Kendi kendinizi kontrol ederken ve doğru besini ararken, mutlaka etiketleri okuyun. Besinlerin kalori, yağ ve tuz değer-lerini, son kullanma tarihlerini inceleyin. Şekersiz ve lifli ürünleri tercih edin.
15. Yaşam biçimi ve düşünce şeklinizi yeniden yapılandırın. Dengeli beslenme ve iyi yaşamı hayatınızın bir parçası haline getirin ve etrafınıza da bunu anlatın. Arkadaşınıza giderken pasta almak yerine, taze meyve sepeti veya zeytinyağı ürünlerinden bir sepet hazırlayabilirsiniz.

2 Haziran 2009 Salı

MÜKEMMEL KALÇALAR İÇİN 15 DAKİKA


Yazın rahatça bikini giyebilmek için sıkı bir vücuda kavuşmak istiyorsanız, işe poponuzdan başlamanızı tavsiye ediyoruz. İşte birkaç önemli zayıflatıcı hareket...
Taş gibi popolar için hafta 3 kez 15 dakikanızı ayırarak bir ayda istediğiniz forma kavuşabilirsiniz.
Tek bacakla köprü hareketi
Sol ayağınızın tabanı yere basacak şekilde sırt üstü yatıp, sol bacağınızı dizden kırın. Ellerinizi sağ dizinizin arkasında kenetleyin ve sol bacağınızı göğsünüze doğru çekin. Poponuzu sıkarak kalçanızı yerden birkaç santim yukarı kaldırın. Bunu yaparken, sağ bacağınız göğsünüze doğru çekili kalsın. 3'e kadar sayarak pozisyonu koruyun ve ardından kalçanızı tekrar yere bırakın. Aynı hareketi 10 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.
Çömelme hareketi
Bacaklarınız, ayak uçlarınız ileri bakacak şekilde kalça genişliğinde açın. Kollarınızı havada duracak şekilde öne doğru getirin. Bunu yaparken, sanki bir sandalyeye oturacakmışsınız gibi yavaşça dizlerinizden kırın. Dizleriniz, ayak parmaklarınızla aynı hizada olmalı, daha ileriye geçmemeli. 2'ye kadar sayıp aynı pozisyonda kalın. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.
Bacaklarınız kalça genişliğinde açık ayakta durun. Elleriniz kalçalarınızda, sağ bacağınızla geriye doğru bir adım atın. Bunu yaparken, sağ topuğunuz havada olsun.
Ağırlığınızı sol bacağınıza vererek çömelin. Ama diziniz dik ve ayak parmaklarınızı geçmeyecek vaziyette dursun. 3'e kadar sayıp kalkın. Aynı hareketi 8-12 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma eldiğinizde bir set daha yapın.
Bacağınız kırık öne doğru hamle hareketi
Bacaklarınız kalça genişliğinde açık ayakta durun. Elleriniz kalçalarınızda, sağ bacağınızla geriye doğru bir adım atın. Bunu yaparken, sağ topuğunuz havada olsun. Ağırlığınızı sol bacağınıza vererek çömelin. Ama diziniz dik ve ayak parmaklarınızı geçmeyecek vaziyette dursun. 3'e kadar sayıp kalkın. Aynı hareketi 8-12 kez tekrarladıktan sonra bacak değiştirin. Hareketi 12 kez rahatça yapabilir duruma geldiğinizde bir set daha yapın.

1 Haziran 2009 Pazartesi

BEBEKLERDE EK GIDAYA BAŞLANMASI


Bebeklerde tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının beraberinde bazı riskler getirdiği belirtiliyor...

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kılınç, bebeklerde tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının hastalık riskini arttırdığını, geç başlanmasının ise bebeğin gelişimini yavaşlattığını söyledi.

Kılınç AA muhabirine yaptığı açıklamada, tamamlayıcı beslenmenin bebeklere 6 ila 18-24 ay arasında yalnızca anne sütüne ev yemeklerinin eklendiği bir dönem olduğunu belirtti.
Tamamlayıcı besinlere erken başlanmasının da, geç başlanmasının da, bebeğin gelişimi ve sağlığı açısından çeşitli olumsuzluklar doğurabileceğini dile getiren Kılınç, şöyle konuştu:
''Tamamlayıcı besinlere erken başlanması durumunda anne sütü alımı azaldığı ve sıvı gıdaların kalorisi düşük olduğu için bebeğin kilo alımı yavaşlayabilir. Bu dönemde antikor geçişi azaldığı için hastalanma riski artar. İlk 6 ayda bağırsak geçirgenliği fazla olduğu için besin alerjileri daha sık görülür. Bebek sık ishal olur.
Bu besinlere geç başlanması durumunda ise sadece anne sütü bebeğin gereksinimini karşılamaz hale gelir. Bu durum bebeğin kilo alımı ve büyümesini yavaşlatır ya da durdurur. Besin eksikliklerine bağlı olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Bebeğin çiğnemeyi öğrenmesi zorlanabilir.''
Kılınç, anne sütü alan bebeklere 6. ayda, yapay mama ile beslenen bebeklerde ise 4. ayda ek besinlere başlanması gerektiğini vurguladı.

CİNSEL İLİŞKİDE İDEAL SÜRE:7 İLA 13 DAKİKA


Stockholm’de düzenlenen Avrupa Üroloji Birliği (EAU) kongresinde sunulan araştırmalar, tatmin sağlayıcı cinsel ilişki süresinin sanılanın çok daha altında olduğunu ortaya koydu
ABD Mid-Michigan Sağlık Merkezleri Tıbbi Direktörü Dr. Matt Rosenberg, “Cinsel ilişkinin saatlerce sürmesi gerektiği yönündeki genel kanının aksine, ABD ve Kanadalı cinsel ilişki terapistlerinin yürüttüğü yeni bir çalışmada, tatmin edici cinsel ilişkinin 7 ila 13 dakika arasında sürdüğü ortaya koyuldu” dedi. Bu sürenin yaşla birlikte düştüğüne işaret eden Rosenberg, “Dünya nüfusu yaşlanmaya devam ettikçe, 40 yaşın üzerindeki erkeklerde sertleşme sorununun yaygınlığı artacak. Bu sorunun çözümünde hedefler, yalnızca sertliği artırmak yerine, tatmin edici bir cinsel yaşamın yeniden sağlanmasına yöneltilecek olursa tedavinin sonuçları iyileşir” diye konuştu. Cinsel tatmini partneriyle paylaşmanın erkeğin cinsel deneyiminin önemli bir unsuru olduğuna işaret eden Rosenberg, bu konuda son dönemde geliştirilen ilaçların olumlu etki gösterdiğini söyleyerek, “Araştırmalar Bayer Schering Pharma’nın ilacı Levitra’nın uzun ve sürekli sertleşme sağladığı belirlendi” dedi.

MAKARNA SINIFI GEÇTİ!


Makarna tıpkı mahallenin yaramaz çocuğu gibi yemeğe son dakika katılır, acil misafir gelince yapılır, kilo aldırır diye suçlanır ve hatta ana yemekten sayılmaz. Oysa, makarna dengeli beslenmenin bir parçasıdır, şişmanlattığı ise bir şehir efsanesidir.
Dilara Koçak
Makarna dengeli beslenmenin bir parçasıdır, toplumda şişmanlattığı yönünde yanlış bir düşünce vardır. Günlük ihtiyacınızdan fazla yediğiniz her besin sizi şişmanlatır hiçbir besini bu şekilde cezalandırmak doğru değildir. Vücudumuzun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için her gün 50’ye yakın besin öğesine ihtiyacı vardır. Karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller her gün bu 40 besin öğesinin alınması gereklidir.Günlük kalori gereksiniminin büyük kısmı -yüzde 50 - 55’inin -karbonhidrattan gelmesi esastır. Çünkü karbonhidratlar temel enerji kaynağıdır. Vücudunuzda ne kadar CHO deposu var biliyor musunuz? Sadece 300 - 400 gram. Peki beynimizin sadece şeker yani karbonhidrat kullandığını ve başka hiç bir şey kullanamayacağını biliyor musunuz? O zaman düşünelim; eğer yeterli karbonhidrat almazsanız ne olur? İlk önce karaciğerdeki glikojen (yani karbonhidratın depo şekli) kullanılır, sonra kan şekeri düşer, ardından kaslar enerji için kullanılır. Beyne kaslardan karbonhidrat sağlanmaya çalışılır, o zaman da karbonhidrat yemediğiniz için kasınızı yemiş olursunuz ve beraberinde çok fazla su kaybedersiniz. Giden kilo yağ değil, kas ve su olur. Bu vücut için risktir. O zaman makarna, yağ yakmaya engel değildir, hatta yardımcı olabilir.
Makarnada glisemik indeks; pirinç pilavı, patates ve beyaz ekmeğe oranla oldukça düşüktür, bu da kan şekerinin hızlı yükselmesine engel olması açısından olumlu bir özelliktir. Aynı zamanda iyi bir B vitamini kaynağı olan makarna genelde yemek yanında tercih edilir. Aslında uygun sosla ana yemek olarak enerji ve besin öğelerini tam karşılamada rahatlıkla kullanılabilecek pratik ve sağlıklı bir seçimdir.Makarna sanki mahallenin yaramaz çocuğu gibi yemeğe son dakika katılır, evde yemek yapacak bir şey bulunamayınca ya da acil misafir gelince imdada yetişir; kilo aldırır diye suçlanır, genelde ana yemeğin yanında servis yapılır. Oysa makarnayı çok sağlıklı, çok lezzetli, hem pratik, hem kolay, hem ucuz bir baş tacı olarak da masaya yerleştirebilirsiz. Makarna, öğlen saatlerinde tüketilirse daha iyi, çünkü gün boyu ihtiyacınız olan karbonhidratı sağlamada önemli bir kaynak. Özellikle spor yapanlar için mutlaka tüketilmesi gereken bir karbonhidrattır.
Birlikten sağlık doğar!
MAKARNA üzerine ilave edeceğiniz;
-Peynir veya yoğurtla kalsiyum ve protein değerinin artırabilirsiniz.
-Ton balığı ve ceviz ilave ederek Omega - 3 kaynağı haline getirebilirsiniz.
-Sebze yemeyen çocuğunuz için sebzeli makarna hazırlayabilirsiniz.
MAKARNA HAKKINDA
-Makarna şişmanlatmaz.
- Protein içeren durum buğdayı-irmikten yapılır.
- Uygun sosla tek başına bir ana yemektir.
- Hem ucuz, hem pratik, hem de besleyicidir.
- Glisemik indeksinin düşük olması önemlidir.
- Vitamin mineral değerleri açısından pirinç, patates ve ekmeğe göre değerlidir.
- Düşük yağ ve tuz oranına sahiptir kolesterol içermez.
- Günlük enerji ihtiyacının karşılanmasında uygun bir karbonhidrattır.
- Özellikle sporcularda, gençler ve çocuklarda olmak üzere her yaş grubu ve özel diyette kullanılabilecek geniş bir yelpazeye hitap eder.
Hangi sos kaç kalori içerir?
Napoliten sos 173 kalori + 370 = 543 kalori
Bolognez sos 223 kalori + 370 = 593 kalori
Kremalı mantar sos 273 kalori + 370 = 643 kalori
200 gr lıght yoğurtla 96 kalori + 370 = 466 kalori
2 dilim yağsız peynirle 96 kalori + 370 = 466 kalori
Sebze haşlamayla 80 kalori + 370 = 450 kalori
Light ton balıkla 120 kalori + 370 = 490 kalori
UNUTMAYIN!
Günde 4 - 6 fincan yeşil çay, mide, kolon, meme, sindirim siste-mi kanseri riskinde azalma sağlıyor.
Günde 25 gram alınan soya proteini, LDL (kötü) kolesterol düzeyinde düşmeye neden oluyor.
Günde 60 gram tüketilmesi halinde ise menopoz semptomlarında azalma sağlıyor.
Sarımsak kan basıncını düşürüyor.
Günde 1 diş sarımsak kolesterol düzeyini düşürür.
Günde 5-9 porsiyon sebze ve meyve tüketimi kolon, meme, prostat gibi kanser türlerinde azalmaya neden oluyor.
Tam buğday unundan yapılmış ekmek ve soya kalp hastalıkla-rında azalma sağlıyor.
Soğan, pırasa ve elma, kalp hastalıkları riskini azaltıyor.

ENERJİ VEREN MÖNÜLER!


Baharda canlanan doğaya inat, bu mevsimde çoğu zaman kendimizi halsiz, yorgun ve uykusuz hissediyoruz. İşte enerji veren mönüler...
FUNDA ÇATAR
Polat Renaissance Hotel Sous Şefi Kadir Madakbaş'ın hazırladığı birbirinden hafif ve lezzetli tarifler ise bahar yorgunu olan bizleri canlandırmayı garanti ediyor!
BAHAR SALATASI
Malzemeler: 40 gr Akdeniz yeşilliği, 20'şer gr marul, kıvırcık ve kırmızı turp, bir tutam dereotu, çeyrek salatalık, sarı ve kırmızı biber, 60 gr kiraz domates (ikiye bölünmüş), 20 gr ceviz, 10 gr taze nane, 14 gr zeytinyağı, 30 gr kuşkonmaz, bir tutam tuz.
Hazırlanışı: Tüm malzemeleri derin bir kapta zeytinyağı ve balzamik sirkesi ile iyice harmanladıktan sonra tabağa alın. Salatayı hazırlarken tüm yeşillikleri elinizle ayıklayın, bıçak kullanmayın.
Karbonhidrat: 5 gr Yağ:10 gr
BEZELYE ÇORBASI
Malzemeler: 120 gr bezelye, 1 adet taze soğan, yarım baş kuru soğan, 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 2 bardak tavuk suyu, tuz, karabiber.
Hazırlanışı: Bezelyeyi ayıklayın. Taze ve kuru soğanı temizleyip, kıyın. Zeytinyağını tencerede ısıtıp, soğanları tencerede kavurun. Tuz ve karabiberleri ilave ettikten sonra malzemeleri karıştırın. Üzerine tavuk suyunu dökün ve kaynamaya başlayınca bezelyeyi ekleyip, pişirin. Malzemeleri bezelyenin suyuyla birlikte blenderden geçirerek püre haline getirin.
Karbonhidrat: 15 gr Yağ: 5 gr
BALKABAĞI ÇORBASI
Malzemeler: 200 gr balkabağı,1 su bardağı süt, yarım su bardağı su, yarım baş kuru soğan, 1 yemek kaşığı krema, 1 tutam karanfil, 1 tutam dereotu, tuz, karabiber, toz muskat, küp ekmek.
Hazırlanışı: Balkabağını soyup, ufak ufak dilimledikten sonra derin bir tencereye alın. Üzerine su ve süt ilave edin. Tuz, biber, muskat, soyulmuş soğan ve karanfilleri ekleyin. Kabakları 40 dakika kaynatın. Ateşten alınca, içindeki soğan ve karanfilleri çıkartın. Kalan çorbayı mikserden geçirdikten sonra tabaklara paylaştırın. Her tabağa 1 kaşık krema, 1 tutam ince kıyılmış dereotu ve isterseniz küp ekmek ilave edin.
Karbonhidrat: 22 gr Yağ: 7 gr
SOMON FÜMELİ SEPET
Malzemeler: (5 adet sepet için) 100'er gr süt, pudra şekeri ve un. İç malzemeler için: 100 gr somon füme, 40 gr sarı biber, çeyrek bağ roka, 10 gr dereotu.
Hazırlanışı: Hamurun malzemelerini mikserde 5 dakika çırpın. Ardından 160 derece 7-8 dakika pişirip, şekil vermek için sertleşmeden hemen küçük kalıplara yerleştirin. Hamur soğuduktan sonra içine somon füme, roka yaprakları, dereotu ve sarı biber ilave edin.
(Tek sepet için) karbonhidrat: 25 gr Yağ: 8 gr

UZUN YAŞAMANIN SIRRI HAYAT TARZINDA GİZLİ


Geniş kapsamlı bir araştırma, uzun yaşamanın sırrının genlerde değil, hayat tarzında gizli olduğunu ortaya koydu.
20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre düzgün beslenme ve stresle başa çıkabilme, genlerle aktarılan rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltıyor.
British Medical Journal’da yayınlanan araştırmadan çıkan sonuçlar şöyle:
* Çalışmayı aniden bırakan kişilerde obezite ve bazı kronik rahatsızlıklar meydana geliyor. Bu yüzden, emekli olan kişilerin eve kapanmak yerine toplum içinde aktif rol almasının, sağlık için önemli olduğu belirtiliyor.
* Ağız ve diş bakımının düzgün bir şekilde yapılması, kalp hastalığı riskini azaltıyor.
* Sağlıklı yaşamın en önemli ipucuysa, hareket etmek. Chicago Üniversitesi’ne göre yürüyüşe çıkmak zekayı keskinleştiriyor, kas ve kemik yapısını güçlendiriyor, ruh halini yüksek tutuyor.
* Sabahları lifli besinler tüketmek, kan şekerini dengeliyor.
* Günü daha uzun yaşamak için az uyumak yerine, en az altı saat uyuyup ömrünüze daha fazla gün ekleyebilirsiniz. Çünkü uyku halindeyken, vücut kendini daha hızlı yeniliyor.
* Vücudunuzun vitamin ihtacını kapsüller yerine, doğanın kendisinden alın.
* Daha çok gülümseyin. Kahkaha, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
* Alkol, sigara, şeker gibi maddelerden uzak durun.
* Günlük rutininizi değiştirmemeye bakın. Araştırmaya göre yıllarca aynı saatte yatıp, aynı saatte uyanan kişiler çok daha sağlıklı.
* Ailenizden ve sosyal hayattan uzak kalmayın

ÇOK PİŞMİŞ ETE DİKKAT!


Düzenli olarak çok pişmiş, neredeyse yanmış et tüketmenin pankreas kanseri riskini artırdığı bildirildi.

ABD’nin Minnesota Üniversitesinden Kristin Anderson ve ekibinin yaptığı araştırma, eti ızgarada ya da tavada pişirirken ısının azaltılması gerektiğini, yanan etin pankreas kanseri riskini yüzde 60 oranında artırabileceğini gösterdi.
Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği yıllık konferansında açıklanan araştırmada, bilim adamları 9 yıl boyunca sağlıklı 62 bin 581 kişinin beslenme alışkanlıklarını inceledi. Bu süreçte 208 pankreas kanserine raslandı.
Eti çok pişmiş tercih edenlerin pankreas kanserine yakalanma riskinin, daha az pişmiş sevenlere ya da hiç et yemeyenlere göre yüzde 60 fazla olduğu belirlendi.
Araştırmanın başındaki Anderson, et sevenlerin pişirme sırasında ısıyı azaltması ya da yanmış
parçaları ayırması gerektiğini vurguladı.

ZAYIFLATAN BİTKİLER


Herkesin beslenme programına ve alışkanlığına sahip olduğunu belirten Ender Saraç, yaza girerken formda olmanıza yardımcı olacak ipuçları verdi.
Kilo vermeye yardımcı 4 bitki
1- Tere tohumu: Metabolizmanın canlanmasına yardımcı olur. Tiroidi tembel kişilerde daha verimli çalışmasına yardımcı olabilir. Hızlı kilo vermeye yardımcıdır.
2- Funda yaprağı: Zayıflamaya ve yağların vücut tarafından daha iyi yakılmasına yardımcı olur. Hızlı kilo vermeye yardımcıdır.
3- Yeşilçay: Güçlü antioksidandır. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye, bağırsaklardaki yararlı bakterileri artırarak sindirime yardımcı olur.
4- Zencefil: Alınan besinlerin daha iyi sindirilmesine yardımcı olur.
Ender Saraç'tan yaz için buzlu çay tarifi; 1,5 litre su içine 1 tatlı kaşığı iyi kalite yeşil çay atılıp 2-3 dakika kaynatın. Ilıdıktan sonra içine 2 tatlı kaşığı bal, yarım tatlı kaşığı limon ekleyin. Soğuyunca bol buz ve 5-6 adet taze nane yaprakları ekleyin. Bir termosa koyarak her zaman soğuk tüketebilirsiniz.
Azaltmanız gereken 7 besin!
Beyaz un ve şeker
Kızartma
Ağır yağlı şarküteri ürünleri
Kaymak ve deriler
Yağlı katkılar ve soslar
Şekerli ve şeker eklenmiş içecekler
Fazla tuz

10 DAKİKADA İLİŞKİNİZİ KURTARIN



Bir şeylerin doğru gitmediğini fark ettiğiniz ilişkinizi tamir etmek için 10 dakikanın yeterli olabileceğini biliyor muydunuz? Nasıl olduğunu öğrenmek için yazımızı okuyun…
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, çiftler günün sadece 10 dakikasını özel olarak partnerlerine ayırabiliyor. Mademki sadece 10 dakikanız var; o halde bu kısacık zaman dilimini daha da kaliteli hale getirin!
Geçen hafta, partneriniz için ne kadar bir zaman dilimi ayırdınız? Tam olarak bir süre veremeseniz de, muhtemelen televizyon karşısında pineklemekle geçirdiğiniz süre, sevgilinizi öptüğünüz süreden çok daha fazladır. Ya da kız arkadaşlarınızla oturup dedikodu yapmak, onun hayatında neler olup bittiğini dinlemekten çok daha tatlı gelmiş olabilir...
Partnerimin her şeyiyle ilgileniyorum diyerek ısrar da etseniz, İngiltere'de bir milyon kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; maalesef kadınlar "kaliteli" bir şekilde partnerleri için 24 saatin sadece 10 dakikasını ayırabiliyor. Bu arada beraber uyumak, kaliteli vakit geçirmekten sayılmıyor, hemen belirtelim! Yan yana oturup televizyonda aynı programı seyretmek de, bu "kalitesiz" kategorisine giriyor... Kısacası; aynı odada oturmakla, beraber bir şeyler paylaşmak aynı şeyler değil!Hafta sonu evliliğiDüşünsenize; her ikiniz de çalışıyorsunuz. Zaten günün büyük bir bölümünü çalışarak ve yorularak geçiriyorsunuz. İşten eve geliyorsunuz, yemek yiyor ve ardından siz kitap okurken o da televizyonda maç özetlerine bakıyor...İlişki uzmanlarına göre, monoton ilişkilerin bir adı da var:
Hafta sonu evliliği!
Düşünsenize; her ikiniz de çalışıyorsunuz. Zaten günün büyük bir bölümünü çalışarak ve yorularak geçiriyorsunuz. İşten eve geliyorsunuz, yemek yiyor ve ardından siz kitap okurken o da televizyonda maç özetlerine bakıyor...
İlişki uzmanlarına göre, monoton ilişkilerin bir adı da var: Hafta sonu evliliği! Hafta arası iş, güç vaktinizi alırken seks, sinemaya gitmek, alışveriş yapmak ya da kavga etmek bile hafta sonlarına sıkıştırılıyor.
Uzmanlar, ilişkinin sağlığı açısından son derece tehlikeli olan bu durumu ancak ve ancak partnerinize her gün 10 dakika dahi olsa, "Özel" vakit ayırarak kurtarabileceğinizi söylüyor. Aksi takdirde ilişkinizin bir iş ortaklığından hiçbir farkı kalmayacak!
Bu vakti yaratamayanlar ise, hayatındaki öncelikleri gözden geçirmeli. Kısacası ilişkiniz mi, yoksa kendi hayatınız mı öncelikli, bir karar verilmeli.
Bir de çocuk varsa...
Aslında partner için vakit ayırmakla da iş bitmiyor. Önemli olan vakit ayırmaktan çok; vakti nasıl geçirdiğiniz. Beraber şekerleme mi yapıyorsunuz, göz göze bakışarak hiç konuşmadan oturuyor musunuz, kavga mı ediyorsunuz, yoksa birlikte yemek mi yapıyorsunuz?
İşin içine bir de çocuklar girdi mi, çiftlerin baş başa kalabilmesi daha da zorlaşıyor. Anne ev işleriyle birlikte çocukların yemeğiyle uğraşırken, baba da genellikle çocuklara kitap okuyarak ya da onlarla oyun oynayarak vakit geçirebiliyor. Dolayısıyla yine ortak bir paydada buluşup, çocuklarla birlikte katılabileceğiniz aktiviteler bulabilirsiniz. Şarkı söylemek, aile oyunları oynamak gibi...
Aslına bakarsanız, televizyon seyrederken partnerin ayağına masaj yapmak bile, ilişkiyi pozitif yönde tedavi edebiliyor. Dolayısıyla ilişkinizin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak ve partnerinizi elinizde tutmak istiyorsanız; ilişkinizi bir kez daha gözden geçirip, mono-tonlaşmış hayatınıza çekidüzen verebilirsiniz.
İLİŞKİNİZİ KURTARMAK İÇİN!
1.10 dakikayı iyi değerlendirin
İkinizden biri sabahlan daha önce kalkıyorsa kahvaltıyı hazırlayıp, beraber yiyebilirsiniz. Unutmayın; önemli olan vakit yaratmak değil, yaratılan o vakti nasıl geçirdiğiniz.
2. Mail atın ya da mesaj çekin
Gün içinde sevgilinizi arayıp akşam yemeğinde ne yapacağınızı sormak yerine ona sürpriz yapıp; ona aşkınızı anlatan bir mail atabilir ya da mesaj çekebilirsiniz.
3. Seks için zorlamak gereksiz
Duygusal bir yakınlaşma ya da içten gelen bir seks yapma isteği hissetmiyorsanız, birlikte olmayın, istekli olduğunuz zamanda da, özel 10 dakikayı sekse ayırabilirsiniz.
4. Ortak noktaları artırın
Bir ilişkiyi sadece birlikte alışveriş yapmak, gezmek ya da yemek hazırlamak besleyemez. Arada değişiklik yapıp birlikte şarkı söyleyebilir, oyun oynayabilir ya da güleceğiniz başka aktiviteler yaratabilirsiniz. Böylece ona olan sevginizi göstermek için hafta sonlarını beklemek gerekmez.

MEYVE HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ...


Meyve ağırlıklı beslenmenin kasları erittiğini söyleyen diyetisyen Banu Kazanç, meyvenin ne zaman ve nasıl tüketilmesi gerektiği hakkında önemli ipuçları veriyor...
Diyetisyen Banu Kazanç, kilo verirken dikkat etmeniz gereken en önemli konunun, kas kaybetmeden yağ kaybını sağlamak olduğunu belirtiyor. Bunun için meyveleri, proteinli bir yiyecekle birlikte tüketmeniz gerekiyor.
Yazın gelmesiyle birlikte, yaz meyveleri de renkleri ve tatlarıyla soframızı çeşitlendirmeye başladı. Lezzetli ve şekerli olmaları nedeniyle meyvelerin tüketim miktarı yazın artar. Diğer yandan bu dönemde karpuz, çilek, kiraz, kavun içeren düşük kalorili, tek besinden oluşan diyetler karşımıza çıkar.
Peki meyveler gerçekten zayıflatır mı? Meyveler kalorisiz mi? Bu tarz diyetler sağlıklı mı? Meyveleri sınırsız yiyebilir miyiz?
Karbonhidrat içerir
* Meyveler yüksek lif, su, vitamin ve mineraller içerir. Sınırlı yenildiği sürece düşük kalorili yiyeceklerdir. Ancak meyveler kalorisiz olmadığı için her zaman kararında tüketilmelidir. Ne kadar sağlıklı olursa olsun, her besin fazla tüketildiği zaman sağlığımızı bozar. Meyve, karbonhidrat içeren bir besindir. İçinde fruktoz denilen meyve şekeri vardır. Meyve fazla yendiğinde, fazla kalori alınır. Bu fazla kalori de kilo olarak geri döner.
* Meyvelerle ilgili, 'glisemik indeks' kavramı da göz önünde bulundurulmalı. Elma, armut ve şeftali gibi glisemik indeksi düşük gıdalar bizleri daha uzun süre tok tutar. Ayrıca vücutta insülinin daha az salgılanmasına sebep olur. Böylece metabolizmamız daha iyi çalışır. Glisemik indeksi yüksek olan meyvelerin, yani incir, muz ve üzümün tüketilmesi yasak değildir ama miktarını iyi ayarlamak gerekir. Bir kişinin bir günde yemesi gereken meyve miktarı, üç-beş porsiyon arasında değişir. Bu porsiyon miktarını gün içine dikkatlice dağıtmak gerekir.
Meyve kilo verdirmez
* Uzun süre uygulanan meyve diyetleri kilo vermek yerine kilo aldırır! Uzun süre uygulanan meyve diyetleri düşük kalorili, karbonhidrat içeriği yüksek, protein içeriği son derece düşük olduğu için sağlık problemlerine yol açar. Tek yönlü besin içeren diyetlerdir. Günlük almamız gereken amino asitlerden ve yağ asitlerinden yoksundur. Bu tür diyetleri uzun süre yapmak; tansiyon düşüklüğü, sinirlilik ve kas erimesi gibi birçok sağlık problemini de beraberinde getirir. Ayrıca bu tür diyetlerin uzun süre yapılması vücutta yağ değil, kas yakılmasına neden olur. Bu kadar kısa zamanda verilen kilolar hiçbir zaman kalıcı ve sağlıklı olmaz. Bu tür diyetlerde karşılaştığımız bir diğer önemli sorun ise; metabolizmanın yavaşlaması ve kilo vermenin bir süre sonra durmasıdır.
Proteinle birlikte alın
* Meyve ağırlıklı diyet maksimum bir hafta yapılabilir. Fakat meyve diyetine başlamadan bir hafta önce protein ağırlıklı bir beslenme uygulamalısınız. Yani meyve diyetinden önceki hafta süt, yumurta, yoğurt, et, tavuk, balık içeren bir diyet programı yapın.
* Meyvelerin tüketilmesi sırasında metabolizmanın hızlı çalışması için vücudun insülin dengesinin de korunması gerekir. Hızlı kilo verebilmek için meyveleri proteinli bir yiyecekle birlikte yemenizi öneriyorum. Meyve salatası + yoğurt veya karpuz + tuzsuz peynir veya bir muz + bir bardak süt gibi... Bu kombinasyonlarla kan şekeriniz kontrol altında tutulur ve kendinizi daha uzun süre tok hissedebilirsiniz.
* Yaz aylarında özellikle erik, kayısı, kiraz, şeftali yiyin. Erik, içerdiği potasyumdan dolayı vücutta sıcaktan oluşan şişkinliklerin, su toplamalarının önüne geçer. Ayrıca erik tokluk hissi de yaratan bir meyvedir. Ancak mutlaka tuzlanmadan yenmelidir.
Alkolden sonra yiyin
* Kayısı, beta karotenden zengin olup, içerdiği şeker dengesi ile açlık hissinizi bastırır. Kiraz, vücutta oluşan ödemlerin atılması ve tokluk hissi uyandırması açısından iyi bir meyvedir.
* Alkolden sonra yenilecek meyve, alkolün vücutta yarattığı toksinleri etkisiz hale getirip, alkolün vücuttan hızlı bir şekilde atılmasına yardımcı olur.
Bir porsiyon meyve miktarı
Bir porsiyon meyve; bir elma, 15 kiraz, dört kayısı, bir şeftali, bir dilim karpuz,10 erik, 10 çilek, dört dilim kavun, bir kividen oluşabilir.
Kuru ya da yaş meyve fark etmez
Kuru kayısı, kuru erik, kuru incir gibi kurutulmuş meyvelerin, yaşları ile kalori olarak hiçbir farkı yoktur. Kuru meyvelerin daha çok şeker ve kalori içerdiği düşüncesi yaygın ancak yanlış bir düşüncedir. Aralarındaki tek fark kurutulunca su kaybettikleri için daha tatlı bir his uyandırmalarıdır. Yaş meyveye göre şeker oranı aynı miktardadır. Meyvenin yaş veya kurusu hiç fark etmez, hangisi sizi tatmin ediyorsa onu tercih edebilirsiniz. Özellikle ara öğünlerinizde meyve yiyin.
Yediğinizden pişman olmanız sizi daha fazla acıktırır
* Üç ana öğünle besleniyorsanız, dikkatli olun. Çünkü bu tip beslenmede yenilen yiyecek miktarı giderek artacaktır. Kişiler bu durumda bağımlılık derecesinde yemeye devam ederler. Her şeyden önce bu davranışı gösteriyorsanız, pişmanlık duygusunu kendinize yaşatmamaya çalışın. Yani yediğinizden pişmanlık duymayın. Pişmanlık daha fazla yemenize neden olup, sizi obeziteye daha fazla yaklaştırır.
* Günde sekiz, gerekirse 10 öğün yemeye çalışın.
Açlığın sonu şeker
* Yoğun iş temposu ile çalışanlar evlerine geldiklerinde kendilerini yemek ile ödüllendirme yolunu seçiyor. Bunun yerine sık sık ama az az yiyip, hobilerinize yönelmeye çalışın. Uzun aralıklarla yemek yemek, vücuttaki kan şekeri ve insülin dengesini bozar, vücut aşırı açlık hisseder. Sonuçta da vücut aşırı dozda besine ihtiyaç duyar.
* Ara öğünlerde; ceviz (10 tane), süt (günde bir-iki bardak ), fındık (bir çay bardağı ), meyve, meyveli yoğurt, kuru kayısı, kuru erik ve kepekli tostu tercih edin.
* Haftada üç-dört defa olmak koşuluyla makarna, sandviç, mantı, simit gibi besinleri öğle öğününde yemeye özen gösterin. Bu yiyecekler aynı zamanda karbonhidrat ihtiyacınızı sağlayarak, sağlıklı ve rahat diyet yapmanızı sağlar.
* Meyveler arasında en çok tokluk hissi yaratan muz, ayva, portakal, mandalina ve narı seçin.
* Vücutta kas kaybı olmamasına özen gösterin. Kilo vermekte önemli olan, vücudun yağ kaybetmesidir. Kas kaybetmeden yağ kaybını sağlamak için diyetle kaliteli protein almak önemli. Bu sebeple; haftada üç defa kırmızı et, üç defa balık, iki defa yumurta ve iki-üç defa tavuk yiyin.
* Kendinize yapacağınız en büyük kötülük, suçluluk duygusu ile hareket edip, hızlı kilo verme duygusu ile kendinizi cezalandırmak olur. Bir haftada beş kilo verdiren şok diyetleri sakın tercih etmeyin.
Suyu meyvenin yerini tutamaz
Meyvelerin sağlıklı faydalarından yararlanmak için posası ile yemek gerekir. Meyve suyu yerine taze meyve yiyin. Meyveleri kabuğuyla ya da posasıyla yemek daha çok vitamin, daha çok doygunluk hissi ve daha çok bağırsak hareketliliği sağlar. Meyve salatası ise kısa zamanda açlık hissi yarattığından, yarardan çok zarar sağlar.
Sınırsız tüketmek diye bir şey yok!
Her zaman yaz meyvelerinin çok sağlıklı olduğu söylenir ve bu nedenle de sınırsız olarak tüketilebileceği düşünülür. Ama bu düşünce son derece yanlıştır. Fazla meyve yerseniz, bilin ki şeker içeren bu yiyecekler daha sonra size kilo olarak geri döner. Ekmek, et, tavuk, balık ve sebze içeren bir diyet yaparken günde üç-beş porsiyon meyve yemek uygundur.